Hâr 23 | Yalanlarla Süslenen Hayatlar

233 29 85
                                    

merhabalar! umarım iyisinizdir. çalışıyor olduğumdan dolayı eskisi kadar sık sık bölüm yazamıyorum, bu yüzden bölüm aralıkları uzuyor. bunun için üzgünüm. elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışıyorum.

oy ve yorumları eksik etmezsek sevinirim.

beni instagram üzerinden takip edebilirsiniz, bölüm duyurularını orada yapıyorum.
ig hesabım: mehriial
twitter hesabımsa @/salteramortis

keyifli okumalar!

Hâr

emre aydın, beni vurup yerde bırakma

♪ rauf & faik, 5 минут

23.

Yalanlarla Süslenen Hayatlar

Geçmiş.

Yalanlarla süslenmiş bir hayatta tek masum kandırılmış olandır.

Hazal Kanıkor, Kaner onun kucağına ilk verildiği zaman o canın kendi canından bir parça olmadığını, onu bir yalanla büyütmüş olacakları gerçeğini bilmesine rağmen kendini ilk defa bir anne gibi hissetmişti. Kendisi doğurmamış olmasına rağmen onu kendi oğlu olarak görmeye başladığında içinde büyüyen sevgi onun yalanlar söylemesine neden olmuştu.

Sevgi ve kaybetme korkusu söylenen yalanların sadece bir bahanesinden ibaretti.

Yedi sene boyunca kendini bu yalana inandırdı, gerçeğin bir gün gün yüzüne çıkacağını bile bile kendini her defasında biraz daha bağladı ona. Kaner de Hazer de onun oğluydu. İnandığı tek gerçek buydu. Kendini inandırdığı bu gerçeğin onu öldüreceğini bilmiyordu.

O gün Hazal Kanıkor'un kalbinde şiddetli bir korku vardı. Günlerdir huzursuz olma nedeni Ekrem'in arkadaşı Dimitri'nin, Kaner ve Maria arasındaki gerçeği öğrenmiş olmasıydı. Bu gerçeği öğrenmelerinden korkuyordu. Dimitri'nin Maria'ya söyleyeceği konusunda kocasını uyarmış olsa da Ekrem'in onu hiç umursamayışları Hazal'ı deli ediyordu.

Ekrem Kanıkor'un ne Kaner onun umurundaydı ne de Maria'nın Kaner'i öğrenecek olması.

Ekrem Kanıkor'un umurunda olan çok şey vardı ancak bunların arasında Kaner hiçbir zaman olmamıştı.

Hazal bazen kocasına hayret ediyordu, onu hiçbir zaman anlamıyordu. Maria'dan nefret ettiğini düşünmüştü, Kaner'i sevmeme nedeninin bu olduğunu düşünmüştü ancak hayır, değildi. Ekrem Kanıkor hiçbir zaman Maria'dan nefret etmemişti. Onu karşılıksız bir şekilde sevmişti, hiç sevilmeyeceğini bilmesine rağmen sevmeyi hiç bırakmamıştı.

Hayatına Hazal girinceye kadar Maria'yı sevmeye devam etmişti. Sevmeyi bıraktığında bile içinde ona karşı olan zaafını korumaya devam etmişti. Maria, Ekrem Kanıkor'un bir zaafıydı ve daima da öyle kalacaktı. Bu acımasız gerçek yetmezmişçesine üstüne bir de Kaner'in Maria'nın oğlu oluşu Hazal Kanıkor'un kalbine öyle bir nefret yerleştirmişti ki kendini tanıyamaz olmuştu.

Kaner'i kaybetme korkusu Dimitri'yi az kalsın öldürecek olmasına sebep oluyordu ki zihnindeki şeytanlara yenik düşmeyip zehir döktüğü suyu son anda ona vermekten vazgeçmişti.

HARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin