başlangıç

278 21 9
                                    

Hayat bizi sürekli mecbur bırakırdı bazı şeylere. İstemediğin halde yapmak zorundaydın işte. Mecburdun.

Hayat acımasızdı, acımazdı. Hiç beklemediğin bir anda koyardı ortaya en büyük kozunu. Senin darmaduman olman kimsenin umuruna gelmezdi. Herkes kendini düşünür kendi oyununu oynardı.

Hayat buydu işte, hepimize en ağır kazığı yedirirdi. Bizi yanlışlara iterdi, bizlerse bu yanlışlara gafil avlanırdık.

Daha sonrasında vururdun kafanı duvarlara, keserdin saçlarını da. Ama geri gelen hiçbir şey olmazdı. Bitmiştin işte, tükenen olmuştun bu sefer. Bir daha yenilenmeyecek, unutulup, gidecektin.

Aslında hayat bu kadar netti işte. Sadece biz karmaşık görüp, bulanıyorduk. Her şey bizim hatamızdı. Hep kendi kuyumuzu kendimiz kazmıştık. Her şeyi göz göre göre, yapan bizdik.

Ama eğer birazcık da olsa aklın varsa kazanırdın bu hayatta. Acı tecrübelerinden ders alırsan, var olurdun bu hayatta. Almazsan, al sana dibi olmayan bir kuyu.

Her geçen gün daha da inersin, en dibi bulacağını sanırsın halbuki en derin yoktur. Daha derin vardır, daha da derin.

Uçsuz bucaksız bir karanlık lütuf eder hayat sana. Boğulur gidersin işte o karanlıkta.

Hayatın izin verdiği kadar varsın.

Kendini yüceltme, gerek yok ey azizim.

Senin nasıl bir ağzın, iki kulağın ve iki gözün var ise aynılarından bende de vardır.

Maksat nedir bilir misin azizim?

Aklını bilmek, aklını kullanabilmektir.

Aklını bildiğin, aklını kullandığın kadar varsın.

İşte budur hayat. İşte budur sizin mecburiyetiniz.


*bölümsonu*

Saçma bir başlangıç mı oldu?

Benim de normal olduğum söylenemez.

Ben bugün temiz bir sayfa açtım kendime, birde yeni kalem aldım.

Aklımdakileri kağıtla buluşturup sizlere sundum.

Diğer bölümler bu şekilde olmayacaktır.

En kısa zamanda karakterler seçilecektir.

ELANUR DALGIN

Rönesans' Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin