Yorumlarınız ve voteleriniz için çok teşekkür ederim. Lütfen bu bölüme de vote ve yorum yapın. Rica ediyorum... Saat 7.53. Ve ben sizlere söz verdiğim için bu bölümü hemen atmak istedim.
Bu bölümü sevgili yazarım @sibelgns 'ye ithaf etmek istiyorum. Bebek için tebrik ederim. İnşallah sağlıkla, analı babalı büyür.
Medyadaki çalışma bana ait. Dediğim gibi sizlere de yapabilirim.
Bölüm Şarkısı:Lorde-Buzzcut Season
Bu bölüm bütün okuyucularıma gelsin.
Hayatım New York'a geldiğimden beri garipleşiyordu. Alışık olmadığım kadar gizem ve sırlarla doluyordu. Sanki herkesin tehlikeli sırları varmış gibiydi. Tamam herkesin sırları vardır. Ancak bu sırların benimle alakalı olmasından korkuyordum.
Çok güvendiğim içgüdülerim bana her şeyin bir başlangıç olduğunu söylüyordu. Daha hiçbir şey yaşamadığımı...
----
Gözlerimi açtığımda hava tam aydınlanmamıştı. Demek ki erken kalkmıştım. Erken kalkmama şaşırsam da yatağımdan kalkıp banyoya gittim. Hızlı bir şekilde banyoda ki işlerimi bitirdim. Odama geldiğimde hava biraz daha aydınlanmaya başlamıştı.
Gardırobumdan pantolon-tişört ikilisi seçip giydim. Aynanın karşısına geçip hızlı bir şekilde saçıma şekil verdim. Son kez kendime bakıp hazır olduğuma ikna olduktan sonra çantamı alıp aşağı indim. Sanırım kimse uyanmamıştı. Saat daha erkendi çünkü. Bu saatte kahvaltı yapmaya üşendiğim için mutfakla bakıştıktan sonra okula gitmeye karar verdim. Dışarı çıkıp derin bir nefes çektim içime. Lisa daha uyanmamıştı muhtemelen. Telefonumu çıkarıp Lisa ya nerede olduğumu belirten bir mesaj attım.
Lisa kendimi bildim bileli panikli bir insandı. Onu merakta bırakmak insafsızlık olurdu. Sanki her yerden tehlike gelebilirmiş gibi davranıyordu bazen. Belli etmemeye çalışsa da çok fazla düşünüyordu. O suyu andıran gözleri dalıp gidiyordu. Bazen onu bana düşünceli bir şekilde bakarken yakalıyordum. Aklında bir şey vardı bunu anlayabiliyordum. Bunları çözüme ulaştırmaya çalışıyordu. Sorun bu değildi. Sorun aklındakinin ne ile ilgili olduğunu bilmememdi. Sonuçta biz kardeştik. Kardeşler sorunlarını birbirlerine anlatmaz mıydı? Birlikte çözüm aramazlar mıydı? Birbirlerine destek olmak istemezler miydi? Peki neden biz kardeş gibi değildik? Formalite miydik? Neden bana anlatmıyordu sorularını? Belki işle ilgiliydi belki de erkek arkadaş? Nasıl bilebilirdim ki o anlatmadıkça?
Belki de seninle ilgili...
Etrafıma göz gezdirip Eric i aradım. Ama sanırım onu bu saatte bulmanın imkanı yoktu. Omuz silktim. Sanırım bugün okula kendim gidecektim. Benim için bir sorun yoktu. Alışkındım ben yürümeye.
Yalnızlığa...
Havada insana huzur veren bir şey vardı bugün. Ne sıcak ne de soğuk. Ne kapalı ne de açık. Ne negatif ne de pozitif. Nötrdü sanki hava bugün. Bu hava da yürümek o kadar güzel olurdu ki. Zaten bu saatte zor bulacağım taksi imkanını kafamdan eledim ve okula yürümeye başladım. Ne kadar zor olabilirdi ki okulu bulmak.
----
Yolu bilmeyen birine göre epey zor oluyormuş. Bir saatlik yürüyüşten sonra hala sonuca varamamış biri olarak söylüyordum bunu. Okulun yolunu bulacağım diye her kavşaktan girmiştim. Haliyle yolları da aklımda tutamamıştım. Acaba geçtiğim yollara ekmek kırıntısı mı dökseydim? Hoş benim şansızlığım yüzünden döktüğüm ekmek kırıntısı kuşlara yem olurdu. Üstelik telefon şarjım da bitmişti. Okula gidince bir şekilde ablamı aramam gerekiyordu. Bana ulaşamazsa çok telaşlanırdı. Saatte erken olduğu için okulu sorabileceğim ne bir market ne de bir işyeri açmamıştı. Sanırım bu benim bariz bir şekilde belli olan şansızlığımdı.
Hayır yani senin neyine yürümek? Yolu bilmiyorsun daha.
Sıkıntıyla üfleyerek olduğum yerde durdum. Bu gidişle ne evi ne de okulu bulabilecektim. Gözlerimle etrafı tarayıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. İleride 'yine' bir kavşak vardı. Sanırım yeniden kavşaktan yana kullanacaktım şansımı. Gözlerimi devirerek yürümeye başladım. Etraf tenhaydı. Ve bu beni korkutuyordu açıkçası.
Etrafta ne olduğu belli olmayan insanlar olsaydı daha çok korkardın emin ol.
İç sesime hak veriyordum bu konuda. Sonuçta içkili ya da saplantılı insanların eline düşmek korkunç olurdu. Ya beni korkunç bir şekilde öldürürlerdi ya da tecavüz eder öldürürlerdi. Aklıma gelen düşünceyle ürperdim. Hiçbir insan öyle ölmek istemezdi.
Tam kavşağa girecekken arkamdan gelen adım sesleri ile korkudan dondum kaldım.
Hani etrafta kimse yoktu.
Yavaşça arkamı döndüm. Az önce döndüğüm kavşakta bir gölge vardı. Bir insan gövdesi...
Bir erkek gövdesi...
Aman tanrım! Eğer şanslıysam on yerimden bıçaklanmayla öldürülürdüm? Ama şanslı değilsem...
Lisa ne yapardı bensiz? Bu kadar tedirgin olmakta haklıydı. Belki de cesedimi bile bulamayacaklardı. Ya da ortada ceset bile olmazdı. Beni yakar ortadan kaldırırdı. Küllerimi de anı diye saklardı. Belki de beni kimyasallarla eritir tanınmayacak hale getirirdi.
Hiç düşünmeden koşmaya başladım. Nereye gittiğime bakmıyordum. Sadece koşuyordum. Koşarken uzun bacaklarımın hakkını da veriyordum tabi. Ömrümde böyle koşacağıma inanmazdım herhalde. O kadar hızlı koşuyordum ki nefesim tıkanmıştı. Hızlı hızlı nefes alıp veriyordum. Ben hızlandıkça arkamda ki ayak sesleri de benimle birlikte hızlanıyordu.
Ve kalbi midesinde atmaya başladı...
Bu durum karşısında bile espri yapabilen iç sesime karşı cevabım yüzümü buruşturmak oldu.
Hızımı daha da arttırdığımda artık ne koşmak için bacaklarımda güç vardı ne de nefes almak için akciğerlerimde. Aldığım nefes bana yetmez olmuştu. Ayak sesleri kesildiğinde arkama baktım. Gördüğüm tek şey ne ara girdiğimi bilmediğim mahalle gibi bir ortamdı. Durup derin nefesler almaya başladım. İki büklüm olup yorgunluğumu atmaya çalıştım ama ne fayda. O kadar hızlı nefes alıyordum ki bir ara aldığım nefes boğazıma takılıp beni öksürük krizine tuttu.
Nefeslerim biraz daha düzene girdiğinde öksürmekten dolayı dolan gözlerimi silerek hafifçe doğruldum. Doğrulmamla gördüğüm kişi sayesinde çığlık atmam bir oldu.
-----
Yeni bölüm vote ve yorum sınırını geçtiğiniz an gelecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ (TAMAMLANDI)
Fantasy"Nasıl yapacağız" dedi kadın ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. "Nasıl kazanacağız onu geri?" "Merak etme" dedi adam, karısının saçlarını öperek. "Hak verecektir" "Ya bizi sevmezse" dedi kadın hıçkırarak. "Ya bizi sevemezse. Ya bizden nefret ederse...