[14]

265 28 20
                                    

~ ☆
____________________________🍁

Arkadaşının söyledikleriyle yerinde donup kalmıştı bir süre. Sonunda ayaklarını kıpırdata bildiğinde arkadaşının yanına gelmiş ve yüzüne bakmıştı. "Anlamadım?" Seungmin sinirlenmemeğe özen göstererek masanın üzerindeki resimi eline aldı ve Felix'in görebileceği şekilde tutarak anlatmaya başladı. "Umut vermek gibi olmasın, hatta umut vermeden söylüyorum. Hyunjin'in küçücük bir yaşama ihtimali var." Felix biraz önceki an'a nazaran daha sakin bir tonda konuşmuştu bu sefer.

"Nereden anladın peki?"

Merakla bakan kahverengi gözler arkadaşının ela gözleri ile buluşunca bilgeliğin onun kanında olduğunu hissetmişti. Seungmin resimi ona doğru tuttu. "Baksana şuna. Renksiz. Tamamen karakalemle çizilmiş. Renksizlik korkuyu ve kaos'u temsil eder. Ayrıca şuradaki adama bak. Resim çiziyor, ama nedense hüzünlü ve korkmuş bakıyor. Çizdiği resimde bu resimin aynısı. Belli ki bu Hyunjin. Yani kendini çizmiş. Giydiği kiyafetler sadece beyaz. Beyaz saflığı ve temizliği temsil eder. Yani ne olmuşsa kendisi ile bir alakasının olmadığı mesajını vermeye çalışıyor. Ardından şuraya bak." Dedi elini kadın figürüne koyarken. "Bu onun yan odası. Bir kadın var. Simsiyah giyinmiş. Siyah renk nefreti ve kötülüğü temsil eder. Kadın parmaklarını masaya vuruyor Felix. Yüzünde ciddi bir ifade var. Diğer odaya geri dönelim. Şurada asılmış resimlere bak. Sence de resimdeki sana benzemiyor mu?" Benziyordu. Kahretsin ki benziyordu. Olumlu anlamda kafa salladı Felix. "Yani şuradan da anlaşılıyor ki sana mesaj vermeğe çalışıyor. 'Gözlerini aç Felix. Ayrıntılara dikkat et. Senin için yapıyorum.' Demeğe çalışıyor sanki. Ardından şu köşeye bak" Elini resimin sağ alt kısımına getirdi Seungmin. "Az önceki adama benziyor değil mi? Yani ikizi de diyebiliriz. Aralarındaki farka bak. Birsi sadece resim çiziyor. Yan odaya bak. Kadının bir elinden ip çıkıyor ikizlerin olduğu odaya doğru. Resim çizenin boynuna doğu geliyor ama diğer ikizi; daha ikizinin boynuna gitmeden kesiyor o ipi. Yani resim çizenin Hyunjin olduğunu var sayarsak; birisi onu korumaya çalışıyor, yan odadaki kadın da onu öldürmeğe çalışıyor. Eğer ikizlerin olduğu oda bu'ysa, buranın yan odası da..."

"Yeji'nin odası..."

Dedi fısıltıyla Felix. Beyninden vurulmuşa dönmüştü. O kadında birşey olduğundan zaten şüpelenmişti ama bu denli ileri gideceğini tahmin bile edememişti.

"Yinede emin değiliz Seungmin. Sana bazı şeyler göstermem gerek." Dedi Felix çekmeceye koyduğu günlüğü çıkarırken. Günlüğü Seungmin'e uzattı ve alıp incelemesini izledi.

Gözleri bir süre günlüğün kapağında gezindi Seungmin. Ardından arkadaşının uzattığı kilidi alarak günlüğün içini açtı.

Sayfaları yavaş yavaş çevirerek anıları büyük bir dikkatle incelerken kaşları çatıldı birden. "Neden sayfalar birden bitiyor?"

Arkadaşının ciddiyyetle sorduğu bu soruya göz devirdi Felix. "Hani şey oluyor ya Seungmin.."

"Hyunjin'in ölüm tarihi ne zaman?" Arkadaşının sanki onu dinlemiyormuşçasına kurduğu cümle Felix'i bir yandan sinirlendirirken, bir yandan da haklı olduğunu düşünüyordu.

Telefonunu çıkararak anılara girdi ve tarihe baktı. "18 Mayıs 14:50" Ardından telefonu cebine koydu. "Bir sorun mu var?" Seungmin kafasını olumsuz anlamda sağa sola salladı. "Hayır, her şey normal. 16 Mayıs 15:37'den sonrası yazılmamış." Önce kaşları çatıldı sarışın çocuğun. Ardından arkadaşının yanına gelerek günlüğün son yazılma tarihine baktı. Aynı rakamlar gözlerinin önüne gelirken arkadaşına döndü aceleyle. "Hyunjin o gün sadece benimle takılmıştı ama?"

Seungmin hala soğukkanlı tavırlarını koruyordu. Günlüğü kapatarak çalışma masasının üzerine gelişigüzel fırlattı ve aynı umursamaz tavrıyla dibindeki çocuğa döndü. "Bende bunu diyorum işte. Düzgün olmayan şeyler var. Hyunjin öldüyse bile sakladığı bir sırrı ya da sana söylemediği bir geçmişi ya da evde yaşanmış bir şeyler var işte Felix! Hyunjinde bir şey olmasa bile bu evde bir şey var!" Her haliyle haklıydı.

Ghost in the body- °Hyunlix°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin