Yazım hataları için kusura bakmayın🍁
Yağan karın altında 'ilk ve yeni' arabamı sürmek çok zordu. Heyecanla bir an önce hastanede olmak istiyordum, ama acele edip daha taksidini bile bitiremediğim arabamla kaza yapmak istemezdim.
Buğlem'in haberi üzerine masayı olduğu gibi bırakıp yola çıkmıştık. Esma bana sakin ol desede kulağım pek duymuyordu.Araba otoparka park ettikten sonra hastaneye doğru yürüdük. İki dakika yürüdüğümüz mesafe, yağan karın saçlarımızın beyazlatmasına yetmişti. Hastaneye girerek asansöre bindik.
Umut'un bulunduğu odaya girdiğimizde çoğu doktorun burda olduğunu gördüm.-Merhaba arkadaşlar-
-Merhaba, hoşgeldin Feyza- dedi Fırat bey. Kendisi dahiliye doktoruydu.
-Hoşbulduk- diyerek Umut'un baş ucuna geldim. Gözleri açıktı ama sanki kendinde değildi. Mavi gözleri yorgun ve halsiz bakıyordu. Doktorlara dönerek konuştum...
-Durum ne, kontrol ettinizmi?-
-Ettik, ama pek iyi şeyler öğrenmedik- dedi Berna hanım, kendisi fizik doktoruydu.
-Tamam o zaman ortak odaya geçelim, konuşuruz.- Herkesin onayı üzerine odadan tek tek çıktık. Kapıyı kapatmadan önce Umut'a baktım. Tek bir yere odaklanmış baygın bir şekilde bakıyordu. Nesi vardı? Bir an önce gelip onunla konuşmak istiyordum. Kapıyı kapatarak doktorların ortak kullandığı odaya geçtim. Bazıları oturmuştu bir kaç kişide ayaktaydı.
-Evet sorun ne?- Diye sordum.
-Sorun büyük- dedi Fırat bey başımı salladım ve elimle anlatın der gibi salladım.
-Öncelikle çocuk yürüyemiyor- dedi Berna hanım.
-Ne!- sesimin fazla çıkmasını önleyememiştim. - Eminmisiniz, bir daha kontrol etseydiniz.-
-Birkaç kere, hep aynıydı. Büyük ihtimalle doğuştan, emin olmak için bir kaç tahlil istedik.- dedi Yeliz hanım.
-Ve konuşamıyor- dedi buda çocuk psikiyatrisi Jale hanımdı.
-Uyanalı iki saat oldu ama bir türlü onu la iletişime geçemedim.- kapının açılmasıyla herkes oraya döndü. Toprak başını sallayarak bize selam verdi.-Günaydın arkadaşlar- herkes günaydın diye mırıldandı. Toprak bana bakarak göz kırptı.
-Pandalara benziyorsun- dedi sırıtarak, uyumaktan şişen gözlerimi kast ediyordu. Gözlerimi devirdim.
-Ben en azından benziyorum, sen tam bir ayısın Toprak.- Dediğim şeyle gülümsedi. Biliyordu onu sevmediğimi, yinede pes etmiyordu. Beni rahatsız etmiyordu ama sevgisini saklamak gibi bir çabayada girmiyordu. Hastanenin tüm çalışanları onun beni sevdiğini biliyordu. O iyi biriydi, iyi bir kalp doktoru, iyi bir arkadaş, iyi bir dost ama hepsi bu, daha fazlası olmuyordu.
-İmkansız- dedim düşüncelerimden sıyrılarak. Herkesin odağı olunca anlatmaya başladım.
-İmkânsız, çünkü konuşuyor. Dün yani ondan önceki gün şahit oldum.-
-Nasıl yani- dedi Toprak. Anlaşılan herşeyden haberi vardı. Detayları istemeden sorduğuna göre. Bana bu şekilde bakarken onları biraz merak içinde bırakmak istedim ama. Buğlemin sesi buna izin vermedi.
-Hadi Feyza- derin bir nefes alarak konuştum.
-'Umut korkar, Umut çok korkar' diyordu. Belki Umut odur, belkide başkası emin değilim, ama biliyorum konuşuyor. -
-O zaman yaşadığı şeyler onu buna sürükledi diyebiliriz- dedi Fırat.
-Olabilir- dedim.
-Şimdilik zamana bırakılmalıyız. Bedeni hala hastalığın etkisinde. İyileştiğinde psikiyatristle konuşur elimizden geleni yaparız.- Dedi Esma herkes başını salladı. Sıla'nın konuşması ile bu sefer ona döndük.
![](https://img.wattpad.com/cover/350639192-288-k158455.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
Novela JuvenilGeçmişte derin yaralar almış iki insanın hayatları, beklenmedik bir şekilde kesişir. Feyza, çocukken yaşadığı acı dolu anıları hâlâ unutamamış, ancak tüm zorluklara rağmen hayata tutunmuş güçlü bir kadındır. Bir gün, yol kenarında terkedilmiş, konuş...