oylamayı ve yorum yapayı unutmayın lütfen...
keyifli okumlar!
***
Yıl 2015/ 8 Yıl Önce
Hayatın getirdiği yeniliklere alışmak zordu, öyle ki staj olarak şirkete geldiğimde asla alışamayacağımı düşünüyordum. Ailemin yanından ayrıldığıma sevinsem de Minho'yu geride bırakmak huzursuz hissetmemi sağlıyordu. Çektiklerimin aynısını Minho'ya yaşatacaklarından çok korkuyordu.
Sıcak duşun ardından gurup tanışması için Taehyung ile toplantı odasına ilerliyorduk. Canım arkadaşım bu zor süreçte yanımdan asla ayrılmamış sabaha kadar dahi olsa dans konusunda yardımcı olmuştu. Gurubun son üyeleri olarak toplantı odasına girdiğimde Bang Si-hyuk gülümseyerek oturacağımız yeri göstermişti.
Yerime ilerlediğimde karşımda oturan siyah saçlı çocukta takılı kalmıştım. Yüzünde hiçbir mimik oynamıyor, umursamazlıkla oturmamızı izledi. Oturduğumda başımı öne eğip yapmamız gerekenleri dinledim. Öncelikle ilk alışma ve staj dönemi olacaktı, tabi ki de çeşitli eğitimlerden geçecektik sonuçta guruptuk.
Bang Si-hyuk bir süre daha olayları anlattıktan sonra toplantı odasından çıktığımda sessizlikle hepimiz birbirimize bakıyorduk. Aramızda en küçüğü olduğunu düşündüğüm kişi utangaçlıkla yanındaki adamın kulağına bir şeyler söylediğinde "Tanışmaya ne dersiniz ben Kim Namjoon, Hoseok ve Yoongi ile bir süredir beraberiz aramızda en küçüğü Jungkook bir kaç ay önce katıldı." Bana bakan çocuğun ismi Yoongiydi demek. İyi anlaşacağımıza emindim tabi böyle soğuk olmaya devam etmezse.
"Beni de aklınızda en yakışıklınız Kim Seokjin olarak tanımlayabilirsiniz, biraz açık sözlüyümdür." Biraz az kalırdı sanki, kendine karşı özgüveni kıskanmamı sağlaya bilirdi. Yüzünü dikkatli incelediğimde gerçekte de yakışıklıydı, gözlerinin yapısı, dudaklarının dolgusu kore standartına göre çok iyiydi. Kendi güzelliğinin farkındaydı.
Sıra bize geldiğinde Taehyung daha fazla dayanmadan gülümseyerek "Bende Kim Taehyung, arkadaşım Park Jimin ikimizde aynı sınıf arkadaşıyız."
"Ya öyle mi?"
"Öyle Jungkook." Çakmak çakmak gözleriyle soruyu sorması yüzümdeki gülümsememi genişletiyordu.
"Aynı yurtta kalacağız o yüzden kim kiminle kalacak onu konuşalım." Namjoon hyungun baskınlığı bir miktar şaşırmamı sağlasa da aslında yönetimi hoşuma gitmişti.
"Seokjin hyung, Yoongi hyung ile kalabilirsin. Hoseok ve Jimin siz ikiniz, Jungkook ve Taehyung kalabilir bense küçük odada kalırım. İtirazı olan?" Yabancı birinin yanında kalacak olmak rahatsız hissetmemi sağlasa da Taehyung hep yanımda tutamazdım.
Sonuçta hayatı benim üzerime kurulu değildi. Taehyung rahatsızlığımı fark eder gibi bana baktığında gülümseyerek iyi olduğumu belirttim. Sorun yoktu kimse sana dokunmayacak Jimin, kimse ailem gibi değildi...
Seokjin Hyung'a döndüğümde gülerek bir şeyler anlatıyordu, ne zamandan berridir güzel ortamda olmadığımı fark etmiştim.
"Evet çocuklar stüdyoyu gezmeye ne dersiniz?"
"Taehyung hyung eminim ki beğeneceksin hadi kalkın."
"Sakin ol Jungkook daha çok vaktimiz var." Ayaklandığımızda ilk Namjoon Hyung'un odasına girmiş güzel piano ve bilgisayarları görmüştüm. Tanınmayan şirket olmasına rağmen sağladıkları imkanlar çok iyiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grace -Yoonmin-
FanfictionYalvarıyorum sana Yoongi izin ver de kendime gelebileyim. Her şey iyi olmaya başladıkça tekrar karşıma gelip benden ruhumu isteyemezsin. Kendimi zorla düzeltmeye çalıştıkça tekrar aynı yere gelmek zoruma gidiyordu. Gözlerimdeki yaşlarla yine o soğu...