13- Söz

118 8 10
                                    

Son ders edebiyattı, Doğukan ve Volkan birlikte oturuyorlardı. Çünkü hoca sınıf düzenini kendi isteğine göre ayarlamaya karar vermiş ve tıpkı önceden yaptığı gibi Doğukan ve Volkan'ın birlikte oturmasını istemişti. Ders çoktan bitmek üzereydi, tahtaya yazdığı son cümleleri de defterlerine geçirirlerken zil çalmıştı.

"Fotoğrafını çekin yarına yazıp gelirsiniz." dedi edebiyatçı.

Volkan çantasını toplamaya başlamıştı. "Bugün kurs var mı?" dedi Doğukan.

"Evet." dedi yüzüne bakmadan, elindeki kitabı çantasına koyuyordu.

"Birlikte gidelim."

Volkan cevap vermeden kapıya doğru yürüdü. Doğukan, kendisini beklemediğini düşünerek hızla kapıya yürüdü. Esmer olan koridorda bekliyordu kendisini. Gülümseyerek yanına yürüdü. Kursların yapıldığı kata indiler, kendi sınıflarına girip cam kenarındaki yerlerine oturdular.

Zil çaldığında hoca ilk ders konunun anlaşılması için özet geçti. İkinci derste ise test dağıttı.

Volkan başını masaya yaslayıp yapamadığı iki soru ile bakışıyordu. "Formülü falan yok mu bunun?" diye fısıldadı.

"Yapamadın mı?"

"Yaptım. Git kendi sorularına bak." dedi nefesini ensesinde hissedebildiği Doğukan'a doğru. "Oğlum sana diyorum. Uzaklaş biraz."

Sıcak nefesini daha da yakınında hissetmişti. Başını hafifçe kaldırdı. "Üçüncü soru."

Kağıdı önüne çekip çok geçmeden soruyu çözmüştü. Volkan onun bu kadar hızlı yapmış olmasına sinir bozularak göz devirdi. "Anlat."

Doğukan soruyu anlatmayı bitirdiğinde anlamamış bakan siyah gözlere baktı. "Anladın mı?"

"Hı, hım" diyerek salladı başını. "Volkan, anlamadım değil mi?"

"Evet." dedi soruya bakarken.

"Bak tekrar anlatacağım, sen de anlamadığın yerde bana soracaksın."

Başıyla onayladı ve anlatılan soruyu dinlemeye başladı. "Bu nerden geldi?"

"Soruda vermiş bize o değeri."

"Ha, tamam."

Volkan başka bir soruyu göstereceği sırada "Neden kursa kalıyorsun?"

"Görüyorsun işte." dedi, kağıdındaki boş soruları göstererek.

"Kursun buna bir faydası olmuyor ki."

"Eh en azından deniyorum." diyerek soru çözmeye devam etti.

"Kursa kalma." dedi Doğukan.

"Neden?"

"Baksana o kadar verimli olmuyor. İstersen ben ders vereyim sana?"

"Senin kazancın ne burada?" dedi başını önündeki kağıttan ayırmadan.

"İnandırmak." diyerek sırıttı Doğukan.
Volkan yeşil gözlere baktı, "Anlaştık o zaman."

"Ne zaman uygunsan o zaman yapalım olur mu?"

"Olur."

...

Haftanın son gününde tören için aşağı iniyordu sınıflar. Doğukan yanındaki birkaç kişiyle sohbet ederek merdivenlerden yavaş yavaş iniyordu. Yanındaki çocuk gülerek bir şey dediğinde kahkaha attı. Kahkasını bölen şey kolunda hissettiği sımsıkı tutan el oldu.

"Volkan."

Volkan tüm ciddiyetiyle Doğukan'a bakıyordu. "Çıkışta boş musun?"

"Değilim aslında ama..."

Kış Yağmuru | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin