"VATAN SAĞOLSUN" (ALNAZ)

"VATAN SAĞOLSUN" (20. BÖLÜM/1. SEZON)

Kamera yerde cansız şekilde yatan Komer'i gösterir
ALİ: (yerde cansız şekilde yatan Komer'e bakar) Gittiğin yerde ateşin bol olsun (Ali sonra pençe timine döner, kimisi şaşkın şaşkın olanları izlerken, kimisi de hasret dolu gözlerle Ali'ye bakıyordu) kardeşlerim
AHMET: Bu... Bu nasıl olur komutanım siz
ALİ: Yaşıyorum Ahmet
AHMET: Ben anlayamıyorum biz sizi toprağa verdik, hepimiz perişan olduk, aileniz perişan oldu
ALİ: Hepsini anlatacağım koçum hepsini anlatacağım
İSMAİL: Neyi anlatacaksınız komutanım, bizden niye sakladınız bunu, bize güvenmiyor musunuz yoksa
ALİ: O nasıl laf aslanım, ben size gözüm kapalı güveniyorum. Her operasyonda, her savaşta sizin canınızı kendi canımdan öte bildim. Sizden birinize bir şey olsa bende ölürüm
MURAT: Sizinle birlikte zaten bizde ölmüştük komutanım, canımızdan can gitmişti
ERDEM: (olay daha fazla büyümesin diye el atar) Pençe timi öyle olması gerekiyordu
ENES: Sen Mustafa
MUSTAFA: Enes yapma böyle
ALİ: Enes
ENES: (Ali'ye bakmaz bile, çok ağrına gitmiştir bu olanlar) Neden bize söylemedin ki. O gün seni takip etmesem yaşadığından haberimiz olmayacaktı
MUSTAFA: Söylemek istemedim mi sanıyorsun Enes, hepinize anlatmak istedim komutanımız yaşıyor ölmedi bu bir oyundur demek istedim
ENES: (bu sefer Ali'ye bakar) O akşam sizin evinizde toplandık, nişanlınıza vasiyetiniz "beni iyi anın, arkamdan gözyaşı dökmeyin" demişsiniz. Neden komutanım
ALİ: Enes
Enes daha fazla orda durmaz ve bulunduğu ortamı terk eder, ekibin geri kalanı da Enes'in arkasından gider, geriye sadece Ali, Mustafa, Erdem, İpek ve üst düzey yetkililer kalmıştı, vatandaşlar yavaş yavaş dağılıyordu.
ERDEM: Zaman ver düzelecektir, hem bunun olmasını bekliyorduk
ALİ: Doğrudur komutanım, lakin bu kadar ağır geçmesini beklemiyordum
ERDEM: (Ali'nin yanına gelir ve elini omzuna koyar) Her şey yoluna girecek Ali merak etme, gelin odama gidelim
Geri kalanlar da salonu terk eder... Kamera İstanbul sokaklarını gösterir, sokakta bir genç kendi halinde yürüyordu, o sırada bazı hareketlenmeler görür, oraya gidince 3 kişinin bir kızı tenha bir yerde sıkıştırdığını görür
X: Beyler, pardon (bastırarak) Hayvanlar (oradaki adamlar x kişisine döner)
SERSERİ1: Bize mi dedin onu
X: (önce sağına, sonra soluna bakar, sonra adamlara döner) Burda sizden başka hayvan olmadığına göre. Evet size dedim
SERSERİ3: Bu arkadaş yürek yemiş herhalde
X: Sizi tek bir defa uyaracam, o kadını bırakın
Serseri2: Bırakmıyoruz, ne yapacaksın
X: O zaman bende yapılması gerekeni yaparım
SERSERİ 1: Hadi hadi, işine bak sen
X: Ben işime bakıyorum zaten. İşim sizin gibi soysuzlara haddini bildirmek
Adamlardan biri kadını tutar, diğer ikisi ise X kişisinin üstüne doğru yürür. Adamlardan biri X kişisine yumruk atar, ama x çok kolay bir şekilde adamın hamlesinden kurtulur ve x yumruk atar, adam aldığı darbeyle sendeler bir kaç adım geriye gider. Diğer adam ise X kişisinin üstüne doğru koşmaya başlar, x ise adamın ne yapacağını anlar ve kendisine doğru koşan adamın karnına tekme atar. Adam aldığı darbeyle bir kaç adım geriye gider. O sırada ise, bir önce ki adam cebinden bıçak çıkarır
X: Bıçak demek, tam sizden beklenen hareket
Adam bıçağı savurur, ama x çevik bir hareketle kurtulur. Adam bıçağı ikinci kez salladığı sırada x adamın elini yakalar ve dizi ile adamın eline vurur ve bıçağı elinden düşürür ve sağ kolunun dirseği ile adamın yüzüne vurur. Adam aldığı darbeyle sendeler, x ise bunu fırsat bilip adama doğru koşar ve adamın yüzüne çok sert bir yumruk atar. Adam aldığı darbeyle yere düşer. O sırada önce ki adam x'in arkasından doğru yaklaşır, ama x bunu anında hisseder, hiç bir şey yapmaz. Adam tamamen yaklaşınca yumruk atar ama x hızlı bir şekilde adamın kolunu yakalar ve adamın kolunu ters çevirip adamın kolunu kırar, adam acı içinde bağırır. Geriye sadece son bir kişi kalmıştır
X: (derin bir nefes alır) Sende arkadaşların ile aynı kaderi paylaşma
SERSERİ2: (cebinden bıçak çıkarır ve kadının boğazına dayar) Geri bas, yoksa öldürürüm
X: Sakin ol, sakin ol. Kadını bırak
KADIN: (ağlıyarak) Lütfen yardım edin
X: Sakin olun hanımefendi, sakin olun
Serseri2: (bıçağı hafif bir şekilde kadının boğazına bastırır) Şakam yok, git burdan
X: Son kez uyarıyorum bırak o kadını, beni çileden çıkarma
SERSERİ2: Bak bak, çileden çıksan ne olucak acaba, çok merak ediyorum
X kişisi kadına kaş göz işareti yapar, kadın ise bunu anlar ve adamın özel bölgesine vurarak dikkatini dağıtır. Adam acı içinde bağırır ve elindeki bıçak yere düşer ve kadın elinden kurtulur ve hızlı bir şekilde x kişisinin yanına gelir
X: İyimisiniz bir şey yaptılar mı size
KADIN: Sayenizde iyiyim teşekkür ederim, ülkemizde sizin gibi insanların olması ne güzel
X: Estağfirullah olur mu öyle şey, kim olsa aynısını yapardı
KADIN: Hayır yapmazdı, bu ülkede kadın olmak çok zor, o kadar haberlerde görüyoruz, kadın cinayetleri durmak bilmiyor.
X: Haklısınız
KADIN: İsminiz nedir
X: Serdar
EZGİ: Ezgi bende (elini uzatır) memnun oldum
SERDAR: (Ezgi'nin uzattığı eli tutar) Bende memnun oldum. Gideceğiniz yere kadar eşlik edim size ne olur ne olmaz
EZGİ: Hiç gerek yok
SERDAR: Lütfen ısrar ediyorum
EZGİ: Nasıl isterseniz
Serdar ve Ezgi olay yerinden giderler... Burda bunlar olurken ekip donmuş bir vaziyette televizyonu izliyorlardı. Ali kanlı canlı televizyondaydı ve canlı yayında birini infaz etmişti
AÇELYA: O... O Ali miydi yoksa ben mi yanlış gördüm
FERDA: Senin gördüğünü bizde gördük de Açelya ama bu... Bu nasıl olur
NAZLI: Hepsi oyun muydu yani en başından beri Ali yaşıyor muydu
SELVİ: Bilmiyoruz kızım kimse hiç bir şey bilmiyor
Ekip şu an konuşacak gücü kendinde bulamıyordu, hepsinin aklı karışmış durumdaydı, olanları hazmetmeye çalışıyorlardı... Dörtlü sonunda Erdem'in odasına gelmiştir hepsi içeriye girer
İPEK: Demek bunca vakittir kendini öldü gösterdin ha Ali abi
ALİ: İpek bari sen yapma
İPEK: Ne yapma Ali abi ne yapma, ya bizi geç hepimizi geç. Nazlı ya Nazlı, ailen onları hiç mi düşünmedin
ALİ: Ben istemedim mi sanıyorsun İpek, hepinizin karşısına çıkıp ben yaşıyorum hepsi bir oyundan ibaretti demeyi ne kadar çok istedim sen biliyor musun
ERDEM: İpek sınırı aşma
İPEK: (babasını duymaz bile, üstünde ki üniformaya bakar) Bu üniformayı ben senin sayende giydim. Bana ne kadar destek olmuştun
ALİ: Ben hâlâ aynı Ali'yim İpek. Ne bir eksik ne bir fazla (Erdem'e bakar) komutanım müsaadenizle
ERDEM: Müsade senin evlat
Ali odadan çıkar İpek ise arkasından bakar
ERDEM: Ne yapıyorsun sen İpek
İPEK: Anlamadım baba
ERDEM: Senden yaşça ve rütbe olarak üstün birine nasıl böyle tepki verirsin
İPEK: Baba
ERDEM: Ali vatanı için, milleti için, bayrağı için hiç düşünmeden bu görevi kabul etti. Ali'nin bir suçu yok sadece kendisine verilen görevi yerine getirdi neyi anlamak istemiyorsunuz (İpek bu lafın üzerine bir şey diyemez) çık İpek
MUSTAFA: (İpek odayı terk eder) Komutanım var mı bir emriniz
ERDEM: Yapabilirsen pençe timini dizginle
MUSTAFA: Emredersiniz komutanım
Mustafa'da odadan çıkar... Bir sürelik yolun ardından gideceği yere gelmiştir arabayı park ettikten sonra arabadan iner ve evin önüne gelir, elini kapı ziline götürür ama çalmaz, bu hareketi bir kaç kez tekrarlar. Neyle karşılaşacağını bilmiyordu, birazdan kanlı canlı karşılarına çıkacaktı, yapabilir miydi bilmiyordu
ALİ: (kendi kendine) Allah'ım sen yardım et bana
Ali derin bir nefes alıp kapıyı çalar... Serdar ve Ezgi yolda giderken sohbet ederek ilerliyorlardı
SERDAR: Ne işle meşgulsunuz
EZGİ: İç mimarım ben
SERDAR: Ne güzel
EZGİ: Siz ne iş yapıyorsunuz
SERDAR: Beden eğitimi öğretmeniyim (gerçek kimliğini söylemez)
EZGİ: Ne kadar güzel
SERDAR: Güzel olduğu kadar zorlukları da var
EZGİ: Elbette her mesleğin zorluğu vardır
İkili sohbet ede ede yola devam ederler... Kamera Vefa ailesinin evini gösterir herkesi ölüm sessizliği kaplamıştı kimse ne ağzını açıyor ne bir tepki veriyorlardı. Dikkatlerini çalan kapı bozar. Açelya kapıyı açmaya gider kapıya gelince kapıyı açar, Açelya aynı gün içinde ikinci şoku yaşar. Ali şu anda kanlı canlı karşısındaydı
ALİ: Açelya
AÇELYA: Sen
ALİ: Her şeyi anlatacağım, içeri almayacak mısın
AÇELYA: (kenara çekilir) Gel