25-Final

178 21 94
                                    

Herkesin dikkati ona kaymıştı bağırmasıyla. Changbin olduğu yere adeta mühürlenmiş, kıpırdamadan Felix'e bakıyordu.

Felix'se sinirliydi. Ve bunu dışına yansıtmaktan da çekinmiyordu. Gözleri kıpırdamaya çalışan Hyunjin'i buldu. Gözlerini açmıştı Hyunjin. Ama ne ayağa kalkmak istiyordu, ne de ayağa kalkacak gücü vardı. Yorgunlukla gözlerini geri kapattı uyumak için.

Felix kaşlarını çatarak yavaş adımlarla Hyunjin'e yaklaştı. "Ne oldu ona?" Sakin bir şekilde diğerlerine döndü. "Neden gözlerini kapattı?!" Bu sefer sesi telaşlı ve yüksek çıkmıştı.

Changbin Felix'in yanına gelerek kolundan tuttu ve geri çekti. "Merak etme, o iyi. Sadece yorgun." Sert bir şekilde çekerek kolunu Changbin'den kurtardı Felix. Tam hesap soracakken, bir anda odaya Yeji girdi.

Hyuzú ve Yuna kapıdan uzaklardı. Hyuzú Hyunjin'in yanında ayakta dikiliyor, Yuna'ysa Hyuzú'dan biraz uzakta; dış kapının önünde durmuştu.

"Siktiğimin orospusu! Yeter artık!" Hızlı adımlarla Hyuzú'ya yaklaşırken, elindeki bıçak herkesin gözüne çarpmıştı.

Öyle ki, Yuna bir anda ayağa kalkarak Yeji'nin elindeki bıçağı tutup çekmeye çalıştı. Ama başarısız oldu.

Yeji elindeki bıçağı bırakmıyordu. Yuna'yla resmen rekabete girmişlerdi. İkisi de bir taraften bıçağı çekiştiriyorlardı. Diğerleri ise korkudan onlara yaklaşamıyordu.

"Bırak!" Yuna bağırarak bıçağı çektiğinde, Yeji irkilmenin sonucu olarak istemeden elini bıçaktan çekmiş ve Yuna bıçağı kendine çektiği için ona saplanmıştı.

Göğüs bölgesine...

Tam kalbine...

Yuna kalan son enerjisiyle bağırıken, bir anda yere yığılmıştı. Yeji şok olmuşçasına elini ağızına götürmüş; yerde hereketsizce uzanan Yuna'ya bakıyordu. Daha doğrusu; herkes..

Herkesin gözleri kanlı bir şekilde yerde yatan Yuna'yı buldu. Bıçak kanlanmışken, Yuna'nın göğüsünden süzülen kan kiyafetlerini çoktan kirletmişti. Kiyafetleri yeterince kan toplamış ve fazla kanı taşıyamadığı için soğuk zemine damlatıyordu. Şimdi bile küçük, koyu kırmızı bir gölet oluşturmuştu. Hyuzu kitlenmiş gibi gölete bakıyordu. Diğerlerinin de ondan bir farkı yoktu.

Hyuzú kafasını eğdi. Yavaş yavaş dolan gözleri onu ele veriyordu. Birkaç adım atarak Yuna'nın önüne çöktü. Göğüsündeki bıçağa kenetledi gözlerini. Gözleri taşıyamamıştı bu kadar yükü. Salıvermişti gözyaşlarını. Hyuzú'nun yanağına süzülerek Yuna'nın boyununa düşen gözyaşına baktı Yeji. Çok ağır bir pişmanlık duydu yaptıkları için.

Kafasını kaldırarak nefret saçan gözlerini Yeji'ye zilledi. "Sen..." Duraksadı. Sanki gözleriyle ona dibine kadar suçlu olduğunu söylüyordu. "Benim sevgilimi öldürdün.."

Yeji'nin gözleri de dayanamadı. Gözyaşları birbir yanaklarına süzülürken, dudağını büzmemek için kendini zor tutuyor; ısırarak kendine acı çektiriyordu.

Ryujin bir kaç adım öne gelerek ne olduğuna bakmak istedi. Yerde yatan Yuna'yı gördüğü gibi korkuyla çığlık atarak elleriyle kulaklarını tuttu ve gözlerini kapattı. Yeji'yse onu umursamayacak durumdaydı.

Ryujin tek gözünü açıp olanları izlemeye devam etti korkarak..

Hyuzú elini Yuna'nın çenesine atarak zarif hareketlerle kendine döndürmüştü. Baş parmağıyla yanağını okşayarak elini çekip ayağa kalkmıştı. Elini yavaşça cebine götürürken, Ryujin Hyuzú'nun cebindeki silahı farketmişti. Ağlayan yüzü yerini düz bir ifadeye verirken, gözleri önce Hyuzú'nun cebindeki silahta, sonra da Yeji'de gezinmişti. Hyuzú silahını çıkartmadan saniyeler önce Yeji'yi belinden tutarak yönlerini değiştirmiş, ateş açılmadan önce Yeji'yi korumuştu. Bir insanın kendi öz kardeşini öldürmesinden korumuştu.

Ghost in the body- °Hyunlix°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin