"VATAN SAĞOLSUN" (24. BÖLÜM/1. SEZON FİNALİ)

151 19 1
                                    

(4 GÜN SONRA)

Nazlı hastanede evleneceğim dedikten sonra herkese haber verilmiş ve herkes bir işin ucundan tutup 4 güne yetiştirme tüm hazırlıklar yapılmış ve hazır hale getirilmiştir. Ali'de bu 4 gün içinde gözlerini açmış ve kendisini iyice toparlamıştır. Kendisine geldiği zaman ilk işi timinden özür dilemek olmuştur, artık herkes eskisi gibiydi kötü günler eskide kalmıştı. Ali yoğun bakım ünitesinden normal odaya alınmıştı kendisini daha iyi hissediyordu
FERDA: (Ali'nin odasına girer) Kuzum benim
ALİ: Abla ben daha ne kadar kalacağım burda (çok sıkılmıştır)
FERDA: Hayırdır bizden kurtulmaya mı çalışıyorsun sen
ALİ: Olur mu hiç öyle şey ablam senden sıkılır mıyım hiç, sadece bu kadar yatmaya alışkın değilim hem çalışmayı özledim (AlFer konuşmaya devam ederken içeriye Erdem albay girer, Ali Erdem'i görünce kendisini toparlamak ister ama Erdem izin vermez)
ERDEM: Yorma kendini evlat nasılsın diye bakmaya geldim
ALİ: Komutanım iyi ki geldiniz ya
ERDEM: Ne oluyor
FERDA: Ne olacak Erdem abi bu eşek sıpası ben çalışacağım diyor dinlemiyor beni
ERDEM: Ali
ALİ: Kom... (Erdem Ali'nin sözünü keser)
ERDEM: Bu konuyu açmanız isabet oldu bende bununla ilgili bir kaç şey söyleyecektim
ALİ: Göreve dönüyorum değil mi komutanım (sevinmiştir)
ERDEM: Aksine dinlenip kendini ve gücünü iyice toparlaman lazım. Üstüne düşen görevi fazlasıyla yaptın zaten (Ali bir şey diyeceği esnada) bu bir rica değil emirdir yüzbaşım
ALİ: (resmiyet araya girdiği için Ali'nin bu konuda pek şansı yoktu mecbur kabul etmek zorundadır) Emredersiniz komutanım
ERDEM: (Ali'nin yanına gelir ve elini Ali'nin omzuna koyar) Bunlar senin için aslanım
ALİ: Biliyorum komutanım biliyorum sadece bu kadar yatmaya alışkın değilim
ERDEM: Bilmez miyim seni
ALİ: Onur'dan bir haber var mı
ERDEM: Her yerde kırmızı bültenle aranıyor
Onlar öyle konuşmaya devam ederken odanın kapısı açılır ve içeriye Nazlı hariç herkes süslenmiş bir şekilde odaya girmiştir. Ali gözünü herkesin üstünde gezdirir
ALİ: Hayırdır neyin hazırlığı bu bir şey mi kutluyoruz (gözü Nazlı'yı arar) hem Nazlı nerde
FERDA: Ali
ALİ: (Ferda'ya döner) Abla neler oluyor burda benim haberim yok hiç bir şeyden
AÇELYA: (kapıya doğru seslenir) Nazlı gelebilirsin
Nazlı üstünde beyaz bir elbise yanında da nikah memuru ile birlikte içeriye girer, Ali gördüğü manzara karşısında neye uğradığını şaşırır iken odada ki herkesin yüzünde mutluluk ve sevinç vardır. Ali'nin nutku tutulmuş bir şekilde Nazlı'ya bakıyordu. Adeta parlıyordu Nazlı melek gibiydi Nazlı. Nazlı yüzünde kocaman gülümseme ile Ali'nin yanına gelir
NAZLI: Alim
ALİ: Nazlım ne oluyor
NAZLI: Madem dışarıda seninle evlenemiyoruz, bende nikahı buraya getirdim (Ali Nazlı'nın arkasında ki nikah memuruna bakar) Doruk Demir damat beyi hazırlayın lütfen
DEMİR: Hay hay Nazlı hanım
DORUK: Emredersiniz komutanım
NAZLI: Doruk (odadaki herkes gülünce Nazlı utanır)
Dordem Ali'yi hazırlarken Nazlı'da Ali'nin yanına oturur, nikah memuru da AlNaz''ın yanına gelir. 5 dakikalık bir hazırlanışın ardından Ali'de hazır hale gelmiş ve nikah başlamıştır.
DORUK: DURUN
ALİ: Abi kulağımın dibinde ne bağırıyorsun ya
DORUK: Abi senin nikah şahidin kim olacak
ALİ: Kim olacak tâbi ki ablam
FERDA: Sen öyle san kardeşim ben Nazlı'nın şahidiyim
AÇELYA: Ne!! Nazlı
ALİ: Vay be iki dakikada satış ha hani benim nikah şahidim sen olacaktın (Ferda Ali'ye göz kırpar)
DORUK: Abi beni nikah şahidin yap
DEMİR: Ali sen boşver bu gerizekalıyı boş boş konuşuyor işte
DORUK: Ben Doruk Özütürk boş boş konuşacak öyle mi abi
ALİ: Komutanım şahidim siz olur musunuz
ERDEM: Ben mi
ALİ: Evet komutanım beni bunlardan kurtarın
DORUK: Ayıp be ayıp çok üzdün beni Ali
AÇELYA: Doruk çocuk gibi davranmayı keser misin
NİKAH MEMURU: Arkadaşlar tüm gün sizi bekleyemem başka düğünler de var
NAZLI: Çok özür dilerim sizi beklettik
ALİ: Komutanım
ERDEM: Tamam Ali
Şahitler de belirlendikten sonra nikah memuru yerini almıştır tam konuşmaya başlayacak iken
DORUK: DURUN (herkes bir of çeker)
AÇELYA: Doruk ne yapıyorsun sen ya, seni tanımasam bu nikahı istemiyorsun diye düşüneceğim
ALİ: Doruk bu sefer ne oldu abicim
DORUK: Aşkolsun sarı fırtınam ya
BELİZ: Arkadaşlar yeter artık bırakalım da beyefendi işini yapsın, bu şekilde yarardan çok zararımız dokunuyor
NİKAH MEMURU: Herkes hazırsa başlıyorum. Siz Nazlı Gülengül, hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan, kendi hür iradeniz ile Ali Vefa ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz
NAZLI: Ömrümün sonuna kadar EVEEETTT
Nikah memuru: (herkes alkışlar) Siz Ali Vefa hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan, kendi hür iradeniz ile, Nazlı Gülengül ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz
ALİ: (Nazlı'ya bakar ve gülümser) Hayatımın sonuna kadar EVEEETTT
NİKAH MEMURU: Sizlerde şahitlik ediyor musunuz
ERDEM ve FERDA: (aynı anda) Ediyoruz
NİKAH MEMURU: (defteri uzatır AlNaz nikah defterine imzalarını atar, Erdem ve Ferda da imzayı attıktan sonra nikah memuruna defteri geri verirler) Bende İstanbul Büyükşehir Belediye başkanının bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak, sizleri karı koca ilan ediyorum (nikah cüzdanını Nazlı'ya verir) gelini öpebilirsiniz
ALİ: (Nazlı'nın alnından öper, Ali'nin kendisini fazla zorlamasını istemezler) Hayatıma hoşgeldin Nazlı Vefa
NAZLI: Ömrümün sonuna kadar taşıyacağım
ALİ: Öncelikle hepinize sonsuz teşekkür ediyorum böyle bir günde bizi yalnız bırakmayıp yanımızda durdunuz. Zor zamanlar zor günler geçirdik ayrılıklar yaşadık, ama her şeyden önemlisi yeniden burda bir arada olmamızdır. Ama önemli olan yine beraber olmamız zaten ailede bu demek değil mi, ne kadar zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım yeniden birbirimize dönmek yine gün sonunda birbirimize sığınmak. (Pençe timine ve ailesine bakar) Sizlerden bir kez daha özür diliyorum, biliyorum yaptığım şey saklamamam gereken bir şey değildi, affedilebilir bir şey değildi. Her ne olursa olsun her ne yaşanırsa yaşansın burda ki herkes şunu bilsin ki hepiniz benim ailemsiniz canım kanımsınız. Hepinizin canı benim canımdan ötedir. (Ali'nin aklı kendini ölü gösterdiği zamanlara gider, yüzünü bir hüzün kaplar) Beni öldü zannettiğiniz zamanlarda benim canımı işkence yakmadı. Sizin ailemin yokluğu ve size yalan söylüyor olmak yaktı. Hep sizi izledim uzaktan uzaktan, annemle babamı hastane çıkışı eve kadar takip ettim sağ salim eve vardıklarından emin olmak istedim. Açelya kaç kez hastane çıkışında Nazlı'yı bekledin
AÇELYA: Bunu nerden biliyorsun
ALİ: İzliyordum sizi, hem bilmeme de gerek yok ki herkes senin kapı önünde ne için durduğunu biliyorlar (güler) küçük tatlı atışmalarınız Nazlı'nın acısını dindiriyordu. Demir Doruk sürekli birbirinizle uğraşıyorsunuz hastanenin tatlılık abidesi olabilirsiniz bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. (Ferda'ya bakar) Ablam kurban olduğum, her öğle molasında kantine inip o meşhur kahveni alıp masaya geçip seninle birlikte çekildiğimiz fotoğraflara bakıp sessizce ağlıyordun
FERDA: Na... Nasıl orda mıydın
ALİ: Küçükken birbirimize ne demiştik ablam. Her ne olursa olsun beraber olacağız ayrılık yok
FERDA: (gözleri yaşlı bir şekilde) Her ne olursa olsun beraber olacağız ayrılık yok
ALİ: Hepinizi takip ediyordum (İpek'e bakar) İpek
İPEK: Ali abi
ALİ: İpek bir gün dışarıda yürürken üç kişi önünü kesti
ERDEM: İpek bana bundan hiç bahsetmedin kızım (sinirlenmiştir)
ALİ: Komutanım lütfen sinirlenmeyin
İPEK: O... Orda mıydın
ALİ: Yanına gelip seni onlardan korumak istedim (gülümser) ama senin bir özel kuvvetler askeri olduğu detayını unutuyordum. Adamları öyle bir benzettin ki hepsi sana bulaşacağına pişman oldu... Beliz ablam
BELİZ: (ağlıyarak) Yapma
ALİ: Ferman'ı affet Beliz abla Leyla için affet. Kendinle savaş halindesin bu sadece seni yıpratıyor sadece sana, kızına ve Ferman'a zarar veriyor, bana söz ver
BELİZ: Söz kuzum söz senin için Leyla için
ALİ: Pençe timi. Karşınıza çıkıp "oğlum bak burdayım ölmedim hayattayım hepsi bir oyundan ibaretti" demeyi çok istedim. Enes, İsmail, Ahmet, Murat, Mustafa, Akif, Serdar Serdar. O kızı üzme Serdar
SERDAR: Sen nerden biliyorsun oğlum bunu
ALİ: Seni de takip ediyordum, bir kadını haydutların elinden kurtardın, kadına bakışını gördüm ondan sonra sürekli iletişim halinde kaldınız. Gerçeği söyle Serdar, söylediğim yalanlar bana ders oldu. Öğretmen olmadığını eninde sonunda ortaya çıkar, başkasından öğrenmeden senden duysun Serdarım... Çok konuştum dimi hepinizin başını şişirdim işin özü (gülümser) bu deli çocuğu affedebilecek misiniz
Bazı kadınlar gözleri yaşlı Ali'yi dinliyordu, Ali söylediklerinin hepsini içten ve samimi bir şekilde söylemiştir
ALİ: Bu görev bana verildiği zaman aklıma ilk gelen sizler oldunuz. Nasıl yapacaktım sizi benim yokluğuma, beni öldü olarak bilmenize nasıl alışacaktım. Ama söz konusu vatansa gerisi teferruattır öyle değil mi
NAZLI: (Ali'nin elini tutar, başından beri gözleri yaşlıdır) Sen yapman gerekeni yaptın Alim, sen görevini yaptın
ALİ: Hepinizden tekrar tekrar çok özür dilerim
AÇELYA: Ayyy Ali yeter bizi bu kadar ağlattın ya. Ne yaptın yemin mi ettin bilmiyorum ki ağlaya ağlaya gözyaşı kalmadı (gülerek)
Açelya oranını içinde ki havayı dağıtmak için böyle söylemiştir ve işe de yaramıştır, odada ki hüzünlü hava dağılmış yerini mutlu bir havaya bırakmıştır.
ERDEM: Evet taze çiftimizi yalnız bırakalım hadi herkes dışarı.
Herkes odadan tek tek çıkarak AlNaz''ı yalnız bırakır
AÇELYA: (oda kapısından seslenir) Çifte kumrular fazla ses yapmayın hastanedeyiz ona göre (göz kırpar)
NAZLI: Açelya
AÇELYA: Gittim ben
ALİ: (Açelya da odadan çıkarak AlNaz''ı yalnız bırakır) Gel buraya
Nazlı bu isteği geri çevirmez ve kendisini sevdiğinin kollarına atar, şu an bulundukları durum yaşadıkları her şeyden daha değerli ve daha önemliydi, ikisi için de birlikte olduktan sonra mekanın bir önemi yoktur
NAZLI: Çok mutluyum şu an
ALİ: Bende çok mutluyum hayatımın kadını kollarımda, karnında çocuğumu taşıyor. Biliyor musun hep bir kızım olsun isterdim
NAZLI: Belki erkek olacak nerden biliyorsun
ALİ: Elbette bilemeyiz güzelim ama hayalim hep öyleydi kız babası olmak
NAZLI: (Ali'ye bakar) Ha kız olursa benimle değil de onunla ilgileneceksin öyle mi Ali bey
ALİ: Sana olan sevgimi sorgulama istersen ha Nazlım. Ben seninle de kızımızla da çok güzel ilgilenirim
NAZLI: (Ali'nin gözlerinin içine bakarak) Seni çok seviyorum Alim
ALİ: Bende seni çok seviyorum Nazlım
İkili arasında ki son mesafeyi de kapatarak dudaklarını birleştirirler, kısa ama anlamlı bir öpüşmenin ardından ayrılırlar ama hala burun burunalardır. Ali Nazlı'nın burnundan öper. İkili konuşmak yerine birbirlerine sarılarak acılı ve sancılı geçen günlerin acısını çıkarırlar
(1 HAFTA SONRA)
Aradan geçen bir haftanın ardından Ali hastaneden taburcu edilmiş ve eve gönderilmiştir, eskisine göre durumu çok daha iyiydi. Bu akşam evin bahçesinde düğün olacaktı, Her şey AlNaz'dan habersiz yapılıyordu yüzükler, kıyafetler her şey ayarlanmıştır. Gün sonunda Ali Nazlı'yı hastaneden almaya gitmiştir kapının önünde bir kaç dakika bekledikten sonra Nazlı kapıda görünür, Ali'yi görünce hemen koşarak Ali'nin yanına gelir ve sımsıkı Ali'ye sarılır Ali'de bunu karşılıksız bırakmaz ve oda sevdiğine sarılır ve Nazlı'yı havaya kaldırarak bir kaç tur döndürür.
NAZLI: (Ali'nin gömleğinin yakasıyla oynar) Kocam beni almaya mı geldi
ALİ: Pek bir hoşuna gitti bakıyorum
NAZLI: (Ali'nin dudağından öper) Alışırım başına bela olurum bak
ALİ: Gelecek olan senden gelsin Nazlım, bu bir çift göze bakmak için dünyanın neresinde olursa olsun gelirim
NAZLI: Bu kadar romantik olmasan mı diyorum artık. Bu sözlerin yüzünden bir gün kalpten gideceğim
ALİ: Sen zaten beni kalbimden vurmuşsun Nazlım
NAZLI: (yine Ali'yi öper) Hadi eve gidelim
ALİ: (Nazlı'nın kapısını açar) Buyrun hanımefendi
NAZLI: Teşekkürler beyefendi (arabaya biner)
Ali kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçer arabayı çalıştırarak eve doğru yola çıkarlar... Bir sürelik yolun ardından AlNaz eve gelmiştir ikili arabadan inip kapı önüne gelirler anahtarla kapıyı açıp içeri girerler
AÇELYA: Aşk kuşları hoşgeldiniz
ALİ: Açi sen ne yapıyorsun burda
AÇELYA: Aşkolsun kıvırcık verdiğin ilk tepki bu mu yani
ALİ: Özür dilerim hoşgeldin
AÇELYA: Şimdi size bir sürprizimiz var ama ne olduğunu söylemeyin, siz salona geçin güzelce dinlenin ben haber vereceğim
ALİ: Açi neler oluyor
AÇELYA: Kıvırcık bey şansını fazla zorlama istersen. Benim deli damarım tutarsa ne olur biliyorsun
ALİ: Susuyorum
AlNaz birlikte salona geçerken Açelya da bahçeye çıkar
AÇELYA: Geldiler salondalar her şey hazır mı
FERDA: Hazır hazır, siz onları hazırlayın burası bizde merak etmeyin
AÇELYA: Tamam (ekibe döner) Gülin, Vildan, Enes, Demir, Doruk gelin benimle (dörtlü birlikte salona AlNaz''ın yanına gelirler, AlNaz birbirlerinin kollarında hasret gideriyorlardı) eveeett Ali bey Nazlı'yı senden alıyorum
ALİ: Niye ya
AÇELYA: Soru sormak yok
NAZLI: Siz ne işler karıştırıyorsunuz Açi
VİLDAN: Nazlı senin şu an soru sorma hakkın yok
Açelya soruyu cevapsız bırakarak Gülin ile birlikte Nazlı'yı alırlar. DorDem ve Enes de Ali'yi kaldırır
ALİ: Ne oluyor burda ya
ENES: Komutanım ne çok soru sordunuz ya
Kızlar Nazlı'yı hazırlarken erkekler de Ali'yi hazırlar. Bir kaç dakikalık hazırlanışın ardından herkes hazır hale gelmiştir. AlNaz gözleri bağlı bir şekilde bahçeye çıkar, Nazlı'nın kolunda Açelya ve Vildan, Ali'nin kolunda Enes ve Demir vardır. Hepsi AlNaz''ı nikah masasına getirir ve oturturlar
ALİ: Abi şakanın sırası değil, bakın ben yüzbaşıyım devletin askeriyim
SERDAR: (gülerek) Abicim bir sakin ol ya, hemen asker moduna büründün
AÇELYA: Şimdi bugün sizin gününüz arkadaşlar. Eğer ki olur da altını çizerek söylüyorum "eğlenmediğinizi görürsem parçalarım sizi (Açelya'nın işareti ile AlNaz'ın gözlerini açılır, AlNaz gördükleri manzara karşısında neye uğradığını şaşırırlar. Çünkü Ferda nikah memuru olmuş ve bahçe tamamen süslenmiştir)

ALİ: Ne oluyor burda ya
MUSTAFA: Siz bir türlü düğün yapamadınız komutanım, bunun üzerine bizde hep birlikte böyle bir şeye giriştik
ALİ: Annemle babam nerde
ENES: Erdem komutanın evindeler helsi
FERDA: Olay üstüne olay yaşadınız kardeşim. Bir türlü mutlu olamadınız, bizde ikinizin adına böyle bir şeye karar verdik
ALİ: (gözleri dolmuştur) Ya ben sana ölürüm ablam
AÇELYA: Şşş ölme kelimesini bu gece kullanmıyoruz yasaklıyorum size
NAZLI: (istekli ve heyecanlı bir şekilde) O zaman eğlence başlasın
AÇELYA: (büyük bir mutluluk ve sevinçle) BAŞLASIIIINN
Herkes eğlenmeye başlar, kahkahalar havada uçuşuyor, sohbetler ediliyor, danslar ediliyordu. Ekip en son ne zaman böyle mutlu olduğunu hatırlamıyordu. Tâ ki bahçeye birinin girmesine kadar. Gözü sadece bir kişi arıyordur biraz etrafa göz gezdirdikten sonra aradığı kişiyi bulmuştur hızlı ve öfkeli adımlarla ona doğru yaklaşır
X: (bağırır) SERDAAAARR
Herkes sesin geldiği yöne doğru döner, herkes özellikle Serdar ve Ali gördükleri manzara karşısında şaşkınlıklarını gizleyemezler.
ALİ: Olamaz
SERDAR: Sen....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

"VATAN SAĞOLSUN" (ALNAZ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin