11.BÖLÜM

25 4 1
                                    

"Miray artık yerinde durur musun?"diye sordu evin içinde yerimde duramazken.

Hayır anlamında kafamı salladım.Babamın ölümünden iki hafta geçmişti,ilk bir hafta içerisinde babamın evindeydim sonra ki bir hafta ise kendi evimde geçmişti.Kendimi çok azda olsa toparlıyabilmiştim.Şimdi de evimde 'depresyon' pijamamla avukatı bekliyordum.Avukat beni aramış babamın kasasında benim adımın ve Miran'ın adının olduğu ikişer bellek bulduğunu söylemiş,bir saate evime gelip her şeyi anlatacağını söylemişti.

Avukatın aramasından sonra direk Miran'ı arayıp olanları anlatmıştım o da hemen bana gelmişti Şimdide bana kızıyordu.

"Duramam Miran duramam."dedim ve ekledim."Ya biz babamın cenazesinden sonra her tarafa bakmıştık şimdi birden bu bellekler nerden geldi aklım almıyor."dedim.

"Benimde almıyor."dedi ve oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi.Ellerini omuzlarıma koyduğu gibi beni koltuğa oturtdu."Ama otur artık başım döndü.Hem iyi değilsin sen."dedi,nasıl olmamı bekliyordu,iki haftadır neredeyse hiç uyuyamamıştım.Uyusam bile kabuslarla uyanıyordum.Göz altlarım artık istifa etmişti.Ağlamıyordum ama hiç uyumadığım için kapkaraydılar.

"Ben iyiyim."dedim ve ayağa kalkıp mutfağa gittim.İki sade kahve yaptım.Eğer şuan kahve içmesem birazdan bayılabilirdim.

Elimdeki kupalardan birini Miran'ın önüne bıraktım.Ve karşısındaki koltuğa oturdum.Kahvemden ilk yudumumu aldıktan sonra Miran'a döndüm.Ama zaten o bana bakıyordu.

"Pazartesi günü derslerime devam edelim."dedim yorgunlukla,o sadece başını salladı.Tekrar önüme döndüm ve avukatı beklemeye başladım.Tam o sırada kapı zili çaldı.Yerimden kalkıp koşar adımlarla kapıya gittim.Vardığım gibi kapıyı açınca avukatı gördüm.

"Merhabalar Gece Hanım içeri girebilir miyim?"demesiyle hiç bir şey söylemeden kenara geçtim ve avukat içeri geçti.Sonrasında oturma odasına girip Miran'ın yanına oturdum.Avukatta önümüze otururken Miran'a baş selamı vermeyi unutmadı.

"Direk konuya gireyim."demesiyle başımı sallayarak devam etmesini işaret ettim.

"Fatih Bey bir arkadaşına o öldükten yalnızca iki hafta sonra bazı şeyleri bana vermesini,benimde size vermemi istemiş."

"Kim bu arkadaş?"dedi Miran otoriter bir ses tonuyla.

"Babanız Efe Bey."dedi."Gece Hanım sizi aradığımda sadece bellekler den bahsetmiştim ama sonrasında bazı dosyalar ve videolarda olduğunu öğrendim."dedi çantasından bir kaç dosya,üç zarf ve bir kalemi koltukların arasındaki sehpaya bıraktı.Zarfın birinde Gece,birinde Efe,diğerinde ise hiç bir şey yazmıyordu.

"Hakan Bey içinde bir zarf varmış ama onu çoktan kendisi almış.Fatih Bey zarfları herkesin tek okumasını,üzerinde yazı olmayanı ise beraber bakmanızı istemiş."dedi ve biraz soluklandı."Dosyalarda aynı şekilde.Ve kaleme gelirsek Fatih Bey,Hakan Bey'e bir şey söylememiş.Ama Hakan Bey bu kalemi Gece Hanım'ın çözebileceğini söyledi."

"Normal kalem işte."dedim ve elime aldım.Kalemi her tarafını çevirip baktım ama bir şey fark edemedim.

"Son olarak."dedi ve elini tekrar çantasına attı.Ve bir anahtar çıkardı."Bu anahtarda ikiniz için.Neyin anahtara olduğu zarfta yazması gerekiyor."deyip anahtarı önümüzde sallarken tam almaya yeltenmiştim ki Miran benden önce davrandı ve anahtarı alıp ayağa kalktı.Anahtarı pantolonunun cebine koyarken,

"Bizi bilgilendirdiğiniz için teşekkürler."dedi ve elini avukata uzattı.Avukatta ayağa kalkınca el sıkıştılar bende elimi uzattım son olarak selamlaştıktan sonra adamı yolcu edip salona geri geldim.

Gece'nin Işığı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin