16. bölüm 🍁

50 8 64
                                    

Yazım hataları için kusura bakmayın 🥰

Verdiğim kararda pişman olurmu muydum bilmiyordum, ama emindimki bu kararda en mutlu olacak kişi Umut'tu. Dikiz aynasından gülen yüzüne baktım. Gerçekten mutluydu, abisi ile evleneceğimi öğrendiğinden beri kıpır kıpırdı. Ailem her ne kadar onay versede Ozan Karakurt la detaylıca konuşmalıydım. Ama ne konuşmalıydım, bu sıradan bir evlilik değildi, görücü usulü gibi görünsede hiç öyle değildi. Derin bir nefes aldım.

Yaşadığım şeyler beni yormaya başlamıştı. Kızlarla konuşmamıştım, üstelik bu olayı duyduklarında bana çok kızacaklarından emindim. O kadar derin dalmıştımki Umut'un bana seslendiğini bile geç fark etmiştim.

-Efendim Umut'um?-

-Şimdi abim bizimi bekliyor?- Derin bir nefes aldım.

-Evet canım bekliyor.- dikiz aynasına kısa bir bakış atarak tekrar yola odaklandım.

-Peki evlenecek misiniz?- ara vermeden sorduğu sorulara gülümsedim. Umut'u böyle görmek beni o kadar çok mutlu ediyordu ki onun için yapamayacağım hiç bir şey yok gibi hissediyordum.

-Henüz kesinleşmiş bir şey yok Umut'um.- dedim.

-Ben abimi çok sevdim.- dedi başka bir konu açarak.

-Emin ol oda seni çok seviyor.- dedim arabamı park ederek.

-Niye bu güne kadar yanıma gelmemişki. Bir abimin var olduğunu bile bilmiyordum.- dedi üzgün bir sesle. Arabamın motorunu kapatarak emniyet kemerini açtım. Daha sonra arkaya dönerek Umut'un parlak mavi gözlerine baktım.

-Bende bilmiyorum Umut, ama eminimki gelmemesi için önemli sebepleri vardır.  Şimdide telafi etmek için çabalıyacağını biliyorum. Hadi bakalım daha fazla abini bekletmeyelim.-  diyerek arabadan inip bagaj kısmından Umut'un tekerlekli sandalyesini çıkartım. Umut mutluydu ve onu öyle gördükçe içimde yer edinen tüm ikilemler tek tek yok oluyordu. O yüzden bir yerden başlamam gerektiği kanaatine varmıştım.

Sabah Ozan Karakurt'u arayarak konuşmak istediğimi söylemiştim ama kendisi babaanesinin Umut'u görmek istediğini söylemişti. İlk duyduğumda bir ip gibi gerilen bedenim içimde kendime söylediğim cesaret sözleriyle azda olsa rahatlamıştı. Şimdide arabamla kocaman konağa benzeyen beyaz evin önünde durmuş hareket etmek için soluklanıyordum.

Yorgun değildim, sadece sonunu göremediğim bir yola girme düşüncesi beni halsiz bırakıyordu.

Derin bir nefes alıp sandalyeyi arabanın yanına getirerek kapıyı açtım. Umut'u almak için eğildiğim zaman benden önce başka biri atılmıştı. Geri çekildiğimde Ozan Karakurt'un Umut'u çıkartmak için arabaya eğildiğini gördüm. Umut'u alıp sandalyeye yerleştirerek önünde diz çöktü.

-Abi.- Umut'un cılız sesi mutlu dolu gelmişti kulağıma.

-Abim.-

Seni çok özledim ben.-

-Bende seni özledim aslanım, ama bak bugün hasret gidereceğiz. Hem seni tanıştırmak istediğim biri var.- diye yumuşak bir sesle konulmuştu kardeşiyle.

-Kim? -

-Göürüsün içerde.- diyerek bana döndü. Bana odaklanan buz mavilerinin beni üşütmesini bekledim, ama üşütümedi tuhaf bir şekilde bana güven vermişti.

-Hoşgeldin.- ses tonunda yoğun bir duygu sezmiştim. Yutkunarak cevap verdim

&Hoşbuldum.- zorda olsa bakışlarımı ondan alarak Umut'a uzandım.

-Ben sürerim.- diyerek arabayı sürmeye başladı. Yolu bilmediğim için onu takip ettim. Heybetli vücuduyla önde ilerlerken ona bakamdan edemedim. Ne yani yunan heykeli gibi adam bakmasam ertesi güne şaşı kalkardım.  Büyük adımlarla büyük konağa doğru ilerler ben de adımlarına yetişmek için özel bir çaba sarf ettim..

Ay Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin