Öğretmenler Yatakhanesi'ne doğru sert adımlarla ilerlerken Jane'i gördüm.
Ablasına hiç benzemiyordu.Kızıl kıvırcık saçları,mavi-yeşil gözleri ve yumuşak yüz hatları vardı.Enerjik ve cesur bir ifadeye sahipti.
"İyi günler Profesör."dedi kibarca.Bu konuda ikisi de aynıydı.
"İyi günler Miss Snow."diye karşılık verdim.
Odama girdiğimde