İblis Kılıcı Bakiresi

1. Kitap: C55: Ise Dağı'nın Altındaki Kulübe

İBLİS KILICI BAKİRE

Pubfuture'a göre reklamlar

Lily gözlerini açtığında kendini kaba ve eski püskü görünümlü bir kulübede buldu.

“Ah... Neredeyim ben…”

Ayağa kalkmaya çalıştı ama vücudunun sert ve dayanıklı bir şeyle bağlı olduğunu gördü.

Paniğe kapıldı ve başını eğdiğinde kalın bir iple bağlı olduğunu gördü; bileklerini arkasındaki ahşap direğe kilitleyen, göğüslerini o kadar sıkı saran, nefes almayı zorlaştıran ve bükülmüş bacaklarının üzerinden ayaklarına kadar uzanan bir ip.

Yaptığı ilk eylem, özgür kalmak için Ruh Gücünü kullanmaktı; ancak Ruh Gücü yalnızca güçlü bir etki sağladı. Bu alışılmadık ipi bir bıçağın yardımı olmadan kesmesi mümkün değildi. Samurayları kısıtlamak için kullandıkları ip bu olsa gerek! Eğer öyleyse, kurtulamamış olması doğaldır.

Tabii... o kızıl Ruh Gücünü kullanmadığı sürece. Ama yine de ipi kesemezdi. Sütunu kırıp kulübeyi üzerine yıkacak kadar ileri gitse bile vücudunun hâlâ iple bağlı olma ihtimali vardı.

Bunu kim yaptı? Onu bu kadar sıkı bağlayan sapık kimdi!

"Ah hayatım! Büyük göğüslü abla, bu kulübeyi yok etmeye mi çalışıyorsun?”

Bu ses tanıdık geliyordu. Kendine karşı açıklanamayan bir düşmanlık besleyen küçük kızın sesine benziyordu. Ona yine ne deniyordu? Saikanji bir şey…

Ancak Lily konuşmacıyı göremediği için onun arkasında olması gerekiyordu.

'Vay canına!' Her ne kadar Lily bunun çok sıkıntılı olacağını hissetse de bu yine de en kötü senaryo değildi. Eğer onu bağlayan kişi haydutlar ya da canavarlar ya da belki de Akira'nın çetesi olsaydı o zaman kesinlikle...

Gerçekten çok dikkatsizdi! Sonra tekrar, o ani bilinç kaybı tamamen onun kontrolü dışındaydı...

"Siz muayenedeki genç bayansınız değil mi? Benden ne istiyorsun?"

"Aman Tanrım!" Nanako bunları duyunca biraz sinirlendi. Lily'nin önüne geçti ve kırbacını çenesine bastırmak için kullandı. Lily'ye daha yüksek bir bakış açısından bakarak, yüzünde somurtkan bir bakışla şöyle dedi: "Sen... aslında asil adımı unuttun!"

"Hmph, senin gibi bir kadına yüksek bir yerden bakmak çok güzel!" dedi Nanako çömelirken. Kısa eteğinin altındaki beyaz külot tamamen Lily'ye açıktı ama o bunun farkında değilmiş gibi görünüyordu ya da belki de ikisi de aynı cinsiyette olduğu için umursamıyordu.

Nanako'nun kırbacı Lily'nin alt dudağına doğru kaydı, "Anlıyorum, anlıyorum... sen de aramızdaki anlaşmayı unuttun mu?"

Lily kayıtsızca, "Aramızda herhangi bir anlaşma olduğunu hatırlamıyorum," diye yanıtladı ama kafasında bir plan oluşturuyordu. Görünüşe göre Nanako tarafından yol kenarında bayıldıktan sonra tesadüfen bulunmuş gibi görünüyor. Çevresi zihnine kaydedildiğinden bu terk edilmiş kulübenin dağın eteğinde bir yerde olduğu sonucuna vardı. Lily, test sırasındaki ilişkilerinin kısa olması nedeniyle Nanako'nun onu biraz kıskandığını biliyordu ama bunun dışında Nanako'nun neden ona bu kadar önem verdiğine dair hiçbir fikri yoktu.

Nedeni ne olursa olsun, Tanrıya karşı dürüsttü ve fazlasıyla dikkatsizdi. Aslında sonunda bu küçük kıza bağlanmıştı ve hem de çok yakışıksız bir şekilde. 'Benden tam olarak ne istiyor?'

Lily katanasını ve diğer eşyalarını kulübenin uzak bir köşesinde gördü. Ulaşamayacağı yerdeydiler, bu yüzden şimdilik onları kullanamazdı.