26. bölüm

39 7 86
                                    

Bölüme başlamadan önce sizlerle bir şey paylaşmak istiyorum. Okuma sayısına baktığımda yaklaşık otuz okuyucu olduğunu görüyorum, ancak oy sayım dördü geçmiyor.

Sizden ricam, bölümü okuduktan sonra oy vermeniz. Yıldıza bastığınızda sizden herhangi bir ücret talep edilmiyor. Sizin için küçük bir adım olabilir ama benim için çok büyük bir anlam taşıyor.

İlk olarak, bu oylar beni daha mutlu ve ilham dolu kılıyor. Oy alamadığım zaman gerçekten üzülüyorum. İkincisi, kitabım daha fazla oy aldığında daha çok kişi tarafından okunma şansı yakalıyor.

İki yıldır buradayım ve kitap yazıyorum, ama oy sayısı az olduğu için kitabım okuma sayfalarında ön plana çıkamıyor.

Lütfen elinizi vicdanınıza koyarak, bölümü beğenip okuduktan sonra oy verin. Bu oyların emeğimin karşılığı olduğunu düşünüyorum.

Evli, üç çocuk annesi ve çalışan bir kadınım. Tek ricam, emeğimin karşılığını alabilmek. Sizlere kesinlikle vicdansızlık yapıyorsunuz demek istemem; sadece emek verdiğim bu yolda desteklerinizi bekliyorum.

Teşekkür ederim!

Bu bölümü, beni  yolun başından beri, hiç yanlız bırakmayarak bana destek olan Hacer4260484 ve Meralelik978 ithaf ediyorum.

🍁🍁

Hayat, kimi zaman ince bir telde dengede yürümek gibidir. Her gün ufak tefek seçimler yaparız; bazen bir kahvenin tadında, bazen de akşam eve dönerken seçtiğimiz yolda saklıdır o basit mutluluklar. Küçük anlar, gözden kaçırdığımız detaylar... Bir dostla edilen sohbet, yorgun bir günün sonunda içilen sıcak bir çay, sevdiğimiz bir şarkının tanıdık melodisi... Belki de hayat, bize sunduğu büyük hayallerden çok, bu anlarda sakladığı huzurla doludur.

Yaşamın peşinde koşarken çoğu zaman durup nefes almayı unutuyoruz. Hep bir adım öteyi düşünür, bir şeyleri kaçırıyor muyuz diye endişeleniriz mesela. Oysa belki de aradığımız o huzur, basit bir anın içinde saklıdır. Gün doğumunu izlerken, hafif bir esintinin tenimize dokunduğu anda ya da sıradan bir akşam yemeğinde... Hayat, aslında her şeyden çok, sıradanlığın içinde gizlenen küçük mucizelerdir.

Fakat zaman geçtikçe, bu güzel anların arkasında bıraktığı boşluklar da hissedilir hale gelir. Anılar, birer gölge gibi peşimizden gelirken, bir gün gözlerimizi kapadığımızda onları bir daha göremeyeceğimizi düşünmek içimizi acıtır. Eskiden yaşanan güzel günler, kaybolmuş bir müzik parçası gibi hafızamızda yankılanırken, onları tekrar yaşama umudu giderek solgunlaşır. O güzel günlerin elinden alındığını düşündüğümüzde, sanki hayatın tadı kaçmış gibi hissederiz.

Bir zamanlar neşeyle dolu anlarım, şimdi hatıraların derinliklerine hapsolmuş gibi. Geri dönüp yaşamak istediğim o eski günlerin ağırlığı, ruhumda bir hüzün bırakmış gibi. Ancak belki de geçmişin anılarına sıkı sıkıya sarılmak yerine, hayatın sunduğu yeni anlara göz atmam gerekiyordu.

Bunu yapabilir miydim, başarabilir miydim? En azından deniyordum. Terk edilmenin acısıyla yataklara kapanıp depresyona girebilirdim, ama ayakta durmak için çabalıyordum. Umut için, belki biraz da kendim için... Çocukken yarım kalan küçük Feyza için de olabilir.

Şu an bu konağın salonunda, bu ortamda oturuyorsam, demek ki bunu başarıyorum. Çünkü her köşesi Ozan'ı hatırlatan bu konakta durup, onun önceden soluduğu havayı soluyorsam, demek ki üstesinden geliyordum. Derin bir nefes alarak elimdeki soğumuş çaydan bir yudum daha aldım.

Ay Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin