Hâr 18 | İnançlar ve Katilleri

430 45 57
                                    

Hâr

balmorhea, remembrance

(simge demişti ki kaner'in bebeği öğrendiği bölümü bu şarkıyla yazmalısın, yazdım...)

sezen aksu, seni kimler aldı

sena şener, sevmemeliyiz

 armando, kızım saçlı kadın

♪ emre aydın, soğuk odalar

(nisa'yla gecenin ikisinde emre aydın şarkıları dinleyip çoğunun har ile uyumuna şaşırırken soğuk odalar'ın kaner'in bebeği öğrendiği anla ne kadar uyumlu olduğunu da fark etmiştik)

꧁•⊹٭18٭⊹•꧂

İnançlar ve Katilleri

Korkma, kaybetmedin bebeğimizin fotoğrafını.

Onun titreyen dudakları arasından dökülen tek bir cümlenin ardından dört duvarın arasına sığan ölüm sessizliği, kara gözlerindeki acının yanında kendine yer edinmişti. Dakikalar öncesinde kurduğu o tek cümle, dakikalardır zihnimde kaç kez yankı yapmıştı bilmiyorum.

Karanlık odanın içerisine pencereden sızan ışık direkt onun yüzüne vuruyor olduğundan, surat ifadesindeki boşluğu ve gözlerindeki o ölümü görebiliyordum. Konuşacak çok şey vardı ancak ikimizden de firar edecek olan kelimeler acılara bürünmüş olduğundan cesaret edemiyorduk.

Kaner'in saatlerdir ortalıktan kaybolma nedenini anlayabilmiştim, böyle bir acıyı yaşarken bile yine beni düşünüp yalnız bırakmamıştı ancak endişeleneceğimi umursamamıştı. Belki de kendince bebeğimizi koruyamadığım için benden intikam almıştı.

Sırtım yatağın kenarına yaslıydı. Dizlerimi kendime çekip kollarımı bacaklarıma sıkıca sarmışken, gözlerim sırtını dolaba yaslayarak dizlerini kendine çekip oturan Kaner'in üzerinden bir an bile ayrılmıyordu. Kollarını dizlerine yaslamıştı ve iki eliyle sıkıca tuttuğu ultrason fotoğrafına bakıp duruyordu dakikalardır.

Sessizlik göğüs kafesimde büyüdüğünde bir iç çektim, o an Kaner benim varlığımın farkına varmışçasına bir hızla gözlerini fotoğraftan ayırıp yeşil harelerime değdirdi. Annesinden işlediği bir suç yüzünden azar bekleyen küçük bir çocuk gibi o an Kaner'in bana acımasızca bağırıp çağırmasını bekledim. Beni suçlamasını istedim ancak biliyordum.

Kaner yine kendini suçlayacaktı.

Alt dudağımı içe doğru büküp dişlerimle ezdiğimde, gözlerimi sıkıca kapatarak göz pınarlarımda ve kirpiklerimin üzerinde kalan gözyaşlarının yanaklarımdan çeneme doğru akmasını sağladım. Hâlâ göz pınarlarımdaki ıslaklığı hissedebiliyordum. Ağlayacak gücüm olsaydı eğer o an hıçkıra hıçkıra ağlardım ancak sessizdim.

"O gece..." diye başladım söze, onun konuşmasını beklemek saçmalıktan başka bir şey değildi. "Hamile kalmıştım." Kendimi aklayacak kelimelerim yoktu ancak onu aklayacak düşüncelerim çok fazlaydı. Hiçbir zaman Kaner'e kıyamıyorsun Hera, ona kıyamayışlarının sonucunda ona kıymış oluyorsun.

Islak kirpiklerini kaldırıp gözlerini gözlerimle birleştirdiğinde yanağında parlayan bir gözyaşını görebilmiştim. Onun gözyaşı kalbime düşüp de yangını körüklediğinde ağır ağır yutkundum. Kırıp dökmesini bekledim bir şeyleri ancak Kaner dakikalarca olduğu gibi şimdi de sessizliğini korumaya devam ediyordu. Belki de bir noktada öfkesine yenik düşecekti, hiç bilmiyordum.

HARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin