Mutluluk üç hece değil ki! Sonsuzluk...
Arel'e yazdığım notu son kez kontrol edip evden çıktım. Ekose toz pembe gömleğimin altına siyah yüksekbel bir pantolon giymiştim. Abartı mı diye düşünmeme gerek kalmamıştı, çünkü Arel okula gelmemişti. Neyse ki dün ona buluşmak istediğime dair mesaj atmıştım ve o da kabul etmişti. Herkesle vedalaştıktan sonra Arel'i aradım.
"Kusura bakma bir işim çıktı. Yarım saate geleceğim."
"Tamam sorun değil. Sen geldiğinde haber ver ben okulun önüne gelirim."
"Tamam o zaman gelince görüşürüz."
"Görüşürüz."
Sale Mert'in yanındaydı. Erva, Efil ve Sidelya beni bekliyordu. Sidelya yanıma gelip merakla sordu. "Ne oldu, gelmiyor mu?"
"Gelecek ama beklememiz lazım. O gelince bana haber verecek." Okuldan ayrılıp, fazla uzaklaşmadan bir yere oturduk. Kızlar benim telaşlı halimle dalga geçiyorlardı. Dalga geçilmeyecek gibi de değildim. Ayakta bir sağa bir sola giderken gözümü de telefondan ayırmıyordum. Telefonun çalmasıyla telaşla açtım. Geldiğini söyleyince kızlardan ayrılıp okulun önünde beklemeye başladım.
Lacivert bir gömlek, altına da jean giymişti. Elini uzatıp "Merhaba." dedi.
"Merhaba."
"Burada mı konuşmak istersin?"
"Yok hayır. Şu ilerde bir park vardı, oraya gitsek iyi olur."
"Bende biliyorum şurda bir tane. Fark etmez gidelim birine."
Beş dakikanın sonunda hala parkı bulamamıştık. "Sen bu parka daha önce gittin değil mi?"
"Şey aslında gitmedim... Yani yanından geçmiştim. Heralde bu civarlarda kaybolmayız değil mi?"
Ben mi çok gülüyordum? Asıl şimdi Arel sürekli gülümsüyordu. "Merak etme kaybolmayacak kadar biliyorum buraları. Bak bulduk da zaten. Ama biraz kalabalık burası."
"Tamam şu ileri bir bakalım." Üç boş banktan ortada olana oturduk.
"Bence biraz dinlenelim. Sen ne zaman hazır hissedersen başlayalım." Elindeki suyu kenara koymuştu.
"Peki. Şişede su var mı?"
Gülümseyip şişeyi bana uzattı. Tam içecekken aklıma gelen şeyle ona döndüm. "Dudaklarımı değdirebilir miyim?" Olamaz mı belki takıntısı olabilirdi.
"Ahh tabiki. İstediğin şekilde iç. Hatta şişe sende kalsın."
"Peki teşekkür ederim." Sudan bir yudum aldıktan sonra ona döndüm. "Tamam sanırım hazır hissediyorum. Öncelikle sana bir kağıt vereceğim, sonra da senden bir şey isteyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
Novela JuvenilGeçmişim, geleceğimdi... Gerçekten gelecek miydi, yoksa hep bekleyecek miydi? Rima ve Arel geçmişte aynı geleceği düşlerken, farklı geleceklerde geçmişin izlerini bulabilecek mi?