Yağmur bakışlı sevdiğim, sağanak geldin sen bana: Hiç hesapta yokken, hazırlıksız sırıl sıklam ettin gönlümü...
"Takip ediliyoruz!"
Sale'nin telaşlı sesiyle afalladım. Arel gece yolculuğu yapmamızı istemediği için saat beşte çıkmıştık yola. Altı kız bir saattir yoldaydık. Aynadan arkaya baktığımda birkaç araba görünüyordu ama şüphe uyandıran bir şey yoktu.
"Emin misin?"
"Kucakta giden benim Rima, arkayı görüyorum sürekli. Şehir merkezinden beri arkamızda."
"Hangi araba içini görebiliyor musun?"
"Hayır, uzaktan geliyor. Lacivert araba."
"Dur bakalım sakin olun, birkaç yol değişikliği yaparım anlarız."
Bir saatin sonunda uzaktan uzaktan takip edildiğimizi anladım. Hangi yola saparsam sapayım peşimizde olan bir araba. Efil sinirle arkaya döndü.
"Ne bekliyoruz durdur arabayı Narin. Ne istiyormuş soralım."
Derin telaşla bana döndü.
"Sakın Rima durma. Kim bilir kim? Sapık mıdır, cani midir?"
"Tamam sakin olun, karakola götüreceğim arabayı zaten. Siteye gitmiyoruz."
Bildiğim Akbük karakoluna giden yola girdiğimde arkamızdaki araba hiç şüphelenmemiş olmalı ki hala bizi takip ediyordu. Kızlar oldukça endişeliydi, her fırsatta arkaya bakmaya çalışsalar da onları durdurdum. Sonunda karakola girdiğimizde tuhaf bir şekilde araba tam arkamızda durdu. Artık yeterince zıplayan sinirlerimle arabadan inip lacivert arabanın önüne dikildim ve sinirle bağırdım.
"Derdiniz ne sizin?"
"Derdim sensin, canım sensin, her şeyim sensin."
Duyduğum yumuşacık sesten sonra arabanın diğer kapakları da açıldı. Önden Çınar göründü. Ardından Taha, Mert ve Poyraz. Son olarak da Yalın söylene söylene yanıma geldi.
"Ah baldız yengem, neler çektim bir bilsen? Aldılar beni kucağa, boynum yamuldu. Bu küçük hanım için iki büklüm oldum. Bir masaj yapar artık bana değil mi?"
Derin sevinçle boynuna atladı. "Yaparım tabi sevgilim." Sonra birden vurmaya başladı. "Nasıl korktum biliyor musun? Böyle sürpriz mi olur eşek!"
Onlar didişmeye devam ederken Erva ile Taha, Mert ile Sale de birbirlerine sarıldı. Beş yılı geçen ilişkilerinden dolayı biraz daha sakindiler. Efil ise şaşkınca Poyraz'a bakıyordu.
"Sen... Sen nasıl geldin?"
"Arel kardeşim planı anlattı atladım geldim. Sevinmedin mi?"
"Sevindim, yani özledim. Şey ben..."
"Gel buraya. Konuşamazmışta." deyip Poyraz Efil'e sarılırken sevinçle kıkırdadım. Bu kız eğer birine sarılıyorsa gerçekten seviyordur, bu mesele bitmiştir. Sonunda hala gözlerini benden alamayan Arel'e döndüm. Ellerimi omzuna attım.
"Ne yaptın sen sevgilim?"
"Senden ayrı kalmaya dayanamıyorum. Seni öyle bir özlüyorum ki nefessiz kalıyorum. Asıl sen bana ne yaptın sevgilim? Anlamıyorum... Seni buralarda bir hafta yalnız bırakmak hiç hoş bir fikir değildi bende ne yapayım topladım bizim mecnunları düştüm peşine."
"Harikasın canım ama bizi çok korkuttun. Gerçekten biri bizi takip ediyor zannettik, bak az kalsın karakolluk oluyordun."
"Takip etmeseydim sürpriz olmazdı ama değil mi sevgilim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ
TienerfictieGeçmişim, geleceğimdi... Gerçekten gelecek miydi, yoksa hep bekleyecek miydi? Rima ve Arel geçmişte aynı geleceği düşlerken, farklı geleceklerde geçmişin izlerini bulabilecek mi?