lütfen yorum atmayı ve oylamayı unutmayın.
keyifli okumalar...
***
Şimdiki zaman/ Yıl 2023
Ortam o kadar karma karışık ve insanlar birbirini itiyordu ki kime çarptığımı bile bilmiyorum ta ki o zaman kadar. Birine çarpmamla dengeyi sağlayamayıp düşüyordum, gözlerimi kapattığımda parfüm kokusuyla baş başa kaldım. Tanıdıktı, oydu... gözlerimi açtığımda kara gözleriyle bakışmayı beklemiyordum.
Sanki bir filim içerisindeymişiz gibiydik zaman çok yavaş akıyor saatler geçiyordu sanki. Yoonginin kollarının arasındaydım. Min Yoonginin kolları arasındaydım?!.
Kokusu başımı döndürecek şekilde burnuma doluşuyordu, gögüsüm göğüsüne çarpmış gözlerine bakıyordum. Zaman durmuştu sanki etrafımızdaki insanlar hareket halindeyken ikimizde birbirimize bakıyorduk. Belimdeki elinin sıklaşmasıyla şu anda ne yaptığımı sorguladım, o çok özlediğim kollarında olamazdım. Gögüsünden ittiğimde birkaç adım geriye sendelemişti, belimdeki eli kayboluvermişti.
"Ne işin var burada?" Sorgularcasına yanıma yaklaştığında geriye adımladım. Gözleri dar deri pantolonumda gezindirip geri gözlerime odaklandı. Müziğin şiddetli sesinde bile duyabilmiştim sesini. Pil Do hyung aradaki gerginliği kısa kesmek için koluma dokumuş "Üst kata çıkalım orası daha sakin." Başımı kaldırdığımda cam mekan bir alan vardı. Neden orada bu kadar az kişi olduğunu sorgularken Sujin sevgilisinin kolundan tutu yukarıya çekiştirdi.
Arkalarından ilerlemek istediğimde önümü Yoongi kesmişti. "Park Jimin burada ne işin olduğunu sordum." Geriye adımlayıp ne yaptığına bakıyordum, hesap soracağını ona düşündüren neydi acaba. Derin nefes alıp yumruğumu sıktım, herhangi bir sorun olmasını istemiyordum.
"Min Yoongi çekil önümden, hesap sorma hakkını kendinde tanıma." Yanından geçerken temas etmemek için ekstra uğraştım. Yıllar sonra evime ayak basma cüretinde bulunduğu yetmiyormuş gibi hakaretlerini savurup çıkıp gitmişti, şimdi ise hesap soruyordu.
Merdivenlere yöneldiğimde beni izleyen bir çift göz hissetim başımı sağa çevirdiğimde Kim Taehyung karşımdaydı, gözlerinde hüzünle bana bakıyordu. Pişmanlık... gözlerinde en çok da pişmanlık vardı. Yanında Jungkook ikimiz arasında bakışları dolaşıyordu, hiçbir duygu belirtisi göstermeyip Pil Do Hyungun arkasında ilerledim cam mekana girmeden önce bizi bir güvenlik durdurmuştu. Elimizdeki davetiyeyi gösterdiğimizde önümüzde eğilmiş kapıya şifreyi girerek girişimizi sağlamıştı. Bar için bu kadar güvenlik sisteminin olması çok saçmaydı.
Sujin sevgilisinin elini sıktığında benim gibi tedirgin halimde olduğunu fark etmiştim. "Sevgilim buraya gelmemiz ne kadar doğruydu? Yani içim çok huzursuz."
"Sujin, Jimin'in kuruntuları halletmeye çalışırken bir de sen başladın gerçekten mi?"
"Anlamıyorsun hayatım burası çok..."
"İtiraz istemiyorum bugün eğleneceğiz." Sujin'in kolundan çekiştirip köşedeki alana geçtiğinde bende karşısına oturdum, dediği gibi burası daha sessizdi insanlar dans ediyor ancak fazla kalabalık değildi. Oturduğumuzda garson viski bardaklarını bırakıp gitmişti. İçimden bir his bugün alkol almamam gerektiğini söylüyordu. Bardağı elime aldığımda bir süre elimde tutup, geri masaya baktım Pil Do hyung bardağını bitirmişti, Sujin ise küçük yudumlarla viskisini içiyordu.
"Hyung gidelim mi artık?" Başını iki yana sallayıp ayağa kalktı, piste doğru ilerlediğinde kıskanç sevgilisini de peşinden sürüklüyordu. Bende elimi yüzümü yıkarsam daha iyi olacağımı kendime tembih ediyordum. Ayağa kalkıp cam mekandan çıktığımda gürültülü ortama tekrardan giriş yapmıştım. Yoğun alkol ve ter kokusuyla burnumu kapatıp lavaboya ilerledim, kolidor birbirini yiyen çiftelerle doluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grace -Yoonmin-
FanfictionYalvarıyorum sana Yoongi izin ver de kendime gelebileyim. Her şey iyi olmaya başladıkça tekrar karşıma gelip benden ruhumu isteyemezsin. Kendimi zorla düzeltmeye çalıştıkça tekrar aynı yere gelmek zoruma gidiyordu. Gözlerimdeki yaşlarla yine o soğu...