Lavinya'nın odası , Luke'nin öldüğü akaşamın sabahı.Sonunda mis gibi bir uyku çekmiş halde uyanmıştım.
Gerçekten çok rahatlamış hissediyordum.
Yanımda bir kıpırtı hissedince yanıma baktığımda Yeong ise huzurla, o küçük gözlerini kapamış, patilerini kendine çekmiş, kuyruğu ile kendini sarmalamış bir şekilde yatakta uyuyordu.┐( ˘_˘)┌
Çok tatlıydı. Şimdi ben onu sevmezsem bu ona haksızlık olmaz mıydı ?乁༼☯‿☯✿༽ㄏ
Yeong'un yanına daha çok sırnaşarak ellerimi Yeong'un tam yüzüne gelecek şekilde ayarladım.
Ve birden üstüne atlayıp ellerimde yüzünü severken, bir yandan da Yeong'u gıdıklamaya çalışıyordum.Yeong daha ne olduğunu bile anlamadığı için büyük bir korkuyla etrafına bakıyordu. Bir yandan da gıdıklandığı için gülüyordu ve çok tatlıydı.
En sonunda her şeyin farkına varınca hemen ellerimin arasından kaçmaya başladı.
Hemen yataktan uzaklaşıp yatağın yanında bulunan gardrobun yanına geçti ve bana korkmuş, ürkmüş ve sanki dehşete kapılmış gibi bakmaya başladı. ¯\_ʘ‿ʘ_/¯
"Lavinya sen manyak mısın!!
Ruhani hiç bu şekilde uyandırılır mı ! Hele benimki gibi bir safkansa. En büyük duygusal çöküşlüğümün sebebisin Lavinya. Travmalarımın sebebisin Lavinya."Bence biraz abartıyor<( ̄︶ ̄)>
Biraz daha yaptığımı başıma kakıp beni tehdit edip hemen kolyeye girdi. Ben ise bu anlarda karnımı tutarak delicesine gülüyordum.
Ama ne yapayım Yeong çok tatlıydı ve onunla uğraşmanın tadı hiçbir şey de yoktu.
Ama bu güzel anlar, aklıma dersimin gelmesiyle birden bire yok oldu. Ayrıca kral ve kraliçenin hatta o lanet olası konsey üyelerinin bile bugünkü yüzünü ve en çok da olayı merak ediyordum.
Hazırlanıp odamdan çıktığımda etrafta garip bir sakinlik vardı.
Normalde bir konsey üyesi öldüğü zaman karışıklık olmaz mıydı?Her neyse illaki duyacaktık belki ölüsüne hala ulaşamamışlardı.
Koridorda birini durdurup, Büyüler Tarihi dersinin nerede yapıldığını sorduğunda. Bugünkü dersin bahçede yapılacağını öğrendim.
Öğrenciler şimdiden toplanmıştı.
Kendime boş bir yer ararken Ella'nın bana el salladığını gördüm. Hem gidip Ella'nın sağ yanına oturdum. Sol yanında ise Samara oturuyordu.Ella yine dayanamamış ve konuşmaya, sorularını sıralamaya başlamıştı.
"Nasılsın Lavinya? Neden hiç yanıma gelmiyorsun ? Yoksa hasta mısın? "
Ella bu soruları sıralarken Samara ise hiç burayla ilgili değildi. Sanki derin düşüncelere dalmış gibiydi.
"Öncelikle iyyim Ella. Biraz rahatsızdım o yüzden odamda dinleniyordum . Şuanda daha iyyim . "
Ella ise bu sefer Samara'ya sorular sıralamaya başlamıştı.
Hoca daha gelmemişti bu yüzden öğrencilerin sesi etrafı dolduruyordu.
Herkese teker teker baktıgımda sanki hiç üzüntüsü yokmuş gibi gülenler , ya da gülmeye çalışanlar.
Hayat ne garip, bir onsanı onun izin verdiği kadar tanıyoruz. Bir insanın bütün kişiliğini bilseydik onu olduğu gibi kabul eder miydik?
Ya da onu nasıl bir kişilik istiyorsak ona mı çevirmeye çalışırdık.Yüksek bir sesle
"Herkes lütfen sesiz olsun ."Hoca'nın birden bağırmasıla az daha yerinden fırlayacaktım. Çok derin düşünüyordum galiba .
Hocanın sesiyle etraf derin bir sessizliğe büründü.
Etrafta oramandan gelen hayvan sesleri, kuş cıvıltıları.ve rüzgarın dalları hareket ettirmesi ile oluşan sesler dışında hiçbir ses yoktu.Hocamıza baktığımda uzun boylu , kahverengi ve kıvırcık saçlı , sert bir mizaca sahip birine benziyordu. Garip bir şekilde enerjisinden hiçte olumlu bir etki aldığım söylenemez.
"Merhaba arkadaşlar, öncelikle hoş geldiniz . İsmim Brice , normalde kraliyet için seçilen öğrencilere ders veriyorum . Büyüler Tarihi derslerini birlikte işleyeceğiz."
Kimseden çıt çıkmıyordu. Sesizce hocayı dinliyordu, tabi bende dahil.
"Size bugün Büyü Tarihi ve soyundan , nasıl isimlerle anıldığından ve rütbelerinden bahsedeceğim.
Büyücülerin de ataları vardır. İçinde en güçlü kadim büyücüye Kam denilirdi.
Kamlık Tanrı tarafından ya da soydan geçmektedir."
Hoca bir yandan anlatırken bir yandan da sınıfı dolaşıyordu. Nedense bu konu çok ilgimi çekmişti.
"Kamlık geldiği zaman kişi etrafında ki bütün ölüleri ,ruhları ve bizim göremediğimiz birçok şeyi görür.
Kişi Kamlık görevini kabul etmezse zamanla delirir ve ölür.
Kam kalma süreci ise kişi için çok sancılı geçmektedir. Kam almada sırasında dağ gibi ıssız bir yere çekilinir.
Burada ölüp, dirilme işlemi yapılır .
Burada ruhlar Kam olmak isteyen kişinin etini kemiklerinden ayırır ,pişirir ve yerler.
Kam olmak isteyen kişiye her türlü acıyı çektirdikten sonra kemiklerine yeni bir deri giydirirler. Tüm bu aşamaların sonrasında dirilme işlemi gerçekleşir.
Kamlar çok eski zamanlarda yaşamışlardır.
Şu an günümüzde bir Kam bulmak çok zordur ve imkansızdır.Sadece onların soyundan gelen büyücüler vardır. Büyücüler Kamlar kadar güçlü değillerdir.
Ama nesilden nesile aktarılan bazı güçler büyücülere geçmiştir.
Kamlar ikiye ayrılır. Bir kötü ruhlarla iletişime geçen Kamlar, ikincisi ise iyi ruhlarla iletişime geçen Kamlardır.
Kamların birçok görevi olmakla birlikte en önemli görevlerinden biri ise kişi ruhlarının, onları ele geçirecek olan kötü güçlerden güvenliklerini sağlamalarıdır.
Kamlar birbirleri ile ruhsal bir şekilde savaşırlar. Savaşırlarken hayvan şekline girmiş ruhanilerden yardım alırlar .
Bu yardımcı ruhanilere " İye kııl " adını verirler.
Bağlantı kurduktan sonra savaş veya başka bir durum sırasında Ruhani zarar görürse ya da ölürse Kam da ölür.
Kam ve Ruhani'nin bağlanmasına göçyürme denir.
Araştırma vereceğim şuana kadar bilinen en güçlü Kamı araştırıp, bir daha ki dersime öyle gelin. Ders bitmiştir, dağılabilirsiniz.
Hocanın anlattıkları gerçekten ilgi çekiciydi .
Zihnime takılan birçok soru vardı ve birçok düşünce. En korktuğum şeyler ise düşüncelerimdi.
Ama ya düşündüğüm şey gerçekse. ¯\_ʘ‿ʘ_/¯
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın.
Türk mitolojisinden birçok şey alıyorum. Bunların üstünde oynadığım için ve kitaba uydurmaya çalıştığım için bilgiler gerçeklikten çıkabiliyor ki zaten çıkar.
Bilgilendirmek istedim umarım beğenmişsinizdir.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS
FantasíaGüvendiğim arkadaşlarım tarafından ihanete uğradım ve beni acımasızca öldürdüler. Ruhumu son anda kurtarıp başka bir boyuta yeniden doğdum . Benimle yeni maceralara var mısın? Artık intikam vakti .