YAZARDAN.
O günün gecesi Güneş günlerdir süren yorgunluğun ve acıların sonunda uykusuna yenik düşüp kendini derin uykunun kollarına bırakmıştı. Zayıf bedeni o kadar yorgun düşmüştü ki , genç kız ayakta durmaya bile zorlanıyordu.
Yanan gözleri nihayet ona acımış ve kapanarak biraz da olsa düşüncelerden arınarak izin vermişti dinlenmesine.
İçinde taşıdığı bu sevdanın tek taraflı olduğunu biliyordu ama buna bir türlü alıştırmamıştı kendini. O tatlı sevdanın büyüsünü bozmak istememişti. Eninde sonunda büyüyeceğini bilmesine rağmen karşı çıkamamıştı yüreğine.
Olan olmuştu ama olan sadece Güneşe değil,onu canından çok seven Berzana da olmuştu.
Hayatı cehennemden beter olan adamın tek neşe kaynağıda kayıp gitmişti elleri arasından. Daha önce hiç bu kadar acı çekmemişti oysa.Harunun vicdanı, Güneşin yüreği, Berzanın tüm ilikleri sızlıyordu.
Kendine çok kızıyordu genç adam. Ne sanıyordu ki , sakat haliyle nasıl yanına alırdı Güneşi, nasıl sahip çıkardı ona ?
Yürümesi , tekrar ayağa kalkması mümkündü ama kolay değildi. En önemlisi buna heveside yoktu. Şimdiyse hiç yoktu.
Büyük konak yine gecenin karanlığına bulaşmış,herkes kendi odasına çekilmişken saat neredeyse 2 ve ya 2 buçuk vardı.
İnci hanım büyük bedenine dar gelen saten geceliği giymiş bahçenin en uç köşesinde oturarak uzun zamandır flört ettiği adamı bekliyordu.
Güneşin ağabeyi Oktay evden çıkmadan önce herkesi teker teker kontrol etti. Bu duruma artık alışık olasada yakalanmak istemiyordu.
Kapıyı yavaşça açıp sessizce kapatarak hızlı adımlarla ayrıldı evden.
Evin önünde korumalar vardı arka tarafta ise Berzan Ağa'nın büyük köpekleri. Yıllardır aynı evde yaşadığı için köpekler tanıyordu ikisinide aynı zamanda yaptıkları iğrençliklerede şahit oluyorlardı.
Aralarında ciddi bir ilişki bile yoktu sadece iki namussuz ve düşüncesiz insanlardı.
Nişan gecesi bekaretini evin şoförüne veren İnci hanım ve sadece zevgi uğruna yaşayan Oktay.
Sözde Harun ve Berzan Ağaya büyük saygısı olan adamın gecenin bir körü evin sözlü kızının koynuna girmesi kadar iğrenç bir olay görmemişti daha önce bu yaşlı konak .
Kendini hiçbir zaman sevmeyen, çoğu kişinin gözünde çirkin ve şişman olan kızı tatlı sözleriyle kandıran yani kısaca oyunu başlatan Oktaydı.
Elbette bu durumda günahsız değildi karşısında ki kadın, sadece böyle sevilmek... sevildiğini sanmak hoşuna gidiyordu.Bir şoför parçasıyla ciddi bir gelecek düşünmüyordu o da , sadece mantıksızca atılan adımlardı hepsi.
" Kız?"
Oktayın fısıldar gibi çıkan sesini duyduğunda hemen arkasına dönüp çatık olan kaşlarını daha fazla çattı.
Kısa gecelikten sarkan etleri hoş bir manzara olmasada önündeki adam büyük yokluktan çıkmıştı. Çünkü onun da İnciden eksik kalır bir yanı yoktu.
Büyük bir cüsseye sahipti,lakin şişman bir cüsseye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ AĞA'NIN GELİNİ (Tamamlandı)
RomantikKüçük yaştan Eroğlu konağında yaşayan Güneşin tek hayali Harun Eroğlu olmuştur yıllarca. Bir gün kader onun yüzüne güler ve bu hayalini gerçek kılar. Eroğlu konağına gelin gider...Ama her şey hayalettiği gibi değildir.