|0.8|

165 28 6
                                        

Bir elindeki silaha, bir de karşısında ondan bir yanıt bekleyen adama bakıyordu. Kafası ise sadece ona yapılan teklifteydi. Önünde gayet kazançlı bir iş vardı; edineceği belleği karşısındaki adama satacak ve geri kalan hiçbir şeyle ilgilenmeyecekti. Bu şekilde yüksek bir mebla elde edebilirdi. Ancak karşısındaki adam hiç güvenilir biri değildi.

"Bir yanıt için daha ne kadar beklemem gerekiyor, Hwang?" diye sordu sabırsız adam. Bang Christopher'ın katlanamadığı tek şey beklemekti.

"Ne zaman düşünmeden hareket ettiğimi gördün?"

Sesli bir şekilde güldü Christopher. "Doğru söylüyorsun. Hwang Hyunjin asla düşünmeden hareket etmez. Her zaman herkesin bir adım ilerisindedir, öyle değil mi?"

"Beni tanıman çok hoş, ama gereksiz bir şekilde konuşarak hem düşünmemi engelliyorsun hem de canımı sıkıyorsun." dedi Hyunjin kafasını kaldırmadan göz ucuyla ona sırıtan adama bakarken. "Ayrıca benim için hiçbir şekilde güvenilir tarafın yok, sana niye güveneyim? Daha önce yarı yolda bıraktığın insanların listesini çıkartabilirim."

"Sen bana hiçbir zaman güvenmezsin, Hyunjin. Ama illede sözümü istiyorsan; merak etme, sana kazık atmam. İkimiz de aynı kirli dünyanın eseriyiz."

Aynı kirli dünyanın eseri. Christopher'ın tüm sözleri gerçeklik payı sorgulanması gereken türdendi ama bu sefer doğru söylüyordu. Hyunjin ile Christopher'ın yaşadıkları tamamen farklıydı ama onları böyle acımasız hale getiren aynı yerdi.

Nihayet kafasını kaldırdı ve muhattap olduğu kahverengi saçlı adama baktı. En son gördüğünden bu yana, neredeyse iki yıl, kesinlikle değişmişti. Derin bir nefes alıp silahını masanın üzerine bıraktı ve, "Evet, sana hiçbir zaman güvenmem." dedi. Konuşmaya devam edeceğini anlayan Christopher ise konuşmamıştı.

"Bu konuyu düşünmek için akşama kadar vakit istiyorum. İpimi sağlam kazığa bağlamak isterim."

"Kabul. Akşam yanıtını bekliyor olacağım." dedikten sonra kabanını üzerine geçirdi Christopher. El sıkışırlarken, "Yeni birini işe aldığını duydum." dediğinde Hyunjin kafasını sallamakla yetinmişti.

"Senin hakkında çok fazla konuşuluyor, Hwang. Yeni işe aldıkların, başarılı veya başarısız işlerin." dedi Christopher geri çekilirken. Karşısındaki sarışına adamın değişmeyen bakışları onda merak uyandırmıştı.

Tekrardan masasına otururken, "Sadece onlara izin verdiğim kadarını biliyorlar, Bang. Benim için bir sorun teşkil etmiyor bunları konuşmaları. Yine de bilgilendirme için sağ ol." dedi Hyunjin. Önüne gelen sarı saçlarını geriye doğru attı. Yapması ve düşünmesi gereken bir sürü işi vardı ancak karşısındaki adamın sohbet edesi tutmuştu. Hyunjin'in yapmaktan haz etmediği birkaç şeyden biri.

Kapıya doğru ilerleyip araladıktan sonra aklına gelen şeyle duraksadı Christopher. Açtığı kapıyı geri kapattığında Hyunjin ile göz göze geldi. Ne yaptığını sorgularcasına elini sallamıştı sarışın olan.

"Seungmin hala burada çalışıyor mu?" diye sorduğunda göz devirdi Hyunjin. "Evet hala burada çalışıyor. Ama seni pek de alakadar etmiyor bu."

"Hala kızgın mı ki bana?"

"Kim onu yarı yolda bırakan birini durduk yere affeder, Christopher? Tabii ki sana kızgındır." diye çıkıştı Hyunjin. Christopher'dan sıkılmaya başlamıştı.

"Gitmeden ona bir uğrayacağım." dedi ve odadaki aynaya bakarak üstüne başına çeki düzen verdi Christopher. Hyunjin kafasını iki yana salladı. "Çalışanlarımı rahatsız etme, Bang."

blonde & brunette [hyunin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin