ben bölümü yazarken dinledim,
sizse okurken :)(bu arada artik pekte yorum yapmiyorsunuz alındım gücendim ...)
"4.6"
"buyrun sizi dinliyorum" demişti hakim.Ben ne kadar onunla göz teması kurmaya çalışsamda asla yüzüme bakmamıştı.Nasıl öğrenmişti bunları? Nasıl gelmişti buralara? Kafamı kurcalayan soruları bir kenara bırakıp onu dinlemeye başlamıştım.
"benim olayla pek bir bağlantım yok,sadece son anda görüp engel olmaya çalıştım.Bu kadar " biraz durup devam etmişti.
"buraya asıl gelme nedenimde bu değil.Sadece adaletin sağlanması için buradayım.Birileri kamera kayıtlarını ortadan kaldırıp olayı örtpas etmeye çalışınca unutulup gidileceğini sandı,fakat olacakları düşünmeden hareket etti." nefesini verip devam etmişti. "diğeri ise sadece onu suçlu göstermek için kamera kayıtlarının en başlarını keserek size verdi." çantasından çıkardığı belleği göstererek bana bakmıştı.Hiçbirşey diyememiştim.Sadece yutkunarak boğazımdaki acının bitmesini bekliyordum.Hakim bellekteki kayıtları izlemek isteyince Tuana onlara verip geri yerine oturmuştu.Bir süre sonra ekran açılmaya başlayınca elimle alnımı kapatıp yere bakmıştım.İzlemek istemiyordum,zaten defalarca izlemiştim.
"hayır! olamaz! kabul etmiyorum beni o çağırdı oraya.Şimdide hiçbir suçu yokmuş gibi saflık numarasına yatıyor. " Zeynep'in bağırmasıyla hakim birkez daha tokmağını masaya vurmuştu.
"hakimim elimizde mesaj kayıtları var.Davacı defalarca farklı numaralar üzerinden rahatsız etmiş.Dokümanları çıkardım." avukatımın konuştuğu sırada savcıda onaylamıştı.
...
Duruşma bitmişti.Ve hâlâ sonucun etkisindeydim.
Uzaklaştırma kararı.
Bu kadar mıydı? Bu kadar basit miydi?
Takıldığım konu bu da değildi, hayır.Uzaklaştırma yasağının onun yerine bana verilmesiydi.Herkesin salondan çıktığını gördüğümde Kaan ayakta olduğu yerde beni bekliyordu.Tuana ise yanında telefonu ile ilgileniyordu.İkisinin yanına gittiğim sırada Tuana ayaklanıp salondan çıkmıştı.
"Tuana." peşinden giderek ona seslendiğimde olduğu yerde durup arkasını dönerek bana bakmıştı.
"Ne bu şimdi?" dediğimde ise gözlerini devirmişti.Gideceği sırada yanıma gelen Kaan'ı gördüğünde vazgeçmişti.
Gözlerimi ondan ayırmadan onu izliyordum.Çünkü o da aynısını yapıyordu.Yanıma geldiğinde benle olan göz temasını kesip Kaan'a dönmüştü.
"Konum için teşekkürler Kaan,zaten birazdan taksi de gelir." Kaan'la gözgöze gelmiştim.
"Neler oluyor Kaan?" dediğimde Tuana yanımızdan ayrılmıştı.
"Bırak gitsin" peşinden gideceğim sırada Kaan kolumdan tutarak beni durdurmuştu.
"Kaan!" dediğimde kolunu daha fazla sıkmıştı.
"bırak gitsin diyorum Çağan" sertçe kolumu çekip ondan ayrılmıştım.
"of!" ceketimi çıkarıp elime almıştım.
"Ne konumu Kaan.ayrıca onun davadan nasıl haberi olur? Nasıl buraya geldi ve onda kamera kayıtlarının ne işi var? Çıldırmak üzereyim ya! " ellerini omuzlarıma koyup beni duvara yaslayarak sakin olmamı istemişti.Gözlerimi yumduğumda elimi yumruk yaparak sıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
blacksea.
Teen Fiction'onun yaralarını kapatmaya çalışırken kendi ellerinin kanlar içinde kaldığını göremezsin.