Hâr 28 | Nabız Üzerindeki Parmak İzleri

130 13 8
                                    

selamlaar, uzun bir aradan sonra tekrar buradayız... oy ve yorum yapmayı unutmayalım ki daha motive bir şekilde bölüm yazabileyim <333

beni sosyal medya üzerinden takip edebilirsiniz.
instagram; mehriial
twitter; salteramortis

bir de kitaplardan konuşup sohbet ettiğimiz whatsapp kanalımıza bio'daki linkten ulaşabilirsiniz.

keyifli okumalaar🖤

HAR

-28-

evgeny grinko, other child room

emir can iğrek, bir gün ölürsem

Nabız Üzerindeki Parmak İzleri

Bazen tüm bu olup bitenlerden çok yoruluyordum.

Hiç bilmediğim sırlar gün yüzüne çıktığında, zihnimde beliren daha fazla ne olabilir sorusunun cevabı beni hep şaşırtıyor, bir kez daha bu cevapla eş zamanlı olarak aynı soruyu sorup duruyordum.

Daha fazla ne olabilirdi?

Hazer'i özlüyordum ancak ona olan kırgınlığım her geçen gün çoğalıyordu çünkü tüm bu sırların arasında neler dönüp bittiğini anlamıyorken delirmek üzereydim. Beni bunca belirsizliğin içerisine fırlatmıştı. Bir ölüden farksız olan bana hiçbir şey anlatmamayı tercih etmişti.

Ama şimdi de tüm bu belirsizlik ve sırların arasında ölüp gidiyorduk. Sadece ben değil, Kaner de öyle. Kafasındaki o soru işaretlerinin onu geceleri uyutmayıp düşünmeye zorladığının bilincindeydim. Uykudan uyandığımda hep uyanık olmasının başka bir nedeni olmazdı. Ona neden uyumadığını sorduğumda uyku tutmadığını söyleyip duruyordu fakat hiç uyumayı denemediğini o söylememiş olsa da biliyordum. Sanki başka bir zamanı yokmuş ve düşünemeyecekmişçesine her geceyi kendine zehir etmeyi tercih ediyordu.

Düşünerek katili bulamayacağını biliyordu ama düşünmeyi de bırakamıyordu.

Babam çoğu zaman düşünceli olurdu; gözlerini bir noktaya diktiğinde bir kez bile gözlerini kırpmadan sadece bakardı. Zihninden geçenleri o kadar çok merak ederdim ki ona soracak olsam asla bana cevap vermeyeceğini bilmeme rağmen sorup duruyordum. Çoğu zaman aldığım yanıt seni olurdu. Daha sonra çocuk Hera'yı mutlu etmek için kızımı mutlu etmek için ve ona güzel bir hayat sunmak için neler yapabileceğimi diye eklerdi.

Babam boktan bir hayat yaşamamdan korkardı.

Babam korkularıyla savaşamadan öldüğünden mi korktuğu o hayatı yaşıyordum?

Kaner vardı. Hayatımı anlamlı kılan sadece oydu ancak bu hayatımın boktan olmadığını söylemek için yeterli değildi çünkü birbirimizin hayatındaki varlığımız ikimiz için de büyük bedeller ödetmişti. Kaner bile benim varlığıma rağmen hayatının güzel olduğunu söyleyemezdi. İkimizin durumu da birbirinden beterdi ancak Kaner'in yaşadıklarını gözler önüne serdiğimizde yanına konabilecek tüm acılar önemsiz kalıyordu gözümde.

İki acı haricinde.

İlki bebeğimi kaybetmemin acısıydı.

Bunun onun canını ne kadar çok yaktığını düşündüğümde boğazımda oluşan düğümler nefeslerimin önüne bariyerler koyuyordu.

HARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin