Ben geldimmm naber tavşanlarım?
İyi okumalar...
Tüm hücrelerimi ele geçiren bir arzu vardı, bu yok etme arzusuydu. İçten içe köpüren sinirim kendini gizlemeye çalışırken benim istediğim tek bir şey o şerefsizi öldürmekti. Öyle bir istekti ki bu, kendime hakim olamayacağımdan korkuyordum.
Kollarım arasında uyuyakalan Melis belki de tüm bu siniri içimde yaşamam için bir nedendi ancak durdurulamayacağımı hissediyordum. Öyşe bir yıkım yaratmak istiyordum ki sonsuz olsun ancak her adımımda beni tatmin etsin istiyordum.
Gözlerimin önünden gitmeyen sırtı canımı acıtıyordu onun canının yanması benimde canımı yakıyordu. Sırtında derisi sökülmemiş bir nokta dahi yoktu. Su toplayan, kızarıp hasas olan ve kanayacak kadar derin olanlar olarka üçe ayırabilirdim yaralarını. Yaraları dikiş atılmamış derin kesikler gibiydi. İçim sızlıyordu. Onun yanının yanmasına dayanamıyordum.
Ben ona donkunmaya korkarken serefsizin biri onu dokunmuştu. Yumruk olan ellerim ve sıktığım düşlerim ile kendimi kontrol altında tutmaya çalışıyor göğsüme yaslanan küçük bedenin huzurla uyumasını izliyordum.
Zaten geldiği andan beri yorgun olduğunu hep belli ederken yaralarının kanaması ve bana anlattıklarının ağırlığıyla daha fazla uyanık kalamamıştı. Bir süre sarıldıktan sonra uyuyakaldığını fark etmiş rahat edeceği bir pozisyona gçerek göğsümde uyumasını sağlamıştım.
Her ne kadar bunları yapıyorken sakin gözüksemde içimde kopan fırtınlar vardı. O anlatırken ne yapacağımı bilememiştim. Taciz etti demişti, dövdü demişti...nasıl kıyardı benim hayalperestime? Bir insan nasıl bir kadına böyle davranabilirdi? Hatta bir kadın değil bir çocuğa nasıl kıyabilirdi!? Aklım almıyordu.
Ağıran başım ile gözlerimi yumdum. Kaldıramıyordum, onun yaşadıklarını gerçekleri ve geçmişi kaldıramıyorudum. Ben bir oyuncak araba için babamla kavga ederken onun yaşadıklarını kaldıramıyordum.
Ailesini kaybetmişti...bunu adını öğrendikten sonra araştırdığımda öğrenmiştim hatta bu yüzden ona özür mesajı bile atıp silmiştim. Daha 7 yaşındayken hayatın en iğrenç yüzlerinden biriyle tanışmış onunla savaşmıştı oysa daha kendinin tam anlamıyla farkında bile değildi. Toz pempe dünyası karanlığına gömüldüğünde kim bilir nasılda korkmuştu?
İhtimaller canımı yakıyordu çünkü onun canı çok yanmıştı.
Çalınan kapı ile düşüncelerimden ayrılırken kapıya baktım. Sinan imalı sırıtmasıyla bize baktığında aklıma Melis’e yenge demesi ve Melis’inde bunu garip karşılamaması geldi. İnkar edemediğim bir gerçek vardı ki ondan hoşlanıyordum hatta bu duygular hoşlanmadan da fazlaydı ancak onun hassas kalbine yakışmadığımı düşünmekten kendimi alamıyordum. Zaten duygusal ve fiziksel olarak bir çekim hissediyorduk ancak onun bana karşı tam olarak ne hissettiğini bilmiyordum.
Yanlış bir şey yaparak onu korkutmak ise hiç istemiyordum. Daha yeni kendimi affettirmeye başlarken benden korkmasını ya da çekinmesini asla istemiyordum. Evet, benim ona dokunmamdan korkmamış ve rahatsız olamamıştı ancak bir türlü emin olamıyordum. Onun canını acıtmak istemiyordum.
“Ne yapıyorsunuz siz bakıyım?” diyerek yanıma geldiğinde kafasına tokat atmamak için kendimi zor tutmuştum. Melis yatıyordu, uyanmamalıydı. “Ne oldu Sinan?” diye yalancı bir merakla sorduğumda hızla ciddileşti. Bu çocuğu asla anlamıyordum.
“Makgözler geldi hazırlanman lazım.” diyerek açıkladığında gözlerim Melis’e döndü. Sarı saçları göğsüme ve üzerindeki t-shirtüme saçılmışken huzurlu yüz ifadesi ile yanağını bana yaslamıştı. Sağ eli omuzumda gelişi güzel bir şekilde duruyordu. Bir prensesi andırıyordu ama o bir hayalperestti. O benim kraliçemdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST/ Texting
Short StorySiz: Telefon numaranızın rüyamda ne işi var? 05**: kimsin sen? . . Rüyalarını hatırlayan biriysen ve bu sefer bir telefon numarası görürsen ne olur? . Merakına yenik düşüp numaraya mesaj atarsan ve o kişi ünlü bir oyuncu olursa? . . Romantik #1👑 G...