İblis Kılıcı Bakiresi

Kitap 1: C53: Acının Dansı

İBLİS KILICI BAKİRE

Pubfuture'a göre reklamlar

Seiwa Tamashi'nin kılıfının sesi dağdaki ormanda yankılanıyordu.

'Nihayet bitti... sanırım.'

Daidouji Klanı ve Dağ İmplerinin getirdiği çaresiz durumlar nedeniyle onun doğuştan gelen potansiyeli uyanmıştı. Bu sayede bir gün daha savaşabilecek kadar yaşayabildi.

Ama yine de, bu nasıl bir güçtü? Lily'nin şimdilik bir cevabı yoktu.

Daidouji Akira… Bu aşağılık, şeytani ve acımasız adam, sırf bir yarışmada yeğenine karşı kazandığı için onu öldürmek istiyordu.

Daha sonra güzel olduğu için onu zorla almak istedi.

Ancak Lily kalbinde pek fazla nefret hissetmiyordu. Birinden nefret etmesi gerekiyorsa, nefretini güçlülerin zayıfları yediği bu dünyaya yöneltmelidir. Lily'nin bakış açısına göre Daidouji Akira'nın bir iblisden hiçbir farkı yoktu. Eğer onunla karşılaşırsa onu öldürün, hepsi bu.

Nefret edecek ne vardı?

Nefretini kadere mi yöneltmesi gerekiyordu? Kader, ablayı ve kendisini felakete sürüklemiş, sonra da onları bu paralel dünyaya atmıştı. Ama şu anda bu krizi atlatabilmesi kader sayesinde değil miydi?

Eğer bu önceden belirlenmiş değilse, o zaman bazı yüce ve kudretli tanrılar tarafından oyuncak gibi oynanmış olabilir.

Bir cevabı yoktu, yapabileceği tek şey bu tehlikeli dünyada kendi yolunu çizmekti. Sevgili kadınının uyanışına giden yol.

Lily çevresini araştırmak için Ruh Dalgalarını yaydı. Tespit menzilinin yaklaşık üç veya dört yüz metreye kadar genişlediğini görünce şaşırdı. Menzil öncekinden birkaç kat daha genişti.

Hızlıca Sakura Şemsiyesinin dik yokuşun yarısındaki dallara sıkışmış olduğunu gördü.

Müdahale ve tehdit ortadan kalkınca Lily ayağa fırladı ve yamaçta büyüyen bir dalı kaptı. Daha sonra bir süre kalabileceği tüm ağaçların ve kayaların üzerinden çevik bir şekilde atladı. Artık sıçrama gücüyle tek seferde en az altı ila yedi metre sıçrayabiliyordu.

Ağaç dalından Sakura Şemsiyesini aldıktan sonra yokuşa tırmandı.

Karşısında devasa bir figür duruyordu.

Bu, bir süre önce ölen Noboru'ydu.

Lily yara izleriyle dolu bu adama yaklaştı.

Yıllardır ölen o, yaşayan tüm insanlardan daha erkeksi görünüyordu.

Lily etrafına baktı ve Daidouji Klanının çoktan gitmiş olduğunu fark etti. Onlardan intikam almak için o kadar güçlü bir dürtüye sahip değildi.

“Kıza dönüştüm ve bu paralel dünyada sıkışıp kaldım. Sadece kendimi korumak ve ablamı kurtarmak istedim. Ben… nefret ve katliam döngüsünden hoşlanmıyorum ama eğer biri onurumu ayaklar altına almaya kalkarsa, acımasızca karşılık veririm!”

Noboru'nun kapkara bedeni cansızdı. Animası çoktan alınmıştı. Lily, Noboru'yu gömmek istedi ama bu ölü adamı hareket ettiremeyeceğini fark etti.

Kalbinin tellerine bir şeyin çekildiğini hissetti.

Sanki aniden hatırlamış gibi, küçük Aomi'nin iskeletlerini almak için vadinin dibine döndü. Onu Noboru'nun ayağının yanına gömdü.

Bir an için Noboru'nun vücudunun titrediğini gördüğünü sandı. O kadar muhteşem bir baba ki, ruhu elinden alınmış olsa da iradesi hâlâ buradaydı!

Lily, sırtı Noboru'ya dönük olacak şekilde birkaç adım geri çekildi.

Kız, yırtık pırtık kırmızı kimonodan geriye kalanları çıkardı. Çıplak sırtı parlak ay ışığı tarafından yansıyordu.

Daha önce bulduğu çantadan beyaz yukatayı giydi.

Gururlu ve samimi bir bakışla arkasını döndü.

"Şşş...!" Lily kınından çıkarırken Seiwa Tamashi ay ışığının yansımasıyla parladı. Ciddi bir ifade ve bir çift kederli gözle yavaşça dans etmeye başladı ve ağzından trajik bir şarkı mırıldandı.

Pubfuture'a göre reklamlar

O şarkı ve dansta en ufak bir şakacılık yoktu. Sadece üzüntü, keder ve saygının ipuçları vardı.

Dans sona erdiğinde Lily öne çıktı ve katanayı kullanarak Noboru'nun ayağının yakınına bir şeyler yazdı.

Bu birkaç kelimeyi yazdı.

“Onurla öldü.”

Beyaz elbiseli kız daha sonra kılıcı taşıdı ve dağdan aşağı doğru ilerledi.

Dev keşişin yanında küçük bir mezar vardı. Mezarın önüne dik bir dal dikilmiş ve üzerine parlak kırmızı bir örtü iliştirilmiştir. Gece rüzgarı eserken kumaş yavaşça dalgalanıyordu.
.
Pubfuture'a göre reklamlar

Baba ve kızı sonunda kavuştular ölüler Diyarında birlikteler üzücü bir bölümdü