yeni bir bölümle karşınızdayım. destekleriniz benim için çok önemli lütfen oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.
keyifli okumalar.
***
Şimdiki Zaman / 2023
Gözlerim dolduğunda bir an önce bu odadan kaçmak istiyordum. Eğilip çenemi tutuğunda dudaklarımı sertçe sıkıyordu, biliyordum ki izi kalacaktı. Makyajla kapatmak istesem bile belli olacaktı. Saçlarımı okşadığında gözlerimi kapattım.
"Baban seni çok özledi Jimin-ah" biliyordum ki ilk değildi, son asla olmayacaktı.
Kaçmalıydım, karşısında eski ezik Jimin asla yoktu. Parmaklarını dudaklarımda bastırarak gezdirdiğinde mide bulantısıyla başımı sağa çevirdim. Reddetmemi sindiremeyen Bay park saçımdan tuttuğu gibi başımı duvara vurmuştu.
İlk sarsılsam da kurtulduğum için çok mutluydum, saçlarımdan tutarak kendisine bakmamı sağladığında daha fazla dayanamayıp burnuna kafa attım. Acıyla yerinde bağırdığında saçımdaki elleri gitmiş yere düşmüştü.
Burnunu tutarak yerde kıvrandığında gözüm dönmüştü resmen, gözlerimin önüne gelen saçımı sertçe yolarak çektiğimde yakalayarak ayağa kalktım. Tekmemi karnına savurduğumda yıllarca içimde olan öfkemi atmak istiyordum. Başımın daha büyük dertte olacağını bildiğim halde istediklerimi yapıyorum
Kaç saattir bu evde olduğumu bilmiyordum, büyüdüğüm ev sadece bana acı veriyordu.
Merdivenlerden seslerin gelmesiyle tekmelerimi savurmayı bıraktım. Minho merdivenlerden indiğinde ilk gözleri babamı bulsa da bana baktığında iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu, babamın acı sesleri evi sallasa da kimse ona yardım etmiyordu.
"Hyung sakin ol..." şefkatle yaklaştığında bir kaç adım geriye gitmek durumunda kalmıştım. ".. korkma benden zarar gelmeyecek sana dokunmayacağım tamam mı? Öncelikle derin nefes alıp sakinleşmemiz gerekiyor."
"Sakin olmama mı istiyorsun?" Acılar içinde kıvrandığımda sakinlik verilmemişti bana. korku, endişe ama saf korku ve endişeliydim. Korkarak yorgan altında titreyerek sakinliği istemiyorsun, huzuru istiyordum. O zamanlar aşılanmıştı bana korku o yüzdendi korkum, Minho sakinleşmemi bekleyemezdi...
Gülümseyerek "Sakinim..." dedim. hiç bir şey olamamış gibi gülümsediğimde bipolar olduğumun farkındaydım. Duygularımı içime atmaya alışkındım. Annem tiksinti dolu gözlerle bana baktığında "Eşine yardım etmeyecek misin? Hadi ama anne onu elinden aldığıma mı inanıyorsun."
"Ne diyorsun sen! Haddini bil."
"Ah anne hadi ama sustun, sustunuz. Acılarımı çekerken sustun neden biliyor musun? Onca acımın içinde kocanı elinden aldığıma inandın." Kafamı iki yana sallayarak dolu gözlerimi kapattım, gerçekleri hazım etmem gerekirken hep aklıma düşüyordu.
"Her zaman yaptığınız gibi susun, bir daha bu eve gelmemek dileği ile gidiyorum. Minho anlaştık mı?"
"Hyung..."
"Evet veya hayır demen yeterli benim için, daha fazla konuşmaya gerek yok."
"Evet." Olumlu yanıtı aldığımda bir an önce evden ayrılmak için çıkışa yöneldim. Dışarı çıktığımda arabama ilerleyecekken adımlarımı durdurdum, içeride ne kadar güçlü görünmek istesem de şimdi omuzlarım düşmüş kendimi kasmayı bıraktım. Arkama son kez baktığımda Minho'nun camdan bana baktığını fark ettim, son kez gülümseyip aracıma yöneldim. Bugünlük duyguları benim için yeterliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grace -Yoonmin-
FanfictionYalvarıyorum sana Yoongi izin ver de kendime gelebileyim. Her şey iyi olmaya başladıkça tekrar karşıma gelip benden ruhumu isteyemezsin. Kendimi zorla düzeltmeye çalıştıkça tekrar aynı yere gelmek zoruma gidiyordu. Gözlerimdeki yaşlarla yine o soğu...