Sabah iş için kurduğum alarmın sesiyle uyandım,daha doğrusu uyanmak zorunda kaldım.Yatakta doğruldum tam esniyecektim ki boğazımdaki ağrı ile elimi boğazıma götürdüm ve yüzümü buruşturdum.Dün yağmurun altında kaldığım için hasta olmuştum.Ha-ri-ka.Yataktan bileğim yüzünden zorla kalktım ve odadaki lavaboya girip yüzümü yıkayıp saçımı elimle şekillendirdim.Daha sonra odaya girdim ve telefonumu alıp aşağıya inmek için topallaya topallaya odadan çıktım.Aşağıya indiğimde oturma odasına girdim.Şimdi diceksiniz bu oturma odasını filan nerden biliyor.Bende bilmiyorum sadece merdivenlerden indiğim gibi beni oturma odası karşılıyor.Koltukta telefonuyla ilgilenen bir Miran vardı.Benim geldiğimi hala farketmemişim.
"Günaydın."dedim zor çıkan sesimle.Ama bu ses tonuna rağmen beni duymuştu.
"Günaydın."dedi ben karşısında kalan koltuğa otururken."Sesin kısılmış."diye devam etti.Bense sadece kafamı salladım.
"Kahvaltımızı yapalım sonra seninle konuşmam gereken şeyler var."dedi soğuk bir sesle ardından ayağa kalktı ve mutfak olduğunu düşündüğüm yere doğru gitti.Bende ayağa kalkıp zorla onu takip ettim.Mutfağa girdiğimde kahvaltıyı çoktan hazırlamış olduğunu gördüm.Ufak bir serpme kahvaltı gibi duruyordu.Miran'ın oturduğunu görünce bende karşısına oturdum.Sonrasında kahvaltımızı yaptık.Sıcak çay boğazıma çok iyi gelmişti.Kahvaltı bittikten sonra konuşmak için oturma odasına geçtik.Bir süre sessizce duvarı izledi.Galiba konuşmaya nasıl başlıyacağını düşünüyordu.
"Dün neden evden kaçtın?"dedi,sesinde ki dizginlemeye çalıştığı sinir belli oluyordu.
"Bunun cevabını vermiştim.Hala size kızgındım ve bu evde bir mafyaya durmak istemedim."dedim.Miran sözlerimi bitirene kadar bekledi.
"Tamam böyle bir şey düşünmekte çok haklısın ama hiç tanımadığın bir yerde nasıl kafana göre bir yerlere gidersin?Üstelik burası bir ormanken!"hafif yüksek bir sesle.
"Bilmiyorum o zaman sadece aklımda buradan biran önce gitmek vardı."dedim hala kısık olan sesimle.
"Ya seni bulamasaydım,ya başına bundan daha kötü bir şey gelseydi."dedi ayağımı gösterirken."Üstelik yağmurda kaldığın için hasta olmuşsun."dedi yüksek bir tınıda.Benden bir cevap gelmeyince devam etti."Ben seni ararken neler geldi aklıma biliyor musun?İlk başta babanı aradım onun yanında olup olmadığını sordum onun hayır cevabından sonra bir güzel azar yedim sonra birde baban endişelenmesin diye tamam Fatih abi bahçedeymiş dedim.Ya seni asla bulamasaydım o zaman babana ne dicektin.Ondan önemlisi kendime nasıl hesap vericektim.Çünkü benim üstüme düşen şey seni yanımda tutup korumaktı.Ve onuda başaramadım.Sana zarar geldi ve hasta oldun."dedi.Bu sefer sesi fazlasıyla yüksekti.Bir süre gözleri kapalı bekledi sanki kendini dizginlemeye çalışıyordu konuşmayınca ben konuşmaya başladım.
"Evet salakça bir şey yaptım özür dilerim.Ama dün ne yaptığımın bilincinde bile değildim.Ondan önceki gün öğrendiğim şeyler çok ağırdı.Hiç düşünmeden çıktım bu evden.Sende beni anla."
"Tamam zaten sen haklısın büyük bir şey öğrendin öğrenmemen gerekiyordu evet ama en azından bizi dinleyip hareket etmen gerekiyordu."dedi öncekine nazaran düşük bir ses tonuyla."Şimdi baban sana kıyafet gönderdi onlardan giyin sonra gidip bu şirket mevzusunu konuşalım."
"Ben bu konu hakkında konuşmak istemiyorum.Ayrıca artık burada kalmak da istemiyorum beni evime götür."
"Hayır konuşacağız eğer şimdi konuşmazsak bir daha asla bizi dinlemezsin."
"Evet dinlemem ama şimdide dinlemiycem."Miran sabır dilenir cesine gözünü kapattı ve bir süre öyle kaldı.
"Miray bak konuşacağız sonrada sen bir karar vericeksin.İki seçeneğin var.Ya bize katılıcaksın ya da hiç bir şey olmamış gibi normal hayatına geri döneceksin ama hiç bir şey eskisi gibi olmayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Işığı
ChickLitAdım Miray -G̶e̶c̶e̶- IŞILAY. Herkese oranla normal sayılabilecek bir hayatım vardı.Babamın öldüğü güne kadar. Kitaplardaki çoğu insanın hikayesi ya baştan kötüdür ya baştan iyidir ya da sonradan kötüdür benim hikayem sonradan kötü olan tarafta. Kit...