merhaba arkadaşlar sınavlarımdan dolayı bir hafta kadar süre görüşememiştik. Nasılsınız, umarım iyisinizdir.
oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen destekleriniz benim için çok önemli...
keyifli okumalar.
***
Şimdiki zaman
Derin nefes aldım "onu gördüğünüzde heyecandan kalbiniz yerinden çıkacak gibi olur. Ufak bir dokunuşu bile mutlu olmanızı sağlar. Sürekli onunla ilgili hayal kurarsınız, kurmak istersiniz. Ama.... son buluyor işte." Personel elinde bulunan kağıdı kaldırdığında süremizin dolduğunu anlamıştım. Zorla da olsa gülümseyip "Bugün bu kadar yeter yarın ki müzik şovunda görüşmek üzere."
Ekranı kapatıp personele verdim, odadan çıktığında köşedeki koltuğuma yönelip uzandım. Aptal gibi uyandığımda evde olmasını beklemiştim, belki... pişman olmuştur diye düşünmüştüm. Gerçi salak gibi hala ondan mesaj bekliyordum.
Hala acı çekiyordum, neden? İçimdeki acının tarifi olmaması nedendi. İçmek istiyordum, belki içersem düşüncelerimi rafa kaldırabilirdim. Koltukta oturur pozisyona gelip masanın üzerindeki viskiye baktım kafamı iki yana sallayarak bunun yeterli olmadığına kanaat getirip viskiye geri yerine koyup odadan çıktım. Evde içsem daha iyi olurdu böylelikle eve gitme derdi olmayacaktı. Asansörün gelmesiyle kendimi içeri atıvermiştim. "Jimin bende seni arıyordum, provalar için aşağıda seni bekliyoruz." Prova mı? Aklımdan tamamen çıkmıştı, görevliye geleceğime dair kafamı sallayıp prova odasının katına bastım. İçmek bile hayal olarak kalmıştı. İki gün sonra olan babamın partisine gitmek için hazırlanmalıydım, yanlarında nasıl giyineceğimi bile bilmiyordum. Jongine sorsam alay konusu olur muydum? Eğer onuna konuşursam yanımdan ayrılmama durumu da vardı.
Asansörden inip prova odasına girdiğimde dansçıların yerde oturduğunu gördüm. Bunca zaman beni bekledikleri düşünmek suçluluk duygusunu çağırıştırıyordu. "Prova tamamen aklımdan çıkmış, geç kaldığım için üzgünüm." Onlardan yüksek konumda olsam bile özür dilemekten geri duramazdım. Özrümün samimi içten olması için önlerinde eğildim.
*
Yorucu geçen prova sonrasında kendimi yere atmıştım, herkes benim gibi kendini yere bıraktığında gözlerim su şişesini aradı. Birinin su şişesini uzatmasıyla kafamı kaldırıp uzatan kişiye baktım, yaşının küçük olduğu belliydi kız gülümseyerek önümde eğildi. "Teşekkür ederim..." ismini bilmediğimden dudaklarımı oynatamamıştım.
Kız anlamış gibi "İsmin hein efendim."
"Teşekkür ederim hein."
"Rica ederim efendim." İçim o kadar çok yanmıştı ki hein sözleri söylerken suyu açmış birkaç yudumda bitirivermiştim. Oturması için alan sağladığımda biraz geri çekildim, aramızda mesafe olması en iyi olanıydı.
"Efendim demene gerek, daha doğrusu kimsenin demesine gerek yok."
"Ah, sorun olmaz mı sonuçta biz sadece dansçıyız." Gözleri yeri bulmuş, utançla sözlerini dile getirmişti.
"Dansçı olmanız hiçbir şeyi değiştirmez hepimiz insanız, eşitiniz unutma " gülümsedim çok küçük ve toydu. Korkulu, çekimser gözlerle etrafa bakıyordu küçük hataları olduğunda azarlanacağından korkuyor gibiydi gözleri korkuyla açılıp herkesten özür dilemişti. Diğer arka dansçılardan birkaç ses yükselmeye çalışılsa da susmaları gerektiğini gözlerimle anlatmıştım. İnsan hata yapmaya mahsustur, robot değiliz sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grace -Yoonmin-
FanfictionYalvarıyorum sana Yoongi izin ver de kendime gelebileyim. Her şey iyi olmaya başladıkça tekrar karşıma gelip benden ruhumu isteyemezsin. Kendimi zorla düzeltmeye çalıştıkça tekrar aynı yere gelmek zoruma gidiyordu. Gözlerimdeki yaşlarla yine o soğu...