______________________________🍁"Lan korkuyorum.."-dedi Minho Jisung'un elini tutarak. Jisung'un bakışları oraya dönerken elini çekerek beline koymuş ve yavaşça Minho'ya dönmüştü. "Ben sana dedim, dedim ben sana! Çalış dedim, sınav var dedim sen ne dedin?! Öğlen çalışırım, yemekten sonra çalışırım, akşam çalışırım, yarın çalışırım. Ne oldu?! Çalışmadın! Bu sefer sana kopya vermeyeceğim Minho! Aklına bile getirme!"-dedi işaret parmağını Minho'ya doğru sallayarak. Minho ellerini önünde birleştirmiş, başını eğmişti. Muhtemelen soracak olursan 'ne dese haklı, suç bende' derdi. Şu anda da öğle düşündüğüne yemin ede bilirdim, ama kanıtlayamazdım.
Jisung'un azarlaması bittiğinde sevgilisinin yanından gitti. Gördüğüm kadarıyla sınıfa girmişti. Jisung'un bu azarlayışı karşısında biz bile korkudan susmuştuk. Jisung herkesin duyabileceği ama hiç kimsenin anlayamayacağı bir tonda azarlamıştı Minho'yu. En azından bu onu hala çok sevdiğini gösteriyordu..
Minho'nun önünden yere bir damla düştüğünü gördüğümde şaşkınlıkla oraya adımladım. Minho hyung ağlamazdı ki...
Ona yaklaşarak elimi onun omzuna koydum destek vermek amacıyla. "Olsun hyung, bir dahaki sefere..." Burnunu çekti. "Ne dese haklı Felix, ben sanırım ona yük oluyorum, hayal kırıklığı yaşatıyorum. Bir bok beceremiyorum.."
"Hey! Niye öyle düşünüyorsun? O seni çok seviyor, sadece çalışmadığın için biraz kızdı o kadar"-dedi Seungmin Minho'nun diğer tarafına geçerek benim gibi elini omzuna koyarken.
Minho ellerini yukarı kaldırıp gözlerini sildi ve burnunu çekti. Kafasını kaldırarak yaşlı kirpikleriyle Seungmine baktı. "Ama ben her zaman yapıyorum..Sadece...farkında değildim.."
Seungmin iç çekerek Minho'nun gözünden düşen bir damlayı sildi. Minho başını tekrardan yere eğmiş elleriyle oynuyordu. O sırada Jisung sınıftan çıktı ve adımlarını buraya yönlendirdi. Seungmin ve ben aynı anda kollarımızı Minho'nun omzundan çekerken Jisung buraya gelerek bir anda Minho'ya sarılmıştı. "Tamam, tamam. Özür dilerim.."
Jisung yüzünün neredeyse tamamını Minho'nun boyun girintise gömdüğünden sesi boğuk çıkmıştı.
Minho kafasını ve bedenini geriye çekerek kim olduğuna bakmak istedi. Jisung Minho'nun ona sarılmak istemediğini sanmıştı. Lakin ikili ayrılacakken Minho Jisung'un yüzünü gördüğünde ellerini onun beline götürerek sıkıca sarılmıştı.
Jisung gülümserken Minho aynı Jisung gibi kafasını Jisung'un boyun girintisine koymuştu. Yüzünde mimik yoktu. Ama seviyordu işte.
Bazen düşünüyorumda, Hyunjin yaşasaydı bizde mi böyle olurduk? Hep küser miydik? Yoksa herşeyi alttan mı alırdık? Destek olur muyduk birbirimize? Hyunjin bana Jisung gibi sarılır mıydı bir anda? Ya da onlar gibi piknik yapar mıydık? Eski günlerdeki gibi bağıra-bağıra şarkı söyler miydik?
Eskiden hep onunla yağmurun altında dans etmek istemiştim, ama hep unutmuştum. Yağmurun altında dans etmek nasıl bir hiss?
Aslında ben şunu fark ettim. Geçmişte yaşadıklarımızı düşünerek üzülüyorum.. Hyunjin'le olan küçük tartışmalarımızı hatırlıyorum, hatta bir keresinde küsmüştük onunla...Evet..ben uzatmıştım..Onu hatırlıyorum, üzülüyorum ve bir anda onunla olan hayallerim geliyor aklıma..Yağmurun altında dans etmek istiyorum onunla, uçurtma uçurmak istiyorum, yalnızca onunla, başbaşa yaşamak istiyorum Hyunjin'le...Ve sonra şöyle diyorum..
'Hakikaten de bu hayatta yaşadıklarımıza değil, yaşayamadıklarımıza üzülmeliyiz...'
Yaşadıklarımızdan değil, yaşayamadıklarımızdan korkmalıyız..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ghost in the body- °Hyunlix°
Fanfiction-Tamamlandı Hwang Hyunjin Lee Felix'in ölen sevgilisiydi.. Peki ya tüm bildikleri yalansa?