Yazım hataları için kusura bakmayın.
Heycan dört bir yanını saran Feyza kuğu gibi görüntüsüyle aynanın önünde kendine bakıyordu. Zarif Beyaz elbisesi gelinliğ anımsatıyordu. Kızlıl saçları dalgalı şekilde beline kadar inerken, yerlerden sürdüren duvağı kafasında yerini bulmuştu. Yeşil gözlerini ortaya çıkaran makyajı ile tam bir güzellik abidesi olmuştu.
Bugün büyük gündü. Üç gün önce birbirlerine aşkını itiraf ettiği adamla evlencekti. Aslında dün imzalar atılmıştı ama Ozan'ın ısrarıyla sevdiklerinin önünde de birbilerini hayatına kabul ettiklerini 'evet' diyerek herkese duyurmak istiyorlardı.
Sabah erkenden kurduğu alarmla yataktan düşerek kendine gelmişti. Ailecek kahvaltılarını yaptıktan sonra Ozan'ın Feyzayla birlikte beğendiği gelinliğin kutusunu alarak odasına hazırlanmak için geri dönmüştü.
Evde tam bir kargaşa vardı. Annesi Cennet hanım mutfaktan bu oraya bir buraya koşturuyordu. Akrabaları çok gelmemişti ama Feyza'nın babası Murat bey yakın derce akrabalarını getirtmişti. Onlara karşı mahcup olmamak için elinden geleni yapıyordu. Nişanlı Ozan'ın evinden olacak ama bir düğün merasim olması için Feyza'yı evinden çıkartacaklardı. Misafirleri ağırlamak için apartmanın bahçesini hazırlamış bahçeye farklı farklı süslerle renklendirmişlerdi.
Feyza odasında hazırlanırken yanına Umut, Buğlem ve Esma gelmişti. Şimdi de üçü hayran bakışlarıyla bu güzele bakıyorlardı. Duvardaki saate gözü takılan Feyza'nın heycanı dahada tetiklemişti.
-Gelirler birazdan.- diyen arkadaşıyla onlara dönerek karşılarında kalan tekli koltuğa oturdu. İki kız yatakta otururken Umut'ta hemen yanlarında durmuştu.
-Çok heyecanlıyım.- diye mırıldandı mutluluğu gözlerinden okunan Feyza
“Heycanlanacak bir şey yok, zaten imzalar dün atıldı. Şimdide iki göbek atacak ve kurtlarımızı dökeceğiz.“ Diyen Buğlem ayağa kalkarak kalçalarını sallayarak göbek atmıştı. Bu haline gülen Esma ve Feyza, Umut'un sesiyle dahada gülmüşlerdi.
“Kurtları nasıl atacağızki, onlar bizi yerler çok güçlüler. Hem evde kurtmu varmış.- diye sordu. Feyza gülümsemesini yüzünde silmeden Umut'un sandalyesini kendine çekerek Umut'un iki yanağından öptü.
-Hayır bebeğim Buğlem ablan sadece göbek atacak ve bu eylemini bir deyim söyleyerek bize anlattı. Yani kurtlarımızı dökmek bir deyim. Aynı... Demişti ki lafını arkadaşı Esma böldü.
-Aynı leb demeden leblebiyi anlamak gibi.-
-O ne ki?- Diye sorduğunda Feyza koca bir kahkaha attı. Umut'u kendine çekip sarılarak başının tepesine bir öpücük kondurdu.
-Sen boş ver onları kuzum boş boş konuşuyorlar.-
-Tamam bende gerçekten evde kurt var sandım.- Dediğinde sarı tutamlarını okşayarak yanaklarını avuçladı.
-Yok merak etme hem boşver bunları söyle bakalım mutlu musun?- Umut başını olumlu anlamında sayarak Feyza'yı onaylamıştı.
-Evet çok mutluyum. Artık hep birlikte olacağız ben, sen ve abim. Bide Sude annem var, birde babaannem.- Dediğinde iki yanağından onu ısırmak istiyordu Feyza. O kadar tatlı bir çocuktuki...
-Sen hep mutlu ol bir tanem. Çoğu şey sadece senin mutlu olman için.- Dediğinde odasının kapısı çalındıktan sonra açılmıştı. Açılan kapıdan Uğur sırıtan bir yüzle içeri girdi. Elinde tuttuğu tabaktaki çikolatalı pastayı Umut'a vererek Feyza'nın yanına misafirler için getirilen boş bir sandalye çekerek oturmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı
Novela JuvenilGeçmişte derin yaralar almış iki insanın hayatları, beklenmedik bir şekilde kesişir. Feyza, çocukken yaşadığı acı dolu anıları hâlâ unutamamış, ancak tüm zorluklara rağmen hayata tutunmuş güçlü bir kadındır. Bir gün, yol kenarında terkedilmiş, konuş...