Üyelerin hepsi koltuklarda oturup uyukluyordu yanlarına gittim.
İPEK:Ne yapıyorsunuz burada? neden yatmıyorsunuz?.Yeol yanıma gelip telefonuna bir şeyler yazıp bana gösterdi.
YEOL:Baekhyun'un horlaması yüzünden uyuyamıyoruz.Yazıyordu güldüm.
İPEK:Yastığını düzeltmeyi denediniz mi? dedim kimseden çıt çıkmadı. Yeol yine telefonuna bir şeyler yazdı.
YEOL:Yastık derken? dedi.
İPEK:Anlaşıldı biri benimle gelsin dedim. Yeol yine telefona bir şeyler yazdı.
YEOL:Ne için? ve nereye? dedi.Tuttum kolundan çekiştirdim yukarı Baek'in odasına girdim.Yastığını düzeltirken.
İPEK:Eğer biri horluyorsa başı yastıktan düşmüştür.Yastığını düzeltirsen horlaması kesilir dedim.Biraz sonra Yeol'un suratına baktım şaşkınlıktan ağzı açık kalmıştı."Kesildi mi horlaması?" dedim.Kafasını salladı ve bana sarıldı."Bu kadar mı kötü horluyor?" dedim.Yine kafasını salladı."O zaman iyi ki duymuyorum" dedim.Gülümsedim ama Yeol bunu yanlış anladı.
YEOL:Ne demek o? duyacaksın bu kısa bir süre böyle olacak.Duyduğun zaman hiç susmayacağım bu lafların hesabını vereceksin diye yazdı telefona sustum ağzıma fermuar çekme işareti yapıp seke,seke aşağıya inecektim ki biri beni kucağına aldı.Kafamı çevirdim.Bu Kris ne ara yukarıya geldi?.Bir şeyler söyledi ama duymadım.Sonra beni aşağıya indirdi.Tam odama götürecekken
İPEK:Benim aslında mutfağa gitmem lazım su içmek için çıkmıştım yukarıya dedim.Beni mutfağa bıraktı onu zorla yatağına gönderdim.Suyumu içtim biraz mutfakta oturdum.Sonra aşağıya indim ve Soo'nun yanına yattım.Sabah kalktığımda yanımda Soo yoktu.Yukarıya çıkmaya başladım sekerek merdivenin başında Chen'e rastladım beni görür görmez aşağıya inip beni kucağına alıp koltuğa oturttu.
İPEK:Ama siz böyle yaparsanız ben bunu alışkanlık haline getiririm.Devamlı beni kucağınızda taşımak zorunda kalırsınız dedim.Güldü ve yine bir şeyler söyledi tabi ki duymadım.
İPEK:Bizimkiler nerede? dedim.Telefondan bana mesaj attı.
CHEN:Dışarıda işleri vardı.Akşama kadar sürer.
İPEK:Sen neden gitmedin?.
CHEN:Benlik bir durum yoktu.Hem birinin senin yanında kalması gerekiyor.Malum daha iyileşmedin.Yani akşama kadar beraberiz yazıyordu.Güldüm bende ona mesaj attım.
İPEK:Bana uyar uzun zamandır beraber vakit geçiremiyorduk deyip gülümsedim.O da güldü.Yine bir şeyler yazmaya koyuldu.
CHEN:Film izleyelim mi? yazdı ona bir bakış attım sonra aklına yeni gelmişti ki kafasına vurup tekrar mesaj attı."Özür dilerim çok aptalım".
İPEK:Önemli değil Türkçe altyazılı filimler iniz var onlardan izleyebilirim duymamı gerektirmiyor sonuçta dedim kalktı filmi açtı.Benim yüzümden Türkçe altyazılı filmler almışlardı.Filmi açıp yanıma oturdu.Ben filmi izlerken o da bir şeyler söylemeye başladı.
CHEN:Neden ben böyle oluyorum? onunla mutlu olduğun her an ben hayata küsüyorum.Neden onunlasın? ben her gün acı çekiyorum.Seninle yan yana olup sana dokunamamak seninle beraber olup sana uzak olmak istemiyorum.Arkadaş maskesi altında seninle olmak istemiyorum.Senin yanında sadece arkadaş gibi değil hayat arkadaşın olarak kalmak istiyorum.Ben bunları neden istiyorum? neden bu kadar acı çekiyorum?.Dayanamıyorum.Burada durmamın tek nedeni seni görmek yanında olmak en azından arkadaşınım en azından böyle yakın olduğumuz için minnettarım.Beni duymadığını biliyorum o yüzden bu kadar rahatım.Hani az önce demiştin ya "beni böyle taşırsanız alışırım her gün isterim" diye.Ben seni her gün taşımaya hazırım.Sen yeter ki benim yanımda ol.Şimdiye kadar kalbimde taşıdım.Bundan sonrada kucağımda taşırım.Ama elbet bunlar bir gün son bulacak sen iyileşeceksin hem ayağın hem kulakların.Ondan sonra ben yine eski Chen olacağım...Duygularını dışarıya vurmayan.Seni gizliden seven biri olacağım.Seni içimde,kalbimde taşımaya devam edeceğim.En kötüsü de bunlardan senin haberin olmayacak sen yine onunla mutlu olacaksın ben ise onunla güldüğün için kendimi suçlayacağım.Belki önce ben duygularımı açıklasam benimle mutlu olur muydun? ama kimi kandırıyorum ki en başından beri kalbinde o vardı.Benimki hayal ama en azından yakınız,arkadaşız o da yeter.Benim yanımda kendi kasmıyorsun.Kendin gibi davranıyorsun başka ne isteyebilirim ki? dedi.Duyuyordum ama keşke duymasaydım.Evet ben bunları duymuştum ama utanmasın diye bir şey diyemedim.Aslında sadece onun içinde değil ne diyecektim ki? diyecek bir şeyim yoktu.İçim içimi yese de tek kelime edemedim.Yüzüme de yansıtmamaya çalıştım ama ne oluyor böyle?.O gün şüphelenmiştim sevdiği kişinin ben olduğumdan demek ki doğruymuş.O gün hiç bir şey söylememiştim ama şimdi ne yapacağım?.Tamam benim duymadığımı düşünüyor şimdi.Tamam şimdilik kurtardım ama ya sonrası?.Ben böyle düşünürken o tekrar konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO VE TÜRK TERAPİST
FanfictionFizyoterapist bir Türk kızının hiç olmayacak birine yanlış bir tedavi uygulaması üzerine Güney Kore'ye sürülmesi neye sebep olur? Peki yaşlı birine bakacağım diye gidip hayranı olduğu grupta sevdiği kişiyi tedavi edeceğini öğrenirseniz ne yaparsınız...