Bölüm 8∞Şans

4.2K 378 12
                                    

Merhaba! Önceki bölümde yaptığınız yorumlar için hepinize teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz.  Bu arada hikayenin adını değiştirmeye karar verdim. Adını Gizemli yaptım. Anormal adlı çok fazla hikaye varmış. Gizemli adı bana daha anlamlı geldi bu hikaye için.

Profilimde de görüldüğü üzere Kapak Tasarımı yapıyorum.

Medyada olan kapak için @Jeliboncu adlı kişiye teşekkür ederim. 

Bu bölüm bütün hepinize.

İyi Okumalar!


Hızımı daha da arttırdığımda artık ne koşmak için bacaklarımda güç vardı ne de nefes almak için akciğerlerimde. Aldığım nefes bana yetmez olmuştu. Ayak sesleri kesildiğinde arkama baktım. Gördüğüm tek şey ne ara girdiğimi bilmediğim mahalle gibi bir ortamdı. Durup derin nefesler almaya başladım. İki büklüm olup yorgunluğumu atmaya çalıştım ama ne fayda. O kadar hızlı nefes alıyordum ki bir ara aldığım nefes boğazıma takılıp beni öksürük krizine tuttu.

Nefeslerim biraz daha düzene girdiğinde öksürmekten dolan gözlerimi silerek hafifçe doğruldum. Doğrulmamla gördüğüm kişi sayesinde çığlık atmam bir oldu.

Bağırmamı ancak ağzımı eliyle kapatarak susturabilmişti. Beni kollarımdan tutarak kenara çekti. Kalbim yeniden ritmini kaybetmişti. Gözleriyle etrafı taradıktan sonra sitemle bana baktı. Bense gözlerimi kocaman açmış ağzımın üstünde ki eline bakıyordum. Bakışlarımı fark edince gözlerini devirdi.

"Elimi çekeceğim ama sakın bağırma. Sabah sabah adımın sapık diye çıkmasını istemem" dedi alayla.

Gözlerine bakarak kafamı salladım. Zaten ben korkudan bağırmıştım öyle. İstemsizdi yani.

Elini yavaşça çekerek omzumun üstündeki duvara koydu. Diğer elini de diğer omzumun yanına koyunca nefesimi düzenlemem benim için daha zorlu hale gelmişti.

"B-beni" dedim nefesimi düzenlemeye çalışırken. "Sen mi takip ediyordun?"

"Takip etmek demeyelim de genç bir kızın bu saatte bu sokaklarda ne işi olduğunu merak ediyordum" dedi kaşlarını çatarak. "Gerçekten ne işin var burada?"

"Okula yürüyerek gitmek istemiştim" dedim hafif bir sinirle.

"Orası belli oluyor" dedi Steven gülerek.

Gülüşü kulaklarıma geldiğinde sinirim geçti. İçim huzurla doldu. Hep böyle kalmak istedim. Bunun imkansız olacağını bile bile istedim.

"Peki, senin burada ne işin var?" diye sordum merakla.

"Aslında seni uzun zamandır takip ediyordum" dedi ciddiyetle. Gözleri kısılmıştı. Ne demek uzun zamandır?

"Bu uzun zamanı açarsak?"

"Kavşakları denemeye başladığından beri desek?" dedi Steven alayla. "Neden kavşakları kullanıp durdun. Zaten düz devam etseydin okulu bulurdun"

Ne yani okul düz yolda mıydı? E boşuna dememişlerdi o zaman 'Okul yolu düz gider' diye.

"Farklı bir yol denemek istemiştim" dedim sanki okul yolunu biliyormuşçasına. Hoş sadece okulu bulmak istemiştim.

Steven kıkırdadı. Bu halim onu eğlendirmişe benziyordu. Bir dakika Steven beni takip ediyorsa neden beni durdurup doğru yolu göstermemişti. Ah! Gıcık şey...

GİZEMLİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin