14- Kıskanmıyorum

117 10 7
                                    

Her zamanki gibi sıkıcı bir okul gününde bir öğle arasıydı. Havalar iyice soğumuştu, yaklaşık bir ay sonra yeni yıla gireceklerdi. Aynı zamanda yılbaşı demek ikinci sınavlar da demekti.

Doğukan sınavların geldiğini hatırladığında sıkıntıyla ofladı. Kantinde bir şeyler yemiş sınıfa girmişti. Yanına her zamanki gibi birkaç çocuk cevrelemişti. Doğukan bıkmıştı artık bu sürekli çevresinde dolanan ama yakını bile olmayan bir grup insandan. Gerçekten can sıkıcı. Acaba para versem dağılırlar mı? Denesem mi acaba. Yanına birden oturan kısa esmer tatlı bir kızın oturmasıyla düşüncelerinden sıyrıldı.

Yanında dikilen üç çocuğa Doğukan'a soru soracağını ve eğer işleri yoksa dağılmalarını söylemişti. Kurtarıcım. Kızla aynı sınıftalardı duvar kenarında arka tarafalarda oturuyordu ve şimdiye kadar hiç konuşmamışlardı.

"Esila ben." dedi kız hafif bir gülümsemeyle.

"Tanıyorum seni."

"Aa, iyi o zaman. Aslında ben sana şey soracaktım." dedi kız masaya dikkatle bakarak, Doğukan'ın gözlerine bakmaktan çekiniyor gibiydi.

"Ne?"

"Soru. Evet, şey soru. Matematik falan. İyidir senin, denemelerde ikinci olmuyor musun zaten." önündeki matematik kitabını hızla açtı. "Bu konu." dedi işaret parmağıyla sayfanın üst kısmını gösterirken.

"Şu an mı anlatacağım?"

"Yani eğer işin yoksa." diye yanıtladı Esila.

"Yok tabi de, uzun konu ya şu an anlatmakla olmaz gibi."

Esila sırıttı, "Ee, o zaman okul çıkışı?"

Birden kolunda birinin elini hissetti. Başını hızla yan tarafındaki elin sahibine çevirdi. "Selam, Esila! Ne konuşuyordunuz, umarım bölmüyorumdur ama Doğukan'a okul çıkışındaki buluşmamızı hatırlatacaktım." dedi gülümseyerek, eli hala Doğukan'ın kolundaydı.

"Yaa? Demek sen Volkan'a söz verdin, eh o zaman başka bir gün?" dedi Esila, yapmacık bir hayal kırıklığı ile.

"Evet öyle yaparsınız, ben Doğukan'ı alıyorum şimdi." dedi daha Doğukan'ın konuşmasına izin vermeden. Kolundan çekiştirerek koridora çıkardı.

"Okul çıkışında buluşma mı ayarlamışız?"

"Evet. Malum sınavlar geliyor."

Doğukan yüzündeki piç gülüşüyle Volkan'ın siyah gözlerine bakıyordu doğruca. "Ne sırıtıyorsun lan, pişmiş kelle gibi?"

"Sen az önce beni kıskanıp koridora mı çıkardın?"

"He aynen, senin için. Naparsan yap banane amına koyayım ama yine de Esila'yla çok yakın olma." dedi Volkan kaşlarını çatarak.

"Ne o, yoksa o da mı manitan?" dedi Gökçe'ye karşı olan tavrını hatırlatarak.

"Doğukan, sınırını zorlama. Esila'yla yakın olma diyorum çünkü kız orospu olarak anılıyor. Senin de adın çıkar."dedi bıkkınlıkla.

"Ama tatlı duruyordu."

"He yarram tatlı."

"Sen çok küfrediyorsun ama."

"Babana sövmeden gir içeri hadi." dedi Volkan sahte bir öfkeyle Doğukan'ı kapıya doğru iktirdi.

"Peki, pekii." diyerek önden ilerledi, kapıyı açıp Volkan'ın geçmesi için kenara çekildi.

"Aferin." dedi kapıdan geçerken yanında dikilen kumral çocuğa doğru.

Kapıyı kapattıktan sonra arkasından içeri girdi Doğukan da. Yerine geçtiğinde hala Esila yerinde oturuyordu. Sırıtarak selam verdi esmer kız. Doğukan'ın bakışları anında Volkan'a kaydı. Volkan kıza göz devirip göz ucuyla arkasındaki Doğukan'a baktı ve yerine ilerledi.

Kış Yağmuru | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin