Adımlarımı yavaş yavaş atarak indim merdivenlerden. Her adımımda boğazıma bir şey oturuyordu. Bu ev benim tüm yaşantıma şahitti. Bu ev, tüm yaşanmışlıklarımı barındırıyordu. Her gün buradan kurtulma hayalini kurarken bu şekilde olmasını hiç düşünmemiştim. Uzuvlarıma kadar vuran ağrıyı yok saydım. Kendimi daha iyi hissetmek istiyordum. Fakat bu imkansızdı. Masaya baktığımda tüm ailem oradaydı. Oda gelmişti.
Doğru ya birazdan çıkardık değil mi?
Ağzımda ki ekşi tadı yok etmek isteyerek yutkundum. Masaya geçip karşısına oturdum. Bakışları birkaç saniye dokunup geçti. Masaya sessizlik hakimdi. Önümdekileri bir süre tırtıkladım sadece. Bileklerim ve ayaklarım fazla yanıyordu zaten iştahım da yoktu. 'Yemeğini yediysen biraz konuşalım?' dedi amcam. Ona sadece baktım.
O telefon konuşmasını hatırladığımda dudaklarımı sıktım. Yumruğumu sıkamadığımdan dudaklarımı öyle sıktım ki, dişlerim kırılacaktı. Yine de ağzımı açmadım. Usulca yerimden kalktım. Peşinden bahçeye çıktım. Her adımım da içerlerimden bir şey sökülüyordu.
Canım hiç bu kadar yanmamıştı.
Sallanan salıncağa oturdu. Yanına oturduğumda eli saçlarımı buldu. Kendimi geri çektim. Ona kızgındım. Ama daha çok kırgındım. Beni öyle bir gece de tek bırakmamalıydı.
Eli öylece havada kalmıştı bi süre. Sonra bakışlarını çevirdi.
'Biraz sakin olmanı bekliyorum' dedi. Hayrandım bu ses tonuna, mimiklerine. Her haliyle her özelliğiyle örnek aldığım tek insandı. Fakat ona fazla kırgındım.
'Oraya gitmeni istemiyorum. Geri gelmen için de her şeyi yapacağım. Sadece bana zaman ver kurtaracağım' dedi. Gözlerim dolu doluydu. Ona yorgun bakışlarımı attım. Burukça kıvrıldı dudaklarım. 'Amca ben müsaade etseydim bugün evlendiriliyordum. Hangi zaman?' dedim. Sesim titriyordu. İçerlerim bitmişti. Ciğer falan kalmamıştı. 'Bana her türlü şeyi yaptılar. Sesim çıkmadı. Katlandım. Ama buna katlanamıyorum anladın mı? Katlanamıyorum!' diye sesimi yükselttim. Gözyaşlarım akarken kendimi tuttum. Onları silip ayağa kalktım. 'Ama size ne ki? Ben bunu da tek atlatırım. Rahat bırak' diyerek arkamı döndüm.
Tek başıma halletmeliydim.
'Akçay!' diye bağırdı amcam. Dönmedim.
Dönemezdim.
Dönseydim, gidemezdim. Kapıdan içeri girdiğimde başımı kaldırdım. Dolu olan gözlerimle ona baktığımda ifadesiz duruşu vardı. Bu adamla asla yapamazdım.
Dağhan içeri girdiğinde ona doğru yürüdüm. Kollarını açtığında sıkı sıkı sarıldım. 'Beni bırakma' derken hissettiğim çaresizlik kalbimi paramparça etmişti. Bir süre öylece sarıldım.
Buradan gidemezdim.
O adamla olamazdım. Olmazdı.
Geri çekilip gözlerimi sildim. Herkes sofradan kalkmıştı. Dağhan içeri geçerken Barkın yanıma doğru geldi. 'Gitmemiz gerekiyor' dedi. Bakışlarımı kaçırdım. Ellerim göğsümde birleşti. Buna katlanmalıydım. Karşısında ağlayamazdım.
Amcam içeri girdi hızlı adımlarla. 'Sen gel biraz benle' dedi Barkın'a. Tek kaşım istemsizce kalkmıştı. Barkınsa ifadesini bozmadan yürüdü. Birlikte dışarı çıktıklarında odama çıkıp üstüme montumu giydim.
Uzatmadan kaçıp gitmeliydim.
Her şeyi akışına bırakmalıydım. Ufak sırt çantamı alıp odama son kez baktım. Işığı kapatıp odadan çıktım. Merdivenleri hızla indim. Bavullarım kapının kenarındaydı. Aile büyüklerim sıra sıra dizilirken onlara baktım. Onları özlemeyeceğimi biliyordum. 'Havaalanına gelmeyeceksiniz' dedim. Netti sesim. Annem atılacakken durdurdum. 'Gerek olmadığını burdaki herkes biliyor. Şu saçma şey burada bitsin' dedim. İfadesizdim. Amcam ve Barkın geldi. Onları yok sayıp babama yöneldim.
Ona kırgın bir bakış attım. Tüm hayal kırıklıklarımı üstüne atmak istiyordum. Ruhsuzca sarılıp geri çekildim. Annem sarılırken ağlıyordu fakat fazla umurumda değildi. Dedem ve babaanneme sarıldım.
Sıra amcama geldiğinde duraksadım. Bir süre bakıştık. Kollarını açtığında istemsizce sarıldım. 'Seni çok özleyeceğim Papatyam. Hep geleceğim yanına. Bırakmayacağım seni' dedi. Dolu gözlerimle geri çekildim.
Bana her papatyam dediğinde içim gidiyordu.
Dağhanın önünde durdum. En çok onun eksikliğini hissedecektim biliyordum. Sıkı sıkı sarıldım. 'Hep geleceğim' dedi. Saçlarımdan öptü. Geri çekildim. Barkın bavullarıma ilerlerken aileme el salladım. Bavulun birini ben ikisini o aldı ve evden çıktık.
Herkes bize bakarken dönmedim arkama. Dönemezdim.
Taksiye bindiğimiz gibi adresi söyledim. Eve göz ucuyla baktığımda içerlerimde kanamayan yer kalmamıştı.
Her şey bitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rönesans'
Fiksi RemajaSonra unuttum işte, Mutlu olmayı unuttum, Yaşamayı, sevmeyi, sevilmeyi, Hepsini unuttum. Tüm duygularım, Bizans'ın Osmanlıyı sömürmesi gibi sömürülmüştü. '' Şimdi büyük bir dönemeçteydim, aslında her şey yeniden doğuyordu.'' ELANUR DALGIN onyedio...