____________________________________🍁"Durun, durun!"
"Kıpırdadı!"
"Gözlerini açıyor!!"
"Seungmin ananı sikeyim Seungmin!"
Gelen yüksek seslerle gözlerimi zor da olsa araladım. Üstümde fena bir yük vardı. Sanki 5 saat aralıksız 60 tonluk taş taşımıştım..
Sonunda gözlerimi tamamen açtığımda bembeyaz bir tavan karşıladı beni önce. Ardından etrafıma bakındım..
Seungmin...
Jisung...
Minho hyung...
Niki...
Jeongin ve Chan hyung...
Bir dakika.. ne? Hyunjin'in arkadaşlarının burada ne işi vardı?! Dahası Niki'nin ne işi var burada?!
Jisung daha fazla dayanamayarak öne atladı.
"Felix! Nasıl hissediyorsun?"
Bok gibi.
"İyiyim..ama-"
Felix soracağı sorunun Minho tatafından yarıda kesilmesiyle duraksayarak dinlemeye başladı.
"APTAL! Sen bizi hiç düşünmüyor musun?! Kendi canına kıymak ne demek?!"
Yaşadığı farkındalıkla gerildi Felix. İyide...O buraya nasıl gelmişti ki?
"Ben..buraya nasıl geldim? Kim getirdi?"
Felix'in kısık sesle sorduğu soruya Seungmin kısmen yüksek sesle cevap verdi.
"Doktorunun dediğine göre seni buraya birisi getirmiş, kafasına uzun bir şapka taktığı için yüzü görünmemiş, zaten yüzünde de siyah maske varmış. Getirmeden önce kolunu sarmış, çok kan kaybettiğini söylemiş, yaran da derindi zaten. Ama.. "
Duraksadı Seungmin. Bu olayı kendileri de çözememişti. Ve şimdide Felix'in kafasının karışmasını istemiyorlardı. Ama gerçeği Felix'ten saklayacak değillerdi.
"Ama ne Seungmin?"
Felix'in sorusuyla derin bir iç çekti Seungmin. Bu..gerçekten garip bir olaydı. İyi olsa bile..
"Ama, o kadar derin bir kesiğe rağmen, neredeyse hiç kan kaybetmemişsin... Yani..aslında kayb etmişsin. Polis ekipleri olayı araştırmak için olay yerine gelmişler, her yer kanmış. Ama senin vücudun kaybedilen kan kadar kan mı üretmiş, yoksa birisi sana kan mı vermiş, orasını bilmiyorum. Ama doktorlar bu kadar uzun sürede yaşayabilmenin bir mucize olduğunu söylüyorlar."
Seungmin'in söylediklerini dikkatle dinlerken aklına bir soru takılmıştı. Sormaya da çekinmemişti.
"Bu kadar uzun bir süre derken? Ne zamandır?"
"Bize haber verirlerken saat akşam 9'du. Ve sen 8 saattir ortalıkta yoktun. Merak etmeye başlayınca polisi aradık. Onlar da bize birinin seni yaklaşık 1 saat önce buraya getirdiğini söylediler."-diye soruyu yanıtladı Minho. Çok perişan olmuştu. Ne de olsa Felix onun küçük kardeşi gibiydi.
"Peki ya sizin ne işiniz var burda?"-dedi Felix, Chan, Jeongin ve Niki üçlüsüne dönerken. Bakışlarını doğrudan Niki'ye sabitleyerek "Özelliklede sen" diye devam ettirdi kelimelerini.
Niki ile 4 yıldır arkadaşlar. Yani daha doğrusu arkadaşlardı. Bundan 5 ay önce yaşanmıştı..
...
5 ay önce...
Okuldaki bazı öğrenciler yine Felix'le uğraşıyorlarken Niki koridordan geçmişti. Arkadaşını görmüştü. Oraya dönmüştü. Döndüğü gibi de Felix'in yalvaran bakışlarına mağruz kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost in the body- °Hyunlix°
Fanfiction-Tamamlandı Hwang Hyunjin Lee Felix'in ölen sevgilisiydi.. Peki ya tüm bildikleri yalansa?