"Prens Drien, müsait misiniz? Gelebilir miyim?"
Bir bana, bir üzerimdeki elbiseye bakıyordu. En sonunda konuştu.
"gel."
İçeri girdim. Yatağında oturuyordu. Aynanın önündeki sandalyeye yöneldim ama oturmam için kenara gitti. Bunu fark edince daha da bozulmasın diye yatağına oturdum."Bakın cidden çok özür dilerim. Ben açtım ve mutfağa indim. Sizin bana yemek hazırladığınızdan haberim yoktu."
"Yedin mi?"
"Evet, çok lezzetliydi." ardından devam ettim."Orela da hep böyledir. Onun adına da çok özür diliyorum. Amacım size saygısızlık yapmak asla değildi. Biliyorum hayatını kurtardığınız kişiden böyle bir şey beklemezdiniz. Prens Drien beni dinliyor musunuz?"
Cidden beni dinlemiyor, sadece transa geçmiş gibi bana bakıyordu.
"Leydi Kirina'ya Kirina, Prens Endo'ya Endo diyebiliyorsun da bana neden Drien diyemiyorsun?" cevap veremedim. İç çekti. "Boşver."
"Şey... Çok eskiden beri onları tanıyorum o yüzden. Sarayda, konuşurken resmi olmamı öğrettiler. Alışmam biraz zaman alabilir."
"Senle samimi konuşmam seni rahatsız ediyorsa ben de resmi konuşabilirim."
"Hayır hayır! Hiç gerek yok."
"Öyle olsun o zaman."
"Beni affettin mi?"
"Bir saygısızlık yapmadın. Benim olduğumu bilmiyordun ve baş muhafızının yaptığı şeyden sen sorumlu olamazsın."
"Beni anladığın için teşekkür ederim."
"O zaman ,şey... Ben gidiyorum."
"Sen bilirsin."
Drien'i ,ve evet artık prens dememeye karar vermiştim, arkamda bırakıp dışarı çıktım. Aslında haklıydı, o şeref yoksunlarıyla bile samimi konuşuyordum. Neden Drien ile böyle konuşmayayım?
Bu saatlere Leydi Vanessa ile dans dersinde olmam gerekiyordu. Tekrar azar işitmemek için dans dersi aldığım salona doğru gittim. Salona giderken her an her şey olabilir modundaydım. Salonun önüne geldiğimde kapıyı açtım.
Keşke açmayıp odama gitseydim. Karşımda Endo bana bakıyordu. Tanrım! Sorun bende miydi? Neden kaçmak istedikçe karşıma çıkıyordu?
'Senin burda ne işin var?' der gibi kafamı salladım.
"Senin için değil." Kafasıyla Leydi Vanessa'yı gösterdi. "O istedi."
Ardından Kirina arkamdan içeri girdi. O da mı buradaydı?
Ardından Leydi Vanessa konuştu. "Sizi bilerek buraya çağırdım. Krallıkların varislerinin becerilerini görmek istiyorum. Endo, Amay siz eşleşin. Kirina sen de şimdilik bekle."
"Biri daha var aslında. Drien de geldi." dedim gözlerinin içine bakarak.
Leydi Vanessa birine Drien'i çağırmasını söyledi. O sırada müziği de ayarladı. Ben Endo ile dans etmek istemiyordum ki! Leydi Vanessa'nın ısrarı ile Endo'yla eşleşip dansa başlamıştık. Kaçmak ister gibi etrafa bakıyordum.
Kapının açılma sesini duydum. Hemen Endo'dan uzaklaştım ve Drien'in yanına gittim.
"Leydi Vanessa eğer izin verirseniz ben Drien ile dans etmek istiyorum."
"Peki nedenini öğrenebilir miyim?"
Drien'e daha yakınım falan diyemeyeceğim için aklıma gelen ilk yalanı söyledim.
"Leydi Kirina ve Prens Endo'yu uzun zamandır tanıyorum fakat Drien... Yani Prens Drien ile yeni tanışıyorum. Dans ederken konuşup tanışmamız için." bence doğaçlama bir yalan için fena değildi.
"Peki tamam öyle olsun. Prens Drien, Leydi Amay'ın yanına geçin lütfen!"
Drien'in etrafa bakışını gördüm. İnsanlar haklıydı. Gözleri buz gibiydi.
Gözleri beni buldu... Ve işte o an gözlerindeki buzlar eridi ve arkalarındaki gökyüzünü görmeme izin verdi. Ardından ağır adımlarla yanıma geldi. Ve müzik başladı.
Parfümü... Çok ama çok güzel kokuyordu. "Diyemiyorum artık." ağzımdan çıkan ani söz karşısında Drien haklı bir soru sordu. "Kime ney diyemiyorsun?"
"Leydi Kirina'ya Kirina, Prens Endo'ya Endo diyemiyorum. Ruhum onlarla samimi olmama izin vermiyor sanırım."
"Anladım. Sanırım ben de aynısını hissederdim."
Beni anlayabiliyordu...
"Prens Endo! Bir robot değilsiniz farkındasınız değil mi? Dans ruhunuzun zarifliğini ortaya koyar, ruhunuzu ortaya çıkarın! Bakın, Prens Drien nasıl da güzel dans ediyor. Kendisi ruhunu göstermeyi başarabilmiş."
Sanki bana iltifat etmiş gibi hissettim.
"Amay, halkının babandan ölesiye nefret ettiğini biliyor muydun?"
"Halkımla aynı fikirde olmaktan onur duyarım."
"Sen de sevmiyorsun yani."
Babamın duvardaki tablosuna bakarak konuştum."Bir insan babasını nasıl sever ki? Pardon, bir tek ben böyleyim. Şansıma sıcayım."
Söylediğim sözle yüzünde bir tebessüm oluştu "Anneni babanın öldürdüğü söylentiler var, bundan dolayı mı?"
"Hayır, tek sorun doğmuş olmam. Eğer ki psikolojimi, hayatımı, geleceğimi güşünseydi annemi öldürmezdi. Herkes çocuk sahibi olmasın istiyorum sadece." dişlerimi sıkmaya başladım. Sinirden kızardığıma yemin edebilirdim.
Konuşmaya başladı. "Annemi çok seviyorum. Benim tek varlığım o. Ben de babamı pek sevmem. Nefret de etmiyorum ama. Belki biliyorsundur insanlar beni pek sevmez. Bundan dolayı bağ kurabileceğim insan sayısı çok az. Bunu fark edince kendimi insanlardan soyutlamaya karar verdim. Eğer ki seni üzecek bir şey yaparsam beni affet, çünkü insanlarla iletişim kuramadığım için nasıl davranacağımı bilmiyorum."
Müsait olmadığım için bölüm geç geldi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvenin Bedeli
Teen FictionGücü elimde tutmayı reddedersem boynumdaki kolye etmeyecek birinin otoritesi altında kalmam kaçınılmaz sonum olurdu. "Kaç!" "Prens Endo ve Leydi Kirina geldiler efendim." "Sadece iyiliğini istiyorum." 27.1.2024 gizem #40 24.2.2024 sahteaşk #1 20...