#26

123 14 93
                                    

Bu bir özel bölümdür. Fakat, final bölümü kadar gizem içeriyor. (Keşke finali bu yapsaydım ama neyse)

-----

"Zaten herşeyin sebebi sensin amına koyayım!"

Dedi Minho sahte bir sinirle. Hyunjin'se gözlerini fal taşı gibi aralayarak isyan etmek için ağızını açtı. "Lan niye ben oluyorum orospu çocuğu?! Hyuzú kelebek mi burada?"

Minho Hyunjin'in kendini savunmasına karşın ağızını açacakken, Jisung onu kendine döndürmüştü. "Sen bana doğru düzgün hesap vermedin daha! Bir de gidip milletle kavga ediyorsun!" Dedi yüzüne tükürürcesine. Üç ay önceki konuyu tartışıyorlardı.

Minho yeniden Hyunjin'e dönerek eliyle sevgilisini işaret etti. "Al işte, bundan bahsediyordum. Sen dedin Jisung'a birşey söyleme diye. Şimdi de söylemediğim için kızıyor bana!" Göz devirdi Hyunjin. "Sanki benim hayatım mükemmel amına koyayım.." Yanındaki Felix'e biraz daha sokuldu fırsattan istifade. "Kendi, öz annem beni evden attı amına koyayım!" Dedi ve kafasını Felix'in omuzuna yasladı sinirli görünerek. Felix'se kafasını sevgilisinin kafasına yasladı. Hayatı iyiye giden tek bir kişi vardı, o da Felix.

"En azından Felix'i tebrik edebilirim." Dedi elinin tersiyle Felix'in yüzünü okşayarak. "En azından annenle aran düzeldi." Sevgilisi de gülerek omuzundaki Hyunjin'in kafasına kokulu öpücük kondurmuştu. Sonra heri çekilerek küçük bir kahkaha patlatmıştı aklına gelenlerin etkisiyle. "Annem yaşadığını öğrendiğinde seni mezardan kalktın sanmıştı. Gerçi hâlâ öyle sanıyor."  Ardından Hyunjin'in ona sırnaşmasına izin vermeden kafasını Jisung'a çevirmişti. "Ama bence burada tebrik edilecek bir kişi daha var." Dedi göz kırparak. Jisung'sa anlamazca arkadaşına bakmaya devam etmişti.

"Jisungcuğum, hiç öyle birşey bilmiyormuş havalarına girme. Sabahtan beri söylemenizi bekliyorum ama ikinizden biri ağızını açmıyor." Hyunjin kaşlarını kaldırarak sevgilisine çevirmişti gözlerini. "Sen birşeyler biliyorsun. Dökül hemen!" Dedi kafasını Felix'in omuzundan kaldırıp duruşunu düzeltirken. Felix'se sırıtarak karşılarında oturan ikiliye bakmıştı.

"Ayıp lan, arkadaşa söylenmez mi hiç? Minho'yla sevişmişsiniz amına koyayım!" Bunu dediği gibi konuşmanın başından beri sakince kahvesini yudumlayan Seungmin kahveyi karşısındaki Changbin'in üzerine püskürtmüştü. Jisung'sa duyduklarıyla kulaklarına kadar kızarmış ve Minho'nun arkasına saklanmıştı. Hyunjin'in ağızı şaşkınca aralanırken, bu durum Changbin'in pek umurunda olmamış ve konu konuşmak yerine sinirle üzerindeki kahve lekesini çıkarmaya çalışmıştı.

"Ne?! Nasıl?" Seungmin kendine geldiğinde oturduğu masadan kalkarak kendisini Minho'nun yanına atmıştı. "Jisung korkmuyor muydu böyle şeylerden?"

Minho arkadaşının sorusunu boş vererek kolunu; arkasında saklanan sevgilisinin omuzuna atmış ve onu kendine çekmişti. "Artık korkmuyor Seungmin, şimdi git buradan." Dedi boşta kalan eliyle arkadaşının omuzundan ittirerek. Seungmin'se daha fazla oyalanmamış ve Minho'ya yandan bir bakış atarak kahvesini yenilemek için mutfağa gitmişti.

Hyunjin'se kolunu Felix'in omuzuna atmış ve Jisung'u rahatlatmak adına o rezil konuşmasını yapmıştı. "Utanç verici birşey değil ki bu. Mesela ben, olaylar olduğu günün gecesi Felix'le sevişmiştim."

Felix'in gözleri de ağızı gibi aralanmış ve elini yüzüne götürerek kendini gizlemeye çalışmıştı. "Hyunjin!"

Diğerleri kahkaha koparırken, Hyunjin dudak büzerek burununu Felix'in boyununa sürtmüştü. "Sevgilim.." Cevap gelmediğinde dikleşerek eliyle sevgilisinin bileklerini kavradı ve yavaşça yüzünden çekti. Felix yüzünün açılmasıyla kafasını eğerek kızaran yanaklarını saklamaya çalıştı. "Sevgilim, çok özür dilerim ba-"

Ghost in the body- °Hyunlix°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin