SELVİ: (aşağıdan Ali'ye seslenir) Ali oğlum kahvaltı hazır
ALİ: Tamam anne
Ali son kez boy aynasından kendine bakar odadan çıktığı zaman yine Selvi'nin sesini duyar
SELVİ: Oğlum gelirken ablanı da uyandır, tam bir uykucu oldu buda
Ali denileni yapmış ve ablasının odasına gitmiştir, yavaşça kapı kolunu aşağı indirerek içeriye girer ablası mışıl mışıl uyuyordu. Ali yüzünde oluşan sinsi gülümsemeye engel olamaz, Ali hızlı bir şekilde yatağın üstüne zıplar, Ferda ise yatakta ki hareketliliğe uyanır
ALİ: Ooo bu kadar uyku neyin nesi hanımefendi
FERDA: (uykulu bir ses tonu ile) Ali
ALİ: Kalk hadi kalk, sen sürekli böyle yapacaksan seni alan yandı. Hoş gerçi seni kimseye vermek gibi bir niyetim de yok
FERDA: (gülerek) Beni istemeye gelseler vermeyeceksin yani
ALİ: E herhalde yani. Önce seni hak etmesi, bana o güveni vermesi lazım
FERDA: Sende zor beğenen biri olduğuna göre işleri yaş
ALİ: Kardeşini nasıl da tanıyorsun
FERDA: (kollarını açar) Gel buraya deli
Ali denileni yapmış ve ablasının yanına yanaşmıştır Ferda ise hemen Ali'ye sarılır Ali'de bunu karşılıksız bırakmaz ve oda ablasına sarılır
ALİ: Canım ablam kurban olurum ben sana
Abla kardeş birbirlerinin kollarında hasret giderirken içeriye Selvi girer
SELVİ: Şunlara bak ya. Ben küçüğünü gönderiyorum uyandırsın diye oda ablası gibi çıktı
ALİ: (gülerek) Evet sabah azarımızı da yediğimize göre artık kalkabiliriz
SELVİ: Zahmet olacak
Selvi odadan çıkar, Ali'de Ferda'nın yanağından öpüp oda çıkar. Ferda ise yataktan kalkıp banyoya gider ve günlük işlerini halleder, üstünü değiştirir sonra odasını topladıktan sonra odadan çıkıp aşağıya iner. Herkes kahvaltı masasına oturmuştur Ferda'da masaya oturmadan önce babasının yanağından öpüp masaya oturtur
ADİL: Günaydın kızım
FERDA: Günaydın babacığım
SELVİ: Yüz verme şuna ya iyice uykucu oldu çıktı
FERDA: Annem izin günümde de yatmiyim mi
SELVİ: Kızım uyumana bir lafım yok, hastanede nasıl koşturduğunu görüyorum. Fazla uyuma diyorum
ADİL: Uğraşma Selvi ya
FERDA: Canım babam
Onlar öyle konuşurken Ali'nin telefonu çalar arayan Nazlı'dır. Ali hemen telefonu açar
ALİ: Efendim Nazlı
NAZLI: Canım ne yapıyorsun
ALİ: Kahvaltı yapıyorum sen ne yaptın
NAZLI: Bizde Açelya ile kahvaltı yapıyoruz
ALİ: Güzel
NAZLI: Evet. Canım kaçta çıkarız
ALİ: Ben sana haber veririm canım ablam da gelecek zaten
NAZLI: Çok iyi olur ya, son zamanlarda iyi şeyler yaşamadı. Ona da iyi gelecektir
ALİ: Açelya ne yapacak
NAZLI: Demir'le buluşacak oda
ALİ: Tamam canım görüşürüz, seni seviyorum Nazlım
NAZLI: Bende seni seviyorum Alim
ALİ: (görüşme biter) Ablam kahvaltımızı yapıp çıkalım
FERDA: Tamam canım
Aradan geçen bir yarım saatin ardından AlFer kahvaltısını yapmış son hazırlıklarını da yapıp evden çıkmışlardır. Tam arabaya doğru giderken önlerini 3 4 tane siyah araba keser
ALİ: Yavaş
Erman ve adamları arabadan iner, Ali bunu görünce Ferda'yı hemen arkasına alır
ALİ: Hayırdır ne işin var burda
ERMAN: Seni uyarmaya geldim
ALİ: Anlaşılan mesajımı almışsın
FERDA: Ali
ALİ: Korkma abla bir şey olmayacak
KOMER: Yerinizde olsam bu kadar emin konuşmazdım
ALİ: Salak olduğunuzu biliyordum ama, bu kadar gerizekalı olduğunuzu şimdi görüyorum
KOMER: Laflarına dikkat et Ali Vefa
ALİ: Oğlum siz manyak mısınız, bu kadar da salak olunmaz yani
ERMAN: Tek başına evime gelip adamlarımı indirmişsin, sonra da not bırakmışsın. Bu cesaretin sonunu getirir
Tam o esnada büyük bir gürültü kopar. Herkes sesin geldiği yöne baktığında Erman'ın araçlarından birine büyük bir taş atılmış ve cam tuzla buz olmuştu
ERMAN: Kim yaptı bunu
O esnada ben yaptım diye bir ses duyulur, herkes sesin geldiği yöne baktığında büyük bir kalabalık görünür. Mahallenin çocuklarıydı bunlar
ALİ: Yusuf abi ne yapıyorsun
YUSUF: Ali kardeşim istersen beni bunun için tutukla ama serserinin biri gelip de bu mahalleden kimseyi tehdit edemez buna sende dahil.
ALİ: Yusuf abi arkadaşlar durun ne yapıyorsunuz
ERMAN: Sen kim olduğunu sanıyorsun hadsiz herif. Bunun hesabını vereceksin
Erman'ın bu lafının üzerine tüm mahalleli Erman'ın adamlarına ve araçlarına saldırırlar. Ali ne dese ne yapsa durmuyorlardı. Ali şunu bir kez daha çok iyi anlamıştı. Her koşulda her ne olursa olsun bu mahalleli her zaman ve her daim birbirlerinin yanındalardır.
ALİ: (Erman'a bakar) Bak gördün mü, sadece buraya gelip beni tehdit etmen bile nelere yol açtı. (Elini havaya kaldırır) Şimdi ben bu elimi aşağı indirsem ne olur biliyor musun. Burdan sadece ve sadece cesediniz çıkar....
AçNaz kahvaltıdan sonra ortalığı toparlamış, hazırlanıp evden çıkmışlardır. Demir aşağıda bekliyordu
AÇELYA: Demir Nazlı'yı Ali'ye bırakacağız, Ali galiba gecikecek
DEMİR: Tamam canım
AÇELYA: (AçNaz ve Demir arabaya biner) Demir eli boş gitmeyelim
NAZLI: Açi hiç gerek (Açelya'nın bakışlarını görür) sustum
AÇELYA: Güzel (Demir'e döner) gidelim aşkım
DEMİR: Tamam güzellik
Demir arabayı çalıştırarak Vefa ailesinin evine doğru yola çıkarlar
ALİ: (elini aşağıya indirir) Ama yapmayacağım (Erman'a bakarak konuşur) Yusuf abi bu kadar yeterli rica ediyorum benim için Yusuf abi
YUSUF: Eyvallah aslanım
ALİ: Eyvallah abim (Erman'a bakar) şimdi defol git burdan bir daha da benim mahalleme gelip de beni tehdit etme. İkinci uyarım bu kadar sakin olmaz seni kimseye bırakmam alnının çatına yersin mermiyi (Komer'e bakar) senin için de güzel planlarım var Komer. (göz kırpar) Kendini güvene almanı öneririm, hoş gerçi hiç bir güvenlik bize engel olamaz orası ayrı bir mesele ama. Neyse lafı fazla uzatmanın anlamı yok (eliyle yolu gösterir)
Komer bu lafların üzerine sinirlenir ve Ali'ye yumruk atmak ister ama Ali buna engel olur ve Komer'e kafa atar, Komer aldığı darbeyle yere düşer
ALİ: Lan gerizekalı hem mahalleme gelip beni tehdit ediyorsunuz hem de üstüne beni döveceksiniz öyle mi. Yürüyün gidin lan burdan
Erman adamlarıyla birlikte geldikleri arabalara binerek geri dönerler
ALİ: (Yusuf'un karşısına gelir) Eyvallah Yusuf abi sağolasın
YUSUF: Bu mahalleye giren bir daha çıkamaz Ali
ALİ: Buna şüphem yok Yusuf abi. Artık cesaret edip de bir daha buraya gelemez
YUSUF: Kim bunlar Ali
ALİ: (güler) Bizim düşmanımız biter mi Yusuf abi
YUSUF: (güler) Eyvallah aslanım
ALİ: (Ferda'ya bakar) Ablam sen iyimisin canım
FERDA: (sesi titrer) Ali bu adamlar kim
ALİ: (hemen Ferda'ya sarılır) Şşş yapma böyle ablam sakin ol bir şey yok, sana bir şey olmasına izin vermem ben
FERDA: Beni koruyacaksın diye kendini mi tehlikeye atacaksın Ali, bende buna izin vermem
ALİ: (konuyu değiştirmek ister) Hadi geç kalıyoruz
FERDA: Konuyu değiştiriyorsun Ali
ALİ: Ama abla geç kalıyoruz
FERDA: Tamam
AlFer arabaya binerek yola çıkar tam mahalleden çıkmak üzere iken Demir'in arabasıyla karşılaşırlar, ikisi de arabayı durdurup arabadan inerler. Nazlı arabadan inip Ali'nin yanına gelir ve Ali'ye sarılır
ALİ: (gülerek) Dur deli kız dur çok mu özledin beni
NAZLI: (sadece Ali'nin duyabileceği şekilde) Normalde özlemimi başka şekilde dile getirirdim ama ortam müsait değil
ALİ: Susuyorum (Demir'e döner) Demir
DEMİR: Naber abi
AllDem birbirine sarılır bir süre sonra ayrılırlar
ALİ: İyidir seni sormalı sen ne yapıyorsun
DEMİR: Ne yapalım Açelya'yla dışarı çıkacaktık Nazlı'yı bırakalım dedik
ALİ: İyi yapmışsın da bak ne dicem, sizde buraya kadar gelmiş zahmet etmişsiniz. Ben diyorum ki bugünü hep birlikte geçirelim, hem kızlar da sevinir mutlu olur
DEMİR: Sen öyle diyorsan abi
ALİ: (Nazlı'ya bakar) Sen ne dersin güzelim
NAZLI: Tamam bize de uyar (Ali'nin kulağına fısıldar) bugün senin için özel planlarım vardı ama bekleyecek artık
ALİ: Nazlı dur ya
AÇELYA: Çifte kumrular sonra cilveleşirsiniz hadi
ALİ: Açelya hanım kızdı
FERDA: Burda böyle konuşmaya devam edecekseniz ben gidiyorum
ALİ: Tamam tamam
Herkes arabalara biner Ali şoför koltuğuna oturacak iken Ferda önce davranır ve o oturur
ALİ: Abla
FERDA: Nazlı'nın yanına otur
ALİ: (gülümser) Harikasın sen (Ferda'nın yanağından öper)
Ferda şoför koltuğuna, AlNaz ise arkaya oturur. İki araba da hareket ederek yola çıkar.... Yolda giderken sohbet ederler
FERDA: 1 hafta kaldı düğüne heyecanlı mısınız
ALİ: Hele beni damatlığın içinde görsün dibi düşecek Nazlım'ın (gülerek)
NAZLI: (gülerek) Allah Allah nasıl bu kadar eminsin Ali bey. Sen beni gelinlikle görünce düşüp bayılmayacağın ne malûm
ALİ: Ben sağlam adamım bana bir şey olmaz
NAZLI: Yalnız ben hayatımda bu kadar özgüvenli birini görmedim (gülerek)
FERDA: Nazlıcım biz artık alıştık bize normal geliyor bu hareketleri
ALİ: Aşkolsun abla ya
FERDA: Olsun olsun ama size olsun
NAZLI: Yüz verme şuna ya
ALİ: İfadeni alırım Nazlı hanım
NAZLI: Nasıl alacaksın, senin bana bir şey yapmayacağını herkes biliyor.
FERDA: Nazlı büyük konuşma Ali evlendikten sonraya saklıyor
ALİ: (Nazlı'nın kulağına fısıldar) Gerdek gecesi senin ifadeni alırım
NAZLI: (Nazlı boydan boya kızardığını hissediyordu) Deme şöyle şeyler ya utanıyorum
ALİ: Kocandan mı utanıyorsun
NAZLI: (konuyu değiştirmek ister) Ferda abla şurada lokanta var orda duralım
FERDA: Tamam canım
NAZLI: (Açelya'yı arar) Alo Açi
AÇELYA: Efendim Naziko
NAZLI: Lokantada durmaya karar verdik
AÇELYA: Tamam Nazlı hemen arkanızdayız zaten
NAZLI: Tamam
Görüşme biter Ferda ise lokantaya yaklaştığı zaman yavaşlamak ister ama araba yavaşlamaz. Ferda bir kaç kez daha frene basar ama yine karşılık alamaz. Nazlı bir anlığına Ferda'ya baktığında bir şey olduğunu anlar
NAZLI: Ferda abla iyimisin bir şey mi oldu, rengin solmuş senin
FERDA: Nazlı Ali
ALİ: Abla ne oldu
FERDA: Fren... Fren tutmuyor
NAZLI: Ferda abla sen ne diyorsun, emin misin tutmadığına
FERDA: İkiniz bir yerlere tutunun ağaca vuracağım. Kemerleriniz takılı olsun
ALİ: Abla
FERDA: Bana güvenin olur mu
Ferda tekrardan gaza yüklenir hepsinin kemeri takılıydı. Araba ağaca yaklaşır, yaklaşır ve yaklaşır. Tam o esnada büyük bir gürültü kopmuş ve etrafı toz bulutu kaplamıştır. AçDem hemen arabadan inip aracın yanına koşarlar. İkisi de gördükleri manzara karşısında şoka uğrarlar çünkü durum hiçte iç açıcı değildir.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"VATAN SAĞOLSUN" (ALNAZ)
ActionAlNaz''ın aşk dolu hikayesini okumaya hazır mısınız 🔥🔥🔥 🔥