İblis Kılıcı Bakiresi

1. Kitap: C47: Noboru

İBLİS KILICI BAKİRE

Pubfuture'a göre reklamlar

Lily hızla yuvarlanarak ayağa kalktı ve kendini desteklemek için bir dizini kullandı. Bir eliyle kınını tutarken diğer eliyle kılıcın kabzasını tutuyordu. Bakışlarını siyah duvarla eşanlamlı olan dev keşişe sabitlerken dalgın ama tetikte bir görünümü vardı. Her an kılıcını çekmeye hazırdı. Bütün bir gün süren savaştan sonra, hızlı bir çekişle en fazla gücü ortaya çıkarabileceğinin farkına vardı.

"Sen kimsin?" Lily, bir iblis ve azizin vücut bulmuş hali gibi görünen dev keşişe sordu.

Lily dev keşişin her yerinden güçlü Ruhsal Gücün sızdığını hissedebiliyordu. Ancak bu Ruh Gücü karanlıktı ve iğrenç pis havayla dolup taşıyordu. Bu Lily'ye bir çatışma ve tehlike duygusu verdi.

Büyüleyici enerji! Herhangi bir belgeyi incelemeye gerek kalmadan Lily içgüdüsel olarak bunun tekinsiz enerji olduğunu biliyordu. Ancak bu enerji onun Ruh Gücünden çok daha güçlüydü!

Bu, Lily'nin bugüne kadar karşılaştığı en güçlü rakipti!

Sadece... miasma çok kararsızdı. Lily dev keşişin vücudunda çok sayıda derin kesik ve kan lekesi olduğunu fark etti. Ve dev keşişin sırtına yapışmış birkaç tuhaf görünüşlü tılsım vardı. Tılsımlar keşişi bastırmak için farklı türden büyüler yayıyor gibiydi.

Lily bir bakışta dev keşişin yaralandığını anlayabildi. Ve yaralar oldukça ciddi görünüyordu.

Keşişin mavi karemsi bir yüzü vardı ve bulutlu gözleri Lily'ye bakıyormuş gibi görünüyordu. Koca gövdesi bir süre öne doğru yuvarlandı, neredeyse yere düşüyordu. Lily aceleyle geri çekildi. O dev keşiş bir elini yere bastırarak vücudunun düşmesini zar zor engelledi. Diğer eli ise palayı sımsıkı kavramıştı.

Keşiş gerçekten ağır yaralanmış gibi görünüyordu. Ancak karşı taraf yine de kendisinden çok daha güçlüydü. Lily doğal olarak 'hiçbir şey köşeye sıkıştırılmış bir canavardan daha tehlikeli değildir' sözünü anladı. Güçlü bir anima elde etmek için köşeye sıkıştırılmış bir canavara saldıran Lily, böyle bir şey yapmayı aklına bile getirmezdi.

Karşı taraf ağır yaralandığı için kaçma şansını değerlendirebilirdi.

Ama sonra dev keşiş başını kaldırdı ve Lily onun şeytani yüzünde bir miktar acı ve tereddüt gördü. İki gözü sabit bir şekilde Lily'e bakıyordu.

Bu bakış Lily'e tuhaf bir his verdi. Herhangi bir kötülük ya da şehvet içermiyor gibi görünüyordu ama yine de son derece güçlü bir bağlılık duygusu vardı.

O dev keşiş, kan damlayan titreyen dudaklarını açtı. Sesi kısıktı, çok kısıktı ama yoğun bir tutku içeriyormuş gibi görünüyordu, "Aomi... sen, Aomi'sin... sen Aomi'sin değil mi?"1

Aomi mi? Lily'nin kafası karışmıştı, sanki bu şeytanlaştırılmış keşiş onu başka biri olarak mı tanımıştı? Ama görünüşe bakılırsa bu dev keşişin bu ismin sahibine karşı herhangi bir kötü niyeti yokmuş gibi görünüyordu.

Lily yeterince güvenli bir mesafeye geri çekildi ve soğuk ve anlaşılmaz bir bakışla sordu: "Peki sen kimsin? Sen insan mısın, yoksa şeytan mı?”

Lily sinsice kendi kimliğini açıklamaktan kaçındı çünkü dev keşişin sözde Aomi kızına zarar vermesinin muhtemel olmadığını düşünüyordu.2

“Aomi… ah Aomi… ne kadar da büyümüşsün! Bu kimono sana çok yakışıyor! Mükemmel bir uyum. Artık büyüdüğüne göre… baban rahat olabilir,” Dev keşiş aslında despot gözlerinden irin gibi gözyaşı döktü.