Gülmek başlı başına bir güzellik zaten.
Ama seninle gülmek sanki tüm güzellikleri fethetmek gibi...
İçeri girdiğimde hala sırıttığımı Derin'in sesiyle anladım.
"Rima! Şey... Tuhaf görünüyorsun."
"Can can bırak beni de, sen sinirli değil miydin? Bu gözünde gördüğüm parıltılarda ne?"
"Parıltı mı? Rima asıl sen beni bırak da şu haline bir bak!"
Yandaki aynaya çevirdiğim bakışlarım karşılaştığım manzara ile çatıldı. Rimelim akmış, gözlerimin altı şişmişti. Ve bu görüntüme tamamen tezat aptal aşık sırıtışım hala silinmemişti. Hemen gidip yüzümü yıkayıp, üzerimi değiştirdim.
"Evet... Artık normal görünüyorum. Gelelim sana."
"Hayır hala gözlerin şiş Rima."
"Bir de dalga geçiyor ya değiştirme konuyu! Ne oldu, o telefonda elinden düşmüyor bakıyorum." Sırıtma sırası bendeydi. Derin'e bir şey olmuştu, iyi bir şey. Bunu anlamam için bir bakışı bile yeterdi. Biraz daha sırıtıp telefonu bana uzattı. Ukalam mı? Okuduğum mesajlarla bu çapkın ama centilmen sözlü enişte adayıma kanım kaynadı. Derin'in anlattıklarıyla şekilden şekile giren suratım, konuşma bittiğinde imalı imalı Derin'e bakıyordu.
"Ve aşk kapıyı çalar. Hemde biricik kapalı kapıları açar!"
"Zevk alıyorsun değil mi? Cadı ya!"
"Ah tabi ki zevk alıyorum, ve şu ukala enişte ile tanışmaya can atıyorum."
"Ya Rima ortada ne aşk var ne enişte. Bırak artıkta şu konuyu anlat bu halin ne? Hem telefonda da Arel'den bahsetmiştin."
"Merak etme aşk da boy gösterek enişte de... Tamam tamam anlatıyorum, bakma öyle."
Anlattıklarım bitince boynuma sıkıca sarıldı. "Sonunda Arel gerçek hayata döndü. Ve itiraf etmeliyim ki, Arel'e bu sefer hatta belki ilk defa sıcak bakıyorum."
Kollarımı omzundan çekip, burnunu sıktım. "Sonunda sevdin yani Arel'i. Ve emin ol küçük cadı o da seni sevdi."
"Bir dakika bakalım onu sevdiğimi söylemedim ki, ayrıca o beni nerden tanıyor?"
"Hımm, kuşlar biraz senden bahsetmiş olabilir. Hem tanışacaksınız zaten."
"Bak sen şu kuşlara, neler söylüyorlar öyle? Bakalım düşüneceğim şu tanışma işini de..." Kaşlarımı çatmış ona bakarken birden elindeki telefonu yatağa attı. "Ay Rima unuttum. Bak ne diyeceğim ben sana."
"Sakin olamaz mısın sen? Buradayım nasılsa, söyle işte kuzum."
"Bugün akşam sana bir sürprizim var! Dışarı çıkacağız."
O bana bakıp gülümserken yerimden kalkıp kucağına atladım. "Eniştemle mi tanışacağım yoksa?"
"Şebek ya, bak aklı fikri nerede. Birincisi o senin enişten değil, ikincisi onunla zaten yarın tanışabilirsin."
"Tamam enişte adayım." Gözlerini devirip bana bakınca ateşkes ilan etmek zorunda kaldım. "Tamam tamam. İyi de yarın nasıl tanışacakmışız bakalım?"
"Beyefendinin özel işi nedeniyle yapılamayan klüp toplantı yarına alınmış da o yüzden."
"Deli gibi merak ediyorsun değil mi şu özel işi?"
"Rima ya, kalk hazırlanacağım ben. Seninle de konuşulmuyor ki."
"Dur dur önce şu sürprizi söyle." Arkasını dönüp sırıtırken kafasını salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
Teen FictionGeçmişim, geleceğimdi... Gerçekten gelecek miydi, yoksa hep bekleyecek miydi? Rima ve Arel geçmişte aynı geleceği düşlerken, farklı geleceklerde geçmişin izlerini bulabilecek mi?