Ekip hep birlikte geç saatlere kadar sohbet etmişlerdir, artık herkes dağılıyordu. Enes Mustafa'nın eve gitmediğini görünce şüphelenmiş ve Mustafa'yı takip etmiştir... Bir sürelik yolun ardından Mustafa eve varmıştır Enes de Mustafa'nın az gerisindeydi
ENES: Gecenin bu saatinde burda ne yapıyorsun Mustafa
Enes arabadan inerek Mustafa'yı takip eder, Mustafa'nın bir eve girdiğini görür, silahını çıkararak temkinli adımlarla ilerlemeye başlar, önce etrafını kontrol eder ondan sonra silahı beline koyup kapıyı çalar
ALİ: Gelirken takip edilmedin değil mi
MUSTAFA: Hayır komutanım farklı yol kullandım
ALİ: Bu kim peki
Ali ve Mustafa silahını alıp kapıya doğru gider. Ali kapı deliğinden kim olduğuna bakınca Enes'i görür
ALİ: Enes bu
MUSTAFA: Nasıl
ALİ: Oğlum hani takip edilmemiştin
MUSTAFA: Komutanım gözüm sürekli arkadaydı
ALİ: Yapacak bir şey yok artık (iç ses) Allah'ım sen yardım et
Ali derin bir nefes alıp kapıyı açar.... AçNaz eve gelmiştir, arabayı park ettikten sonra arabadan inerler ve eve çıkarlar ikisi de önce duş alıp üstlerine rahat bir şeyler giyerler, Nazlı tam yatmaya hazırlanıyordu ki kapı çalınır
AÇELYA: Naziko müsait misin
NAZLI: Gel Açi
Açelya içeri girer ve Nazlı'nın yanına oturur
AÇELYA: Nasıl hissediyorsun
NAZLI: Bilmiyorum Açi şu an o kadar hafifledim ki, sanki aylardır üzerimde olan ağırlık kalkmış gibi
AÇELYA: Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun
NAZLI: Alim'in emanetine sahip çıkacağım
AÇELYA: Senden de bu beklenirdi Nazlış
NAZLI: (elini kalbine götürür) Burası şu an öyle boş ki Açi
AÇELYA: Ağlamak istersen ağlayabilirsin bu sefer ağlama demem
NAZLI: Ağlamak değil böyle haykırırcasına bağırmak istiyorum, avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. Ben onu çok özlüyorum Açelya
AÇELYA: Herkes özlüyor Nazlı, hepimiz özlüyoruz
NAZLI: Konudan bağımsız olacak ama siz Demir'le ne zaman evleniyorsunuz, benim yüzümden ertelemeyin, teklif geldi ama ortada bir hazırlık yok
AÇELYA: Kuzum daha gidip gün almadık ki
NAZLI: Ertelemeyin böyle şeyleri Açi
AÇELYA: Bunları sonra konuşuruz sen şimdi dinlenmene bak
NAZLI: İyi ki varsın Açi
AÇELYA: Her zaman yanındayım
AçNaz birbiri ile sarılır kısa bir sarılmanın ardından ayrılırlar sonra Açelya odadan çıkarak kendi odasına gider. Nazlı'da Ali'yle geçmişte yaşadığı zamanları düşünerek kendini uykuya bırakır
Burda bunlar olurken Erman, Komer ve Onur depoda buluşmuştur
ERMAN: Artık harekete geçebiliriz
ONUR: Adam akıllı bir plan yaptın umarım
ERMAN: Merak etme Onur senin de hoşuna gidecek
ONUR: Bak merak ettim şimdi, neymiş benim bile çok beğeneceğim bu şatafatlı plan
ERMAN: Ali öldü timi ve ailesi başsız kaldı değil mi
ONUR: Nereye bağlayacaksın merak ediyorum
ERMAN: Yarın 18 Mart Çanakkale zaferi
ONUR: Oraya saldırı düzenleyeceksiniz
ERMAN: Böyle önemli günler bunlar için çok değerli. Bunlar böyle günlerde tek yumruk tek beden olurlar. Onları darmadağın edeceğim. Ali'nin bana attığı yumruğun hesabını hepsinden soracağım
ONUR: Ali'ye ne dedin ki sana böyle kinlenmişti
ERMAN: Son şehit haberleri ile ilgili bir şey söylemiştim
ONUR: Ali'ye her şeyi yap Erman ama sakın şehitleriyle dalga geçme. Ali yaşıyor olsaydı seni leş kargalara yem ederdi
ERMAN: Bahsettiğin adamımız ne yapıyor
ONUR: Bizden haber bekliyor (pencerenin önüne gelir ellerini arkada birleştirir) yarın çok kan dökülecek
(ERTESİ GÜN)
Bugün 18 Mart Çanakkale zaferi olduğu için tören düzenleniyordu, son hazırlıklar yapılıyordu, törende üst düzey komutanlar da olacaktır
Anma töreninden sonra pençe timine hem madalya takılacak, hem de plaket verilecektir. Herkes bu güzel ve özel günde bir arada olmak istemiştir. Herkes törenin yapılacağı yere gelmiştir, pençe timi sabahın erken saatlerinde karargaha gelmiştir. Vatandaşlar kendilerine ayrılan bölüme geçerler, herkes son hazırlıklarını yapıyor, törenin başlamasını bekliyorlardı... Kamera Ali'yi gösterir, telefonu çalar arayan kişiyi görünce hemen açar
ALİ: Alo
X: Ali acil durum
ALİ: Ne oldu
X: Tören alanına saldırı düzenlenecek siviller, askerler herkes orda
ALİ: Sen ne diyorsun
X: Çabuk haber ver Ali çabuk
ALİ: (görüşme biter, Ali ise hemen Erdem albayı arayıp durumu anlatır ve hızlıca plan yaparlar, kısa bir görüşmenin ardından görüşme biter) Artık ortaya çıkma vakti geldi
Burda bunlar olurken tören alanında her şey hazırdı. Geriye kalanlar da geldikten sonra son kontroller yapılır ve tören başlar. Törenin başında önce şehitler için saygı duruşunda bulunulur, ardından İstiklal Marşı okunur, akabinde üst düzey komutanlar konuşma yapar.
İSMAİL: Keşke Ali komutanım da burda olsaydı oda bu ödülü hak ediyor çok istiyordu
AHMET: En azından kanı yerde kalmadı kardeşim
ERDEM: (Erdem pençe timinin karşısına geçer) Pençe timi, biliyorum zor geliyor çok zor geliyor gözünüz onu arıyor. Şu kapıdan çıkıp gelse diyorsunuz (pençe timi sessiz kalır, kimisinin gözleri dolmuştur) bizi izlediğini unutmayın. (Erdem askerlerinin kalplerine dokunur) o burda sizinle beraber. (İsmail'e bakar) onun için de buradasınız
Konuşma yapıldıktan sonra pençe timinin askerleri tek tek kürsüye çağrılır, madalyaları verilir, plaketleri verilir, komutanlarla fotoğraf çekilirler.
GÖREVLİ: Geriye sadece bir askerimiz kaldı, tim komutanı yüzbaşı Ali Vefa ama maalesef kendisi ne yazık ki aramızda değil. Terör örgütünün hain saldırısı sonucu maalesef şehit oldu. Ama yine de ödülünü yüzbaşı Ali vefanın komutanı olan Erdem albaya vereceğiz (Erdem kürsüye çıkarken görevli devam eder) Görevi başında çıktığı sayısız operasyonlarda zaferlere imza attı. Bu ülke bir evladını kaybetti ama unutulmamalıdır ki bizler bir ölür bin diriliriz. Yüzbaşı Ali Vefa ve diğer şehitlerimizin kanı yerde kalmadı kalmayacaktır. Yaşıyor olsaydı ödülünü ona vermekten büyük onur duyardım. Biz Türkiye Cumhuriyetiyiz bilinmelidir ki bu ülkeyi bölmek isteyenler asla ama asla emellerine ulaşamayacaklardır. Unutulmamalıdır ki bizler doğru bildiğimiz yoldan asla şaşmayacağız
O esnada Erdem kürsüye çıkar, önce selam durur, önce kendi madalyası ve plaketi, sonra Ali'nin ödülü verilir. Ödül verildikten sonra konuşma yapması istenir. Erdem mikrofonun başına geçer, önce kalabalığa ardından dalgalanan Türkiye bayrağına bakar. Ekip ise töreni televizyondan canlı yayınla izliyordu.
NAZLI: Keşke Ali'de burda olsaydı
FERDA: Keşke Nazlı keşke ama giden zamanı geri alamayız
SELVİ: Kızlar durun da programı izleyelim
ERDEM: Öncelikle teşekkür ederek başlamak istiyorum, böyle güzel bir günde böyle güzel bir ödüle layık görüldüğüm için onur duyuyorum. Size askerim Ali'den bahsetmek istiyorum. Ali benim sadece bir askerim değildi
Arka planda Erdem'in sesi verilirken kamera Ali'yi gösterir, teröristler içeriye sızmış ve hazırlık yapıyordu tabancada susturucu vardı. Kamera ortadan ikiye bölünür bir taraf Erdem'i bir taraf Ali'yi gösterir. Ali tek tek adamları indire indire ilerliyordu
ERDEM: Ali benim silah arkadaşım, yoldaşım, sırdaşım, kardeşimdi. Sadece Ali değil burda olan tüm askerler benim kardeşim kanım canımdır. Ali'yle kaç kez operasyona çıktık, kaç kez o bizim hayatımızı kurtardı biz de onun hayatını kurtardık, birbirimizin canını birbirimize emanet ettik. Biz sadece bir tim değil aynı zamanda kocaman bir aileyiz, korkusuz bir Türk askeriydi, vatanı milleti için hiç düşünmeden canını feda edecek kadar gözü karaydı Ali'nin (kısa bir süre bekler) olayın yaşandığı gün oradaydım, Ali'nin biriyle konuştuğunu gördüm Ali sarılmıştı ona, Ali'nin bir arkadaşı, bir yakını diye düşündüm. Ali'ye silah çektiğini gördüm koştum... Koştum ama yetişemedim (ekip olayı gözleri yaşlı dinliyordu) Ali kanlar içinde yerdeydi. Bilinci kapanmadan önce söylediği son şey "vatan sağolsun"...
Salonda büyük bir alkış tufanı kopar o esnada silah sesleri duyulur, pençe timi hemen harekete geçer
İPEK : Bu sesler de ne
ERDEM: İpek sen burda kalıyorsun. Enes, Mustafa ve İsmail benimle gelin, kalanı burayı koruyacak
İPEK: Baba
ERDEM: Bu bir emirdir İpek
İPEK: Emredersiniz komutanım
AHMET: Lan lan kalleş köpekler bugün de durmuyorlar ya
ERDEM: Durmazlar aslanım durmazlar, hadi gidelim
ALİ: DURACAKLAR KOÇUM DURACAKLAR
Herkes sesin geldiği yöne bakar Ali yanında esir aldığı Komer ile sahneye giriş yapar ve Komer'i komutanlarının ayaklarının önüne atar
ALİ: (komutanlarına bakar) Komutanım dün başaramadılar, bugün başaramadılar, yarın da başaramayacaklar komutanım (Komer'e bakar) Size bıraktığım mesajda ne demiştim hatırlıyor musun. Bir kurdu vurduğunda öldüğünden emin olmalısın yaralı bırakmayacaksın, aksi takdirde seni bulur ve işini bitirir (komutanlarına bakar) komutanım operasyon sorunsuz bir şekilde yerine getirilmiştir arz ederim
MAHMUT: (korgeneral) Bu kim yüzbaşım
ALİ: Bu Amerika'nın iti komutanım, Komer adlı şerefsiz. Emriniz nedir komutanım
MAHMUT: Tam yetki yüzbaşım inisiyatif sana aittir
Ali pençe timine ve komutanlara bakar
ALİ: Şu Erman efendiyi bir arayalım, sesimize hasret kalmıştır, özlemiştir (sinsi bir şekilde gülümser)
Ali telefonundan Erman'ı görüntülü arar, telefon kısa bir çalmanın ardından açılır
ALİ: Naber Erman beni özledin mi
ERMAN: Ali
ALİ: Ne oldu beni gördüğüne pek sevinmedin galiba
ERMAN: Sen... Sen ölmüştün
ALİ: Sana bir sır vereyim mi Erman, siz bizim aklımızla savaşamazsınız. Biz size büyük lokma geliriz bizi yutamazsınız. Bu arada sana sürprizim var (Ali Komer'i gösterir)
ERMAN: Komer
KOMER: Erman Erman
ERMAN: Ali eğer ona bir şey olursa....
ALİ: Şu anda beni tehdit edebilecek konumda değilsin Erman
ERMAN: Ali Vefa Amerika'yı karşına almak gibi bir hata yapma
ALİ: Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok Erman, neyle geliyorsan gel bekliyor olacağım
ERMAN: Ne istiyorsun
ALİ: Ne istediğim gayet açık değil mi Erman seni istiyorum
ERMAN: Çok şey istiyorsun
ALİ: Bu daha hiç bir şey Erman efendi, bu saatten sonra sana huzur haramdır. Aldığın ahların, döktüğün kanların hesabını vereceksin. Gözyaşı dökmelerine sebep olduğunu insanlara hesap vereceksin
ERMAN: Ali Vefa
ALİ: Onur'a da söyle hem onu, hem de tasmasını tutanları bulacağım, Komer'i aldığım gibi seni de, Onur'u da, diğer yardakçılarınızı da yakalayacağım. Hepiniz Türkiye Cumhuriyeti'ne hesap vereceksiniz
ERMAN: Ali Ali
ALİ: Sizden korkacağımızı mı sandınız, tehditlerinize boyun eğeceğimizi mi sandınız, tuzaklarınıza düşeceğimizi mi sandınız. Biz kimseden korkmayız Erman
ERMAN: Ali Vefa
ALİ: Sen benimle baş edemezsin Erman, sert kayaya çarptın (Komer'i gösterir) şerefsiz arkadaşına veda et bu son görüşün
KOMER: Çok önemli şeyler biliyorum Ali Vefa, beni öldüremezsin
Bu lafın üzerine Ali Komer'in bacağına sıkar, Komer acı içinde çığlık atar
ALİ: Tüh yanlış yere sıktım ya (Ali diğer bacağına da sıkar Komer daha çok çığlık atar) bağırma lan insanlar rahatsız oluyor
ERMAN: (bağırır) ALİ NE YAPIYORSUN SEN
ALİ: Kes sesini kes. Mustafa
MUSTAFA: (Ali'nin yanına gelir) Emredin komutanım
ALİ: (telefonu Mustafa'ya verir) Erman efendiye canlı film keyfi yaşatalım
ERMAN: Yanlış yapıyorsun Ali
ALİ: Doğruyu yanlışı bana sen mi öğreteceksin Erman
ERMAN: İleri gidiyorsun
ALİ: Bu daha ileri gitmemiş halim Erman (Komer'e bakar) bu tüm mazlumlar için (Komer'in koluna sıkar) bu şehitlerimiz için (Komer'in diğer koluna sıkar) bu kıydığın canlar için (Komer'in her iki elinin avuç içine sıkar, Erman ise çaresizce olanları izliyordu) bu bizi hafife aldığınız için (ayağına sıkar) bu evlatları anasız babasız bıraktığınız için (diğer ayağına sıkar, sonra Erman'a bakar) benim bir taraftan doktor kimliğim de var biliyor musun, şu ana kadar sıktığım yerler öldürücü etkisi yok. Öldürmekten beter eder (Ali lafını bitirdikten sonra Komer'e döner ve iki kurşun kalbe bir kurşun kafaya sıkar ve Komer oracıkta can verir tekrar Erman'a bakar) sırada ki sensin Erman. Bu sana ibret olsun, Mustafa
Görüşme biter Erman ise sinirden deliye döner, telefonu fırlatır, odada ne var ne yok her şeyi dağıtır paramparça eder
ERMAN: Ali Ali Ali. Bunu sen istedin Ali Vefa bunu sen istedin bekle sen bekle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"VATAN SAĞOLSUN" (ALNAZ)
ActionAlNaz''ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır mısınız 🔥🔥🔥 🔥