KANLI LOTUS

18.Bölüm

06.01.2024 Cumartesi

Nasılsınız inşallah iyi ve sağlıklısınızdır.  İyi okumalar dilerim. 😉

Ölüm Listesi
Elizabeth (kraliçe)
Thomas (kral)
Ava ( konsey üyesi)
Ember (konsey üyesi)
Tatum(konsey üyesi)
Luke (konsey üyesi) ( Hak ettiği gibi öldü ⚰️)
Harold(konsey üyesi)(ex oldu.💀⚰️)

O kadar rahatlamıştım ki.
Sonunda intikamımı yavaş yavaş almanın o tatlı sevinci, ahh gerçekten muhteşemdi.

Şu an yatağımın üstünde uzanmış bir şekilde gülümsüyordum. Hayat ne garip değil mi?
Bir zamanlar, canınızı bile feda edebileceğiniz insanlar zamanla en büyük düşmanlarınız haline geliyor.
Gerçekten her şey benim suçum muydu? Gerçekten her şeye rağmen iyi olmak benim suçum muydu?
Gerçekten doğamın  gereği kötü mü olmalıydım.( Hak edene hak ettiği değeri verin arkadaşlar hiç kimse kendinizden daha önemli değil.! Bu bencil olmak değil, hayatınız boyunca kendinize yaptığınız en büyük iyiliktir. Çünkü insanlar bencildir ve kendi çıkarları ile siz çakışırsanız kendi çıkarlarını seçerler.)

Belki de değildi , ben onca kötülüğüme rağmen iyiliği seçipihanete uğramıştım. Onlar ise iyilik yerine kötülüğü , katliamı seçerek kendi ölümlerini hazırladılar. Ben kötülüğü seçmedim. Ben kötülüğe mecbur kaldım , beni bunu yapmaya onlar zorladılar.
Şimmdi yaptıklarının bedelini ödetme vakti.Bu benim kötülüğüm değil, bu onların yaptıklarının onlara geri dönüşüdür. Yeong Asitra'dan geldikten sonra yorulmuş olmalı ki bana sokularak, yanımda yatıp hemen gözlerini kapadı. Eğer Asitra'ya ait bir parça taşımıyorsanız, orada uzun süre kalmak kişiye çok fazla zarar verebilir. Hatta ölümüne ya da ruhunun orada hapsolmasına bile neden olabilir. Her neyse uyuyalım değil mi.
Sabah karşılaşacağım manzarayı iple çekiyorum.
Hele ki o katliamcıların birbirlerinden şüpheleniş halini göremeyecek olsam da. Onların  yüzündeki mutsuz ifadeyi görünce en azından için biraz da olsa rahatlayacaktım.

*******
Luke'nin ölümünden sonra konsey odası

Konsey odasındaki herkes gerçekten korkmuştu. Bu sefer gizemli kişi ya da Lavinya değil tam tersi içlerindeki birinden korkuyorlardı.
Belki de her şeyi onun yaptığını sanıyorlardı. Ember  bu sessizliğe dayanamayıp,

"Bence boşu boşuna  Estella ve o şeytandan  şüpheleniyoruz bence onlar öldürmedi." Küçük bir alayla Ava'ya bakıp ," bence öldüren kişi gayette ortada."( Lavinya'nın eski adı ama kitapta her zaman Lavinya diye geçecek.)

Ember'in sözleri ortaya bomba gibi düşerken, aynı zamanda Elizabeth ise gözlerinin ucuyla Ava'ya  bakıyordu.

Ember  zaten Ava'yı kıskanırken eline  geçen bu fırsatla Ava'yı bitirmek için elinden gelen her şeyi deneyecekti. Zaten bütün deliler de Ava'yı gösteriyordu.
Gözlerini Ava'dan ayırmazken bir yandan da söze girdi

"Bence kimin yaptığı gayet açık ,Harold ve Luke'yi kimin öldürdüğünü bence siz de gayet iyi biliyorsunuz .
"Diyerek gözleriyle son kez Ava'ya bakarak yerine oturdu. Ortamın havası iyiden iyiye gerilirken, Elizabeth sanki bu duruma bir dur demek için söze başladı.

"Ava Luke'nin nasıl öldürüldüğünü gördün, üstelik senin kılıcın Luke'nin tam kalbindeydi. Kendini nasıl savunacaksın, gerçekten sen mi yaptın?"

Ava ise gerçekten şaşkındı, uyurken bile yanından ayırmadığı kılıcı nasıl olur da kılıcının kaybolduğunu anlamazdı ki.!
Düşüncelerini zihninden savıp kendine güvenen bir sesle söze başladı.

"Tabii ki de ben yapmadım! Buna nasıl ihtimal veriyorsunuz. Hem......."

Ember ise daha Ava'nın konuşmasına bile müsaade etmeden araya girerek, hafif yüksek bir tonda.

"Tabii ki de senden şüpheleniyoruz. Senin o yanından bile ayırmadığın kılıcın Luke'nin tam kalbindeydi. Nasıl senden şüphelenmiyelim.
Kendini o kadar güçlü gösterirken ve kılıcına kadar önem verirken kimsenin kılıcını alıp Luke'yi öldürebilir ki
Böyle bir şeye ihtimal mi veriyorsunuz bir de."
Diyerek bütün konsey üyelerinin yüzüne teker teker baktı.

Ember Ava'nın öldürülmesini istiyordu. Elizabeth ise ne yapacağını şaşırmış bir şekilde Thomas'a baktı. Thomas'ta şaşkında aslında Ava'nın böyle bir şey yapmasına bir yandan ihtimal vermezken , bir yandan olun kılıcını ondan başkasının da asla alamayacağını da biliyordu.

Bu yüzden gözlerini yumarak kararını netleştirdi bir nevi.
Derin bir nefes alıp , gücünü topladıktan sonra Ava'nın yüzüne baktı Ava'nın konuşmasına bile fırsat vermeden.
"Suçun kanıtlanana kadar yeraltı zindanlarında kalacaksın. "
Ava tam itiraz edecekti ki içeri askerler girdi.
Askerler Ava'nın kollarından tutmak isteseler de Ava direniyordu.
Hele ki haksız yere böyle bir muameleye ne kadar dayanabilirdi ki. Ava çok gururlu ve kinli biriydi. Ava'nın dudaklarından şu sözcükler döküldü.

"Ben masumum ama bana bu yaptıklarınızın hesabını hepiniz çok ağır bir şekilde vereceksiniz."

Sinirden gözleri o kadar kırmızılaşmış ,yüzü simsiyahlaşmıştı ki. Aynı bir şeytana benziyordu adeta.
Askerler Ava'yı kontrol edemediği için Thomas Ava'nın üstünde gücünü uygulayarak Ava'yı bayılttı. Askerleri ise havayı yeraltı zindanlarına götürmelerini emretti.

Yeraltı zindanları ise en kötü yerlerden biriydi. hiçbir mahkum oraya gitmek istemezdi.  Yosun tutmuş pis küflü nefesim bile zor alındığı yerin altında bir zindandı. Buradaki mahkumlara yemekler bile çok az verilirdi hatta verdiklerine yemek bile denilmezdi.
Ayrıca burada hiçbir güç işlemiyordu. Buradaki zindanlara genellikle en güçlü kişiler  hapsedilirdi. Bu sayede kendi benliklerini ve güçlerini kullanamadıkları için onları burada bir nevi kontrol altına tutmaya çalışırlardı. Güçlerini kontrol etmeyi ise duvarların içinde gömülü olan ve enerjileri çok yüksek olan taşlara borçluydular..Tabii bundan kimsenin haberi yoktu. Elizabeth ve Thomas'ın dışında.

Konsey bir yandan gerginken bir yandan da avanın gerçekten suçlu olup o güçlü daha adını bile koyamadıkları şeyle ve Estella ile uğraşmak istemiyorlardı. Bunun yerine Ava'yí suçlamak onlar için daha kolay geliyordu.
Çünkü Ava yenilmesi kolay bir lokmaydı. Eğer her şeyi Ava yapmışsa zaten uzun bir süre ölüm olmazdı bunu ise zaman gösterecekti.