"VATAN SAĞOLSUN" (9. BÖLÜM/1. SEZON)

135 7 1
                                    

AlNazFer konuşmaya devam ederken odanın kapısı çalınır
FERDA: Gel
ALİ: (içeriye Enes girer) Enes
ENES: Komutanım Erdem albay geldi sizi bekliyor
ALİ: Tamam Enes sağol (Enes odadan çıkar) artık bana müsaade
FERDA: Gitme ya
ALİ: (gülerek) Gitme derken. Abla Erdem albayın tersine hiç denk gelmedin değil mi
NAZLI: O kadar kötü mü ya (gülerek)
ALİ: Ne sen sor ne ben anlatayım Nazlım
NAZLI: Ben cevabımı aldım (gülerek)
Ali Ferda ve Nazlı'nın yanağını öper ve odadan çıkar
NAZLI: Artık bende gidim Ferda abla
FERDA: Tamam canım dikkat edin kendinize
NAZLI: Sende Ferda abla sende
Nazlı'da odadan çıkar ve uzaklaşmamış olan Ali'yi görür
NAZLI: Ali (Ali'ye yetişir) bir gelir misin
ALİ: Nazlı Erdem albay bekliyor
NAZLI: Gelsen olmaz mı
ALİ: Seni kıracağıma kafamı kırarım biliyorsun. Ama mecbur Nazlı
NAZLI: Peki ama işin biter bitmez direkt yanıma geliyorsun
ALİ: Emredersiniz komutanım
NAZLI: (Ali'nin omzuna vurur) Dalga geçme be
ALİ: Geç kalıyorum
NAZLI: Git hadi Yüzbaşım (gülerek)
ALİ: Sevdim bunu
Nazlı kendi odasına giderken Ali'de Erdem albayın yanına gider. Güler ve İpek de oradaydı
ALİ: Komutanım (selam durur)
ERDEM: Nedir son durum
ALİ: Komutanım ameliyat gayet başarılı geçmiş, sahada yaptığımız ilk müdahalenin çok etkisi olmuş, işlerini kolaylaştırdı. Tedbir amaçlı bir gün yoğun bakımda kalacak ondan sonra normal odaya alınacak
ERDEM: Hayati tehlikesi
ALİ: Hayati tehlikesi yok komutanım, dediğim gibi tedbir amaçlı bir gün yoğun bakımda kalacak
ERDEM: Mustafa'nın eşine haber verdin mi
ALİ: Evet komutanım eli kulağındadır birazdan gelir.
ERDEM: Üstünüzü değiştirin sivil dolaşın, çocuklara söyle onlarda eve gidip istirahat etsin, tedbiri elden bırakmayın. Bu pusu meselesini de sonra konuşacağız, bakalım kim buna cüret ediyor.
ALİ: Emredersiniz komutanım
ERDEM: Benim biraz işlerim var (Güler'e bakar) Güler Vildan geldiği zaman onu yalnız bırakmayın
GÜLER: Merak etme canım aklın kalmasın
Erdem önce Güler'i sonra kızını da öptükten sonra hastaneden ayrılır.
ALİ: Fıstık gel bakim buraya
İpek Ali'ye sarılır Ali'de bunu karşılıksız bırakmaz ve oda İpek'e sarılır, kısa bir sarılmanın ardından ayrılırlar
ALİ: Sen niye hiç beni aramıyorsun sıpa
İPEK: Aşkolsun Ali abi ya, sende fırsatını buldun mu hiç kaçırmıyorsun
GÜLER: O seni düşündüğü için aramıyor Ali abisi
İPEK: Sürekli görevdesin müsait olamıyorsun seni düşündüğüm için
ALİ: Şaka yapıyorum fıstık
İPEK: Nazlı'yla nasıl gidiyor
GÜLER: İpek
İPEK: Ne ya Allah Allah, bu şimdi Nazlısını görmeden duramazdı
ALİ: Görüşmeyeli senin dilin epey uzamış
İPEK: Seninle uğraşmayı seviyorum ya (gülerek)
GÜLER: Ali
ALİ: Efendim yenge
GÜLER: İpek bir şey yaptı ama Erdem'e söylemeye çekiniyor
ALİ: İpek
İPEK: Ali abi ben babamın yolundan gitmeye karar verdim
ALİ: Bir dakika nasıl yani
İPEK: Asker olacağım Ali abi
ALİ: Ne!!!
Diyebilmişti sadece çünkü duyduğu şeyi idrak etmekte güçlük çekiyordu
GÜLER: Böyle ulu orta yerde konuşmayalım
ALİ: Siz kantine inin, bende üstümü değiştirip geliyorum (Güler ve İpek kantine iner, Ali ise telefondan Enes'i arar telefon kısa bir çalmanın ardından açılır) Enes
ENES: Emredin komutanım
ALİ: Erdem albayın emridir. İstirahat edin
ENES: Emredersiniz komutanım
Görüşme bittikten sonra Ali Ferda'nın odasına doğru gider (Ferda'nın odasında her daim kendine ait yedek kıyafet bulunduruyordu) Ali odaya doğru giderken takip edildiklerinden habersizdir
X: Az daha bekle Ali az daha bekle bakalım beni karşında görünce ne yapacaksın
Ali Ferda'nın odasına gelmiştir kapıyı açıp içeri girer, dolaptan kıyafetini alarak üstünü değiştirir sonra odadan çıkarak kantine Güler ve İpek'in yanına iner
ALİ: Evet anlat bakalım ne bu asker meselesi
İPEK: Ali abi sen ol, babam olsun, ya da timin diğer askerleri olsun fark etmez, haberlerde de görüyoruz sürekli bu vatan için kaç şehit verdi bu ülke.
ALİ: Ağzında ki baklayı çıkar
İPEK: Ben çoktan başvuruyu yaptım bile, bugün yarın sonuç açıklanır
ALİ: İpek sen ne yaptın güzelim. Hadi babandan çekindin bana gelseydin ya
İPEK: Bilemedim düşünemedim Ali abi çok heves ettim. Babama söylesem vereceği tepkiyi kestiremiyorum (Ali'nin elini tutar) yardım et bana Ali abi, gerçekten çok istiyorum asker olmayı
ALİ: Ah be güzelim ah be güzelim
GÜLER: Bir yol göster Ali
ALİ: Yenge bunlar çocuk oyuncağı değil, İpek bunu anlayabilecek yaşta biri. (derin bir nefes alır) Birlikte babana söyleriz ben yanında olurum
İPEK: (oturduğu yerden kalkıp Ali'ye sarılır) Seni seviyorum Ali abi seni çok seviyorum
ALİ: Dur kız bogacaksın beni
İPEK: (Ali'den ayrılıp yerine oturur) İyi ki varsın Ali abi
O sırada Vildan çocuklarla birlikte Ali'nin masasına gelir
VİLDAN: (ağlıyarak) Ali, Ali Mustafa nerde hastaneye niye çağırdın bizi
ALİ: Yav bir sakin ol (Güler'e bakar) yenge
GÜLER: Tamam canım
ALİ: Vildan yenge söylecegim ama önce sakin olacaksın tamam mı
VİLDAN: Mustafa vuruldu değil mi (ağlıyarak)
Ali bir şey diyemez, Vildan zaten bu sessizlikten anlamıştır Mustafa'nın vurulduğunu
VİLDAN: İçime doğmuştu, bir sıkıntı basmıştı, bir huzursuzluk vardı içimde demek ki buymuş
ALİ: Çok şükür durumu iyi yenge, sahada yaptığımız ilk müdahale hayatını kurtardı, yarın normal odaya alınacak bu kadar evham yapma
VİLDAN: Nazlı'ya bir şey olsa sen sakin kalabilir misin (herkes AlNaz'ı biliyordur, Ali bu cümlenin üzerine bir şey diyemez) bende öyle düşünmüştüm
GÜLER: Gel Vildan biz gidelim
ALİ: (kadınlar hep birlikte masadan ayrılır) Off Allah'ım yardım et
Ali kantincinin yanına giderek sipariş verir, o esnada Ali'nin masasına biri gelir ve masanın üzerinde duran Ali'nin telefonunu alır, biraz uğraştıktan sonra telefonu tekrar eski yerine bırakır. Adam masadan uzaklaşırken Ali'de sipariş ile birlikte masaya gelir
