İPEK:Abla annem ne yapıyor orada?.
MELEK:Ne yapsın? işte bazen dışarı çıkıyor bazen evde aynı.
İPEK:Aa sen Soo bana nasıl evlenme teklifi etti biliyor musun?.
MELEK:Biliyorum canım Suho bana videoyu attı.Çok güzel olmuş dedi.O konuşurken ben de Suho'yu aradım dinlemesi için
İPEK:Evet romantik prensim.Benimki çok güzeldi.Sen nasıl olmasını isterdin evlilik teklifinin?.
MELEK:Ben bilmem hiç düşünmedim.
İPEK:Hadi hayal edelim nasıl bir şey olsun?.
MELEK:Bilmem mesela biz bize otururken birden kalksa benim hakkımdaki düşüncelerini söyleyip teklifi etse kabul ederdim.Ben öyle şatafatlı şeyleri sevmem biliyorsun.
İPEK:Bu kadar mı? başka bir şey istemiyor musun?.
MELEK:Hayır bu bana yeterdi.
İPEK:Bu bizde genetik galiba bende şatafatlı şeyleri sevmiyorum.Yoldan bir çiçek getirse kabul ederdim.Gerçi şimdi kabul etmesem ne? evlendik sonuçta ama biliyor musun? evlenince insan gerçekten değişiyormuş ama bu iyi yönde ona daha fazla aşık olmaya başladım abla dedim.Sonra bu konuştuklarımızı onların dinlediğini hatırladım.Akşam ne yapacağım ben ya?.Telefonu kapattım kahvelerimiz bitti.Bardakları yıkama bahanesi ile mutfağa gittim. Suho'ya alması gerekenlerin listesini attım ve planı şimdi tek eksik onlar sürprizi hazırlarken benim ablamı dışarıya çıkarmam gerek.Hazırlandık dışarı çıktık ama benim unuttuğum bir şey vardı.Beni artık herkes tanıyordu yolda gören herkes ya fotoğraf çektirmek istiyordu yada soru soruyorlardı.Dayanamadım bir aksesuarcıya girip maske ve şapka aldım böyle daha rahat kimse beni tanımıyor.Bir kaffeye oturduk Suho bana mesaj atana kadar kaffe de kaldık. Suho'dan haber gelince eve geldik herkes normal davranıyordu.Oturup sohbet ettik biz yemeği hazırlarken Suho ve Soo bir şeyler konuşuyorlardı bu konu hakkında olmadığına emindim.Ne konuşuyorlar bunlar benden gizli?.Bakalım yakında çıkar kokusu.Yalnız Soo gözlerini benden çekmiyordu.Gün boyu bana imalı bir şekilde bakıp durdu.Hayır sadece o olsa iyi diğerleri de aynı şekilde bakıyordu.Sonra dayanamayıp onlara öyle bir baktım ki hemen önlerine döndüler.Yemeği yaptık hep beraber güzel bir yemek yedik sonra biz odalara geçtik mutfağı erkeklere bıraktık.Biz odaları düzenlemeye başladık bir yandan da konuşuyorduk
MELEK:Yorulmuyor musun? her gün bu kadar oda ve yatak
İPEK:Evet zor oluyor birde 12 tane erkek olunca ama Xiumin ve Yeol bana yardım ediyorlar sağ olsunlar dedim.Sohbetimiz böyle sürerken ben Suho'ya mesaj attım odaya gitmesi için 1-2 dakika sonra bir kapı sesi duydum odaya geçtiğini anladım.Sıra Suho'nun odasına gelmişti ablamı önceden gönderdim.Ablam odaya gitti benden arkasından sessizce onu takip ettim kamerayı açtım.Ablam kapıyı açtı Suho'yu kapının önünde görünce şaşırdı. Suho onun ellerini tutup odanın ortasına getirdi.Ablam odaya bakınca odanın kendi resimleri ile süslenmiş olduğunu anladı sonra Suho'ya baktı. Suho derin bir nefes aldı.
SUHO:Seni ilk gördüğüm an kendimden geçtim kalbim sıkıştı ne yapacağımı şaşırdım.Sadece seni görüyordum sadece seni duyuyordum.Sonra sana gittikçe aşık olmaya başladım.Senden başkasını düşünemez oldum senin hep yanımda olmanı istiyordum.Halada istiyorum bir ömür boyu benim yanımda olur musun? BENİMLE EVLENİR MİSİN? dedi.Ablam hala şaşkın,şaşkın bakıyordu. Suho tekrar sordu o da kabul etti.Birbirlerine sarıldılar sonrada biz çıktık ortaya.Ablam bana meşhur öldüreceğim seni bakışlarını attı.Herkes tebrik etti Suho yüzüğü takıp ablamı öptü yalandan öksürdüm.Beni görünce durdu bana baktı ona sinirli bir şekilde baktım yutkunup geri çekildi.O çekilince ablam bana baktı ben hemen suratımı değiştirdim ablam benim önceki halimi görmedi ama sanırım tahmin etti.Akşam oldu evde yeterince yatak olmadığı için ablam ile ben bizim odamız da. Suho ile Soo da Suho'nun odasında kaldılar.Bu akşam Soo ile kalmadığıma mutluydum çünkü bugünkü sözlerimden sonra beni kolayca bırakmazdı.Akşam ablam beni bir güzel haşladı ona bir şey söylemediğim için videoyu açıp güldük.Sabah olduğunda yanımda ablam yoktu.Yanımda başka biri vardı.Yavaşça arkamı döndüm Soo hala uyuyordu.Bende hemen gözlerimi kapattım.
D.O:Hiç gerek yok karıcığım numara yapmaya zaten çıkmam gerekiyor maalesef.Akşam telafi edeceğiz dünü ve bugünü merak etme dedi.Konuyu değiştirmek için
İPEK:Ablam nerede?.
D.O:Suho ile kahvaltıya gittiler.
İPEK:Onlar gider gitmez sende buraya mı ışınlandın yani?.Var ya çok fırsatçısın dedim.Omuzlarını kaldırıp indirdi ve gitti.Ya ben bu adamı niye kandıramıyorum? nereden anladı uyandığımı? dedim kendi kendime ardından telefonuma mesaj geldi baktım Soo
D.O:Karıcığım uyandığında hareket ettiğinden anladım uyanmış olduğunu ayrıca ben senden önce uyanıp seninde uyanmanı bekliyordum.Ha bu arada kendi kendine konuşma seni deli sanacağım.Bu ne ya? odaya kamera falan mı yerleştirdi? ne? dedim.Yine mesaj geldi."Boşuna etrafına bakınma seni senden iyi tanıyorum.Bu arada odaya kamera yerleştirmedim".Bu adam müneccim mi ne? bu ne be? ayy bir tuhaf oldum.Yine bir mesaj daha "kendini akşama hazırlasan iyi edersin akşam için güzel planlarım var.Akşama bir yere gideceğiz haberin olsun" yazıyordu.Oh çok şükür düşündüğüm şey değilmiş.Akşam eve makyöz falan çağırmış elbiseler falan bu adam ne yapmaya çalışıyor?.Onlar benimle ilgilenirken bende akşamı düşünüyordum.Söylediği saatte hazır oldum geldi beni öyle görünce bir ıslık çaldı.Benim elimden tutarak arabaya bindirdi geldiğimiz alanı görünce gözlerim fal taşı gibi açıldı burası bir konser salonuydu bütün ünlüler buradaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EXO VE TÜRK TERAPİST
FanfictionFizyoterapist bir Türk kızının hiç olmayacak birine yanlış bir tedavi uygulaması üzerine Güney Kore'ye sürülmesi neye sebep olur? Peki yaşlı birine bakacağım diye gidip hayranı olduğu grupta sevdiği kişiyi tedavi edeceğini öğrenirseniz ne yaparsınız...