~☆
Sarışın oğlan titreyen bedenini yatağa bırakırken, çalan telefonuyla oflayarak doğruldu. "Kim bu saatte amına koyayım?! Zaten uyuyamadım." Telefonu eline söverek alsa da, üzerinde yazılan 'Seungmin' isimi kafasındaki tüm küfürlerin silinmesine sebep olmuştu. "Alo? Felix?" Seungmin'in sesiyle kulağını telefondan çekip saate baktı.
Sabah 6.
Gözlerini devirerek telefonu tekrardan kulağına yaklaştırdı. "Sabahın köründe ne var orospu çocuğu?! Uyuyamadım zaten!" Sesinden belliydi uyumadığı. Yorgundu haliyle de.
"Felix? Ne küfür ediyorsun lan bok çuvalı?! Geldiğime şükür et sen!" Telefonun arkasından tch tch'ladı. "Sabahın dördünde senin için kalkıyorum, senin dediğine bak! Geri giderim bak!" Offladı Felix. "Tamam ya, birşey demedim!" Ardından kendi saçlarını karıştırdı ve yerinde esnedi. "Neredesin şimdi?" Telefonun arkasından bir kaç hışırtı sesi gelirken arkadaşının sesi duyuldu. "Kaldığın evin önünde." Felix gözlerini büyüttü. "Ciddi misin?"
"Ciddiyim, hatta birazdan kapıyı çalacağım."
Felix telefonun arkasında garip yüz haraketleri yaparken yatağından çıktı. "Harbi ciddi misin? Bu kadar kısa sürede mi geldin buraya?" Ardından Seungmin'in sinirli nefesi duyuldu. "Yok taşşak geçiyorum." Felix yüzünü buruştururken kapının çaldığını fark etmişti. "Açsana lan kapıyı!"
"Geliyorum Seungmin, geliyorum"
Felix telefonu kapatmış ve üzerinde pijamaları olmasını umursamadan odasından çıkmıştı. Yeji'de kapı sesine uyanmış olacak ki, koridorda; kapıyı açmaya gidiyordu.
"Günaydın!"
Seungmin içeri girdiği gibi neşeli sesiyle bağırarak Yeji'ye sıkıca sarılmıştı. "Nasılsın abla?" Gülümsedi Yeji'ye. O ise karşısındaki enerji dolu çocuğa bakıp güldü. "Ben iyiyimde, sen fazla iyisin galiba?" Seungmin kızıl saçlı kadından ayrılarak arkadaşına doğru koştu. "Erken kalktım, ondandır." Dedi sarı saçlı arkadaşına sarılırken. "Sen nasılsın lan?" Ardından yüzüne baktı sarışın çocuğun. "Yüzünden bok yağıyor sanki."
Felix arkadaşının söylediği sözlere göz devirdi. "Senin gibi sabah kalktığım anda makyaj yapmıyorum tabi." İtti arkadaşını. O sırada Yeji çoktan mutfağa yemek hazırlamak için gitmişti.
Felix pijamalarını değişmek için odasına giderken, Seungmin'de bavuluyla onun arkasından geliyordu. İkiside odaya girince Seungmin birden Felix'i öne iterek kapıyı az ses çıkartmaya özen göstererek kilitledi.
"Ne yapıyorsu-"
"Sus!" Dedi Seungmin arkadaşının sözünü keserken. "Bana bulduğun şeyleri göster." Felix anlamazca kaşlarını çatarken, Seungmin derin bir nefes alarak arkadaşına baktı. "Bana bak, enerjik falan değilim, yorgunluktan ölüyorum! Senin için sabah dörtte kalktım, ne bok'sa göster, arkadaşım demem altıma alır sikerim!" Arkadaşının agresif hallerini görünce, rahatlıkla nefes aldı Felix. "Bende bu çocuk niye bağırmıyor, kızmıyor falan diyorum. Kötü birşey oldu sandım." Dedi Felix eliyle alnını silerken.
Sarışın çocuğun bu halleri Seungmin'i yavaştan sinirlendirmeğe başlıyordu. Seungmin ellerini saçlarına geçirdi.
"ZATEN KÖTÜ BİRŞEY YOK MU AMINA KOYAYIM?!"
Felix işaret parmağını dudaklarının önüne tutarak 'sus!' işareti yaptı. Seungmin fazla bağırmıştı anlık sinirle. Bu onları yakmasa iyiydi.
Seungmin ellerini saçlarından çekerek sakin bir iç çekti. "Yeji'ye bir şey belli etmememeye çalış. Birazdan okula gidecek değil mi?" Arkadaşının ona bakarak sorduğu soruya onayla kafa salladı Felix. "Evet, birazdan çıkar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost in the body- °Hyunlix°
Fanfiction-Tamamlandı Hwang Hyunjin Lee Felix'in ölen sevgilisiydi.. Peki ya tüm bildikleri yalansa?