Ben geldimmm naber tavşanlarım?
Bir açıklama yapacağım bu arada. Magazin açıklaması hakkında. Bu açıklamalar ve yaşanan olaylar arasında zaman atlaması var. Belirtmesemde aynı anda olmadıklarını bilin istedim.
İyi okumalar...
Tüm benliğinizi saran korkular var mıydı? Ya da sizi ölüm ile dost yapan? Pes ettiren?
Size öğrenilmiş çaresizliği öğreten bir duygu ya da bir kimse var mıydı?Korku benim her hücremde geziniyor, bana geçmişi hatırlatıyordu.
Ölümün kurtuluş olduğunu bile düşünüyordum çünkü çok korkuyordum.
Hayır, aslında ben değil içimde ki küçük kız korkuyordu. O kız çok korkuyordu.
Zihnim artık düşünmekten iflas etmek üzereydi.
Ve ben çok çaresiz hissediyordum.
Zaman algımı kaybetmiş bir şekilde karşımdaki eserime bakıyordum. Bitirir bitirmez izlemeye başlamıştım. Açık siyah tonlarındaki sislerle etrafı sarılmış küçük bir gölge vardı. Cenin pozisyonunda olan gölge dövülen bir çocuğun kendini koruduğu gibi sarıyordu kendini. Daha koyu tonlarda olan ve eli andıran birçok gölgenin de hedefi o küçük bedendi. Sisi yaran beyaz ışıklar gözü andırıyorken yine odakları o küçük bedendi. O beden bendim.
Bu gerçeği kaç kere daha tekrar etmem gerekiyordu bilmiyordum ancak izleniyor gibiydim ya da her an bana dokunacakmış gibi hissediyordum. Kendimi güvende hissetmiyordum. Evim bile güvende hissettirmiyordu.
Bedenim titremeyi asla bırakamıyordu, gözyaşlarım hala arada kendini belli ediyordu. Dudaklarım ısırılmaktan bir çok kez kanamıştı ama bırakamıyordum. Kendimde olduğumu hissetmem lazımdı.
Kaç paket damla çikolata bitirmiştim onu da bilmiyordum.
Ben sadece kendimi güvende hissetmediğimde bu kadar damla çikolata yerdim.
Ağzıma su bile sürmemiştim. Ya ilaçlıysa?
“Melis.” adımı duymamla irkilirken sesin sahibinin Savaş olduğunu anladığım anda rahatlamıştım. Gözleri resimden ayıramıyorken “Hı?” diye mırıldanmış cevap beklemiştim ancak sadece adım sesleri duyulmuştu.
Tam önüme geldiğinde resmimle aramda bir duvar oluşmuştu. Bir ilizyondan çıkmışım gibi irkilirken gözlerimi kırpıştırdım. Göz göze geldiğimizde dizlerinin üzerine döktü ve önümde birleştirdiğim ellerimi avucunun içine aldı. Derin bir nefes çektiğinde omuzlarıma bir yük binmiş gibi hissettim.
Benim için çok uğraşıyordu, onu üzüyor muydum?
Ona yük mü olmuştum?
Fazla yorgun gözüküyordu, benden bıkmış mıydı?
Ellerimi dudaklarına götürdüğünde içim titredi. Bir süre böyle durduktan sonra bana baktı, ellerimi hala bırakmamıştı. “Daha iyi misin bebeğim?”
Derin bir nefes aldım şefkat dolu sesine karşılık olarak çünkü verebilecek bir cevabım dahi yoktu. O da beni tekrar ederek derin bir nefes aldığında bir elini yanağıma yasladı. “Konuşsan olmaz mı? Hı? Beni sesinden mahrum bırakmasan, olmaz mı? 4 saat oldu ve ben sesini duymadığım her an kafayı yemek üzereydim. Bir şey söylesen olmaz mı? Nasılsan onu anlatsan? Sadece konuşsan olmaz mı? Lütfen konuşur musun? Lütfen bana anlatır mısın? Lütfen...” adeta yalvararak söylediği cümleler ile canım acıdı.
Yüzümde oluşan buruk gülümseme ile başımı eline yasladım. Kuruyan dudaklarımı ıslattığımda yutkundum. Konuşmak neden zor geliyordu? Boğazımda olan bu yumru da neydi?
![](https://img.wattpad.com/cover/356035261-288-k751088.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYALPEREST/ Texting
סיפור קצרSiz: Telefon numaranızın rüyamda ne işi var? 05**: kimsin sen? . . Rüyalarını hatırlayan biriysen ve bu sefer bir telefon numarası görürsen ne olur? . Merakına yenik düşüp numaraya mesaj atarsan ve o kişi ünlü bir oyuncu olursa? . . Romantik #1👑 G...