merhabalar canlarım kurgu nasıl ilerliyor yorum yaparak görüşlerinizi belirtebilirsiniz...
keyifli okumalar..
***
Yıl 2015 / 8 yıl önce
O gün Taehyung ile ilk tartışmam Yoongi hyungla da ilk birbirimizin yanında olduğumuz gündü. O gün anlamıştım ki içimdeki hislerim basit bir hoşlantı olarak kalmayacaktı.
Dün Yoongi hyungun yanından aceleyle apar topar kaçtığımda ne yaptığımı düşünüyordum. Kaçmak korkaklıktı, orada kalıp hoşlandığımı söylemeliydim. Yakın davranmam gerekirken kaçmayı daha kolay bulmuştum.
Aptallığımla yatakta tepinirken Hoseok hyung yatağında doğrulmuş garipseyerek bakıyordu. Yaptığım hareketin farkına vararak derin nefes alıp yatakta doğruldum.
"Saçlarını düzelt bari delirdiğini düşünüyorum bazenleri."
"Haklısın hyung..." elimi saçlarıma attığımda ne kadar da kabardığını o zaman fark ettim. Ellerimle olamayacağını fark edip banyoya ilerledim, odanın içerisinde banyo olması çok işime gelmiş böylelikle odadan çıkıp Yoongi hyung ile karşılaşma ihtimalinde olmadım.
Aynadan kendime baktığımda saçlarımın yolunmuş, dudağımı ısırmaktan şiştiğini ve kızardığı anladım.
Kapının tıklatılmasıyla irkilip elimi kalbime götürdüm, kalbim yerinden çıkacakmış gibi attığında nefes alışlarım bozuluyordu. "Jimin-ah dans provası için şirkete gideceğiz Namjoon bekliyor. Jimin-ah?" Korkudan cevap veremediğimde Hoseok hyung seslenmiş bir şey olup olmadığını sorguluyordu, elimle hafifçe kalbime vurup sorun olmadığını telkin ettim.
"Geliyorum hyung." Sesimin titreyeceğini düşünürken sakinlikle çıkması beni bile şaşırtmıştım.
Odanın kapısının kapanmasıyla suyu açmış yüzüme vurmuştum. "Kimse sana zarar vermeyecek, sakin ol." Korkumun gün yüzüne çıkmasını istemiyordum eminim ki diğerleri anlardı başından da Taehyung. Aynaya kendime baktığımda yüzüm sararmış dudaklarım morarmaya yüz tutmuştu. Hızla banyoda çıkıp çekmeceme yöneldim içinden çıkardığım vişneli lipbamı dudağıma sürdüm böylelikle biraz da olsa renk katmıştı.
Odamdan çıkmadan son kez üzerime bakıp saçlarımın düzgün olduğundan emin oldum. Odadan çıktığımda aynı zamanda Yoongi hyung da odasından çıkmıştı, ikimiz bir süre birbirimize baktıktan sonra o ilk adımı atarak önden ilerledi. Ağzımı açmamış arkasından ilerlerken bir anda anlımın duvar gibi sert yere çarptığında inleyerek elimi anlıma atıp inledim. Ansızın gelen darbeden dolayı gözlerim dolduğunda sonunda önüme bakmayı akıl edebilmiştim.
Yoongi hyungun sırtıyla yüz yüze geldiğimde şaşkınlık içerisindeydim, nasıl olurda bir sırt bu kadar sert olurdu. Arkasını dönmüş elimle ovduğum anlıma bakmıştı.
"Önüne bakmıyor musun sen?" Dişlerini sıkarak konuştuğunda ne yaptığımı düşünüyordum.
"Hyung sen aniden durunca ne yapacağımı şaşırdım."
"İyi bok yiyorsun..." ağzının içinde fısıldasa da kırıcı sözcükleri kulağıma ulaşmış , dolan gözlerimi daha da doldurmuştu. Başka sözcük ağzından çıkmadan arkasını dönüp merdivenlere yöneldi. Niye böyle davrandığını anlamamıştım ancak kırıcı sözleri içime işlemişti.
Merdiven basamaklarından yavaşça inip salona ilerledim. Namjoon hyung önündeki kağıtlarında bugünün programını okuyor, Seokjin hyung elinde tuttuğu keki yiyerek dinliyor diğerleri ise ayakta onları izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grace -Yoonmin-
FanfictionYalvarıyorum sana Yoongi izin ver de kendime gelebileyim. Her şey iyi olmaya başladıkça tekrar karşıma gelip benden ruhumu isteyemezsin. Kendimi zorla düzeltmeye çalıştıkça tekrar aynı yere gelmek zoruma gidiyordu. Gözlerimdeki yaşlarla yine o soğu...