ERMAN: Bir planım var
KOMER: Nedir
ERMAN: Ali'nin telefonuna bir program indireceğiz, bu program sayesinde nerde olduklarını, nasıl hareket ettiklerini öğreneceğiz (o esnada Erman'a görevin gerçekleştirildiğine dair mesaj gelir) iş tamam
KOMER: Devlet Ali'nin hain olduğunu düşünecek
ERMAN: Böylelikle Ali'den kurtulmuş olacağız
Erman x kişisini arar telefon kısa bir süre sonra açılır
X: Evet Erman
ERMAN: Plan tamam
X: Ne yaptınız
ERMAN: Ali'nin öyle bir şey yapacağız ki toparlayamayacak
X: Böyle gizemli konuşmaları sevmem Erman, söyle ne yaptınız
ERMAN: Bir adam gönderdim, telefonuna bir program indirecek
X: Böylelikle Ali hain ilan edilecek öyle mi
ERMAN: Evet öyle
X: Ali bu tuzağa düşer mi sanıyorsunuz Erman, kendinizi bu kadar akıllı sanmayın. Size dedim ki Ali'yi hafife almayın Erman. Ali'yi yok etmek istiyorsanız güçlü ve elle tutulur planlar yapacaksınız. Bakalım bu hamleniz nasıl sonuçlanacak bekleyip göreceğiz (görüşme biter) gerizekalılar. Anlaşıldı iş başa düştü (telefondan birini arar) alo planı öne çekiyoruz, bugün karşısına çıkıyorum (telefonda ki kişi konuşur) merak etme öyle bir darbe vuracağım ki ona, toparlanması imkansız hale gelecek (telefonda ki kişi yine konuşur) tamam anlaşıldı (görüşme biter ve x kişisinin yüzünde sinsi bir gülümseme oluşur)
Ali yemeğini yedikten sonra kantinden çıkar ve Nazlı'nın odasına doğru gider odanın önüne gelince kapıyı çalar içerden gel sesini duyunca içeri girer
ALİ: Prensesim
Nazlı Ali'yi görünce hemen oturduğu yerden kalkar ve tabiri caizse Ali'nin üzerine atlar ve Ali'yi öpücük yağmuruna tutar
ALİ: Dur deli kız dur, çok mu özledin beni
NAZLI: Şuna bak çok mu özledin diyor bir de. Çok özledim tâbi her gün görevdesin müsait olamıyorsun konuşamıyoruz, görüşemiyoruz, özlemek en doğal hakkım
ALİ: Tamam canım bir şey demedim
AlNaz birlikte koltuğa oturur, Nazlı ise iyice Ali'ye sokulur, Ali'de kendisini sarhoş eden o eşsiz kokuyu içine en derinine çeker
ALİ: Akşam sana bir sürprizim var
NAZLI: Sürpriz mi (sesi heyecanlı çıkmıştır)
ALİ: Evet sürpriz
NAZLI: Sen bu kadar yoğunluğun arasında hangi ara sürprizi yaptın
ALİ: Eee Nazlım bu da Ali Vefa farkı
NAZLI: Yalnız Alicim ego tavan (gülerek)
ALİ: Nazlı öyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun
NAZLI: Tamam canım şaka yaptım kızma hemen
ALİ: Ben sana kızabilir miyim hiç
NAZLI: Ferda abla da gelsin akşam
ALİ: Olur üçümüz birlikte gezeriz, yarın Pazar zaten. Yarın da gündüzden çıkarız akşama kadar gezeriz
NAZLI: Buda halledildiğine göre susuyoruz ve ben bu anın sefasını sürüyorum
ALİ: Hay hay güzelim
AlNaz konuşmak yerine susarak birbirlerinin kollarında hasret giderirler....

"VATAN SAĞOLSUN" (ALNAZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin