Yüzüne gelen güneş ışığıyla, yüzünü buruşturarak gözlerin açtı. Başı oldukça ağrıyordu, ağzındaki dün geceden kalan viski tadı hala hissedilir düzeydeydi.
Güneşin yüzüne gelmesini engellemek için elini havaya kaldırdı. Bir süre öylece durduktan sonra şu an bulunduğu durumu yeni yeni fark etmeye başlamıştı.Hızla yataktan kalkarak oturur konuma geldi. "Nerdeyim?" endişeli gözlerle etrafını inceledi. Fazlasıyla geniş bir odadaydı. Oda çoğunlukla beyaz ve griden oluşan eşyalar ile dekore edilmişti. Ayağa kalkıp biraz ilerisindeki cama doğru yürüdü. Camdan aşağıya baktığında geniş yeşil bahçeyi gördü, sanırım burası evin yan tarafı diye düşündü çünkü bahçe arka tarafa doğru genişleyerek devam ediyordu. Bir süre daha geniş camdan etrafa bakmaya devam etti.
Ne kadar orada dikildiğinin farkında değildi ki birden açılan kapının sesiyle kaşlarını çatarak arkasına döndü. İçeri giren kişi Doğukan'dı. Kumral saçlarının ıslak ve cildinin de nemli gözükmesiyle onun duştan çıktığını anladı. Üstüne siyah bir sweatshirt giymişti. Volkan hiç bir şey demeden onu izledi, gözleri onun kıyafetinde dolaşırken birden aklına gelerek kendi üstüne baktı. Üzerinde kendisine büyük gelmiş beyaz bir sweatshirt altında ise gri bir şort vardı.
Islak saçlarının arasında elini dolaştırıp kumral saçlarının iyice dağıttı. "Uyanmışsın." dedi gülümseyerek.
"Sen mi getirdin beni buraya." dedi Volkan.
"Evet, kendin istemiştin." diye cevapladı Doğukan.
Volkan, cevap vermeden karşısındaki yeşil gözlere baktı sadece. İkili bir süre sessiz kaldıktan sonra "Okul?" dedi Volkan.
"Saat on bire geliyor, çoktan geç kaldık."
"Ha, şey tamam madem. Eve gideyim o zaman."
"Akşamdan kalma halinle okulda olman gerekmesine rağmen eve mi gideceksin."
Volkan oflayarak "Doğru." dedi.
Doğukan, Volkan'a doğru yaklaştı ve "Kahvaltı yapalım mı ya da duşa girmek ister misin?"
O banyoya ölsem girmem diye geçirdi içinden, aslında soğuk bir duşa girmek istiyordu ama burada olmazdı.
"Hayır, aç değilim. Duşa girmeme de gerek yok." dedi Volkan.
"Ama bir şeyler yemelisin." dedi cam kenarında dikilen Volkan'a daha da yaklaşarak.
"Of, istemiyorum dedim işte. Hem annenler nerede?"
"İkisi de işe gitti, merak etme kimse görmedi burada olduğunu."
"Merak etmiyorum zaten." dedi Volkan.
Dudakları yukarı doğru kıvrıldı Doğukan'ın. "Yani evde tekiz."
"Tamam be! Ne sırıtıyorsun, sapık mısın ya?" dedi Volkan.
"Sadece birlikte film izlemeyi teklif edecektim, senin aklından ne geçti ki?" dedi Doğukan masumca.
"Geçmedi bir şey falan. Hadi hadi napacaksak yapalım?" dedi gözlerini kaçırarak.
Doğukan onun bu haline gülümseyip kendini yatağa attı ve iyice yayılarak oturdu.
Volkan anlamaz gözlerle Doğukan'ı izlerken "Ne yapıyorsun be?" dedi.
"Oturdum sadece, yasak mı kendi yatağıma oturmam."
Volkan göz devirip Doğukan'ın yanına oturdu. "Yemek yemek istemiyorsun, ee o zaman ne yapacağız biz?"
"Of bilmiyorum işte. Eve gideyim diyorum ona da izin vermiyorsun ki." diye çıkıştı Volkan.
"İstiyorsan gidebilirsin." dedi Doğukan rahat bir tavırla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kış Yağmuru | bxb
Teen FictionYeni okul, yeni ilişkiler, yeni olaylar ve geçmişten biri. . "Ayrıldım ondan, istediğin oldu. Neden hala bana yakın davranıyorsun? Elde etmedin mi istediğini?!" "Sana salak diyordum da bu kadarını beklememiştim." "Ne saçmalıyorsun? Mutlu değil misin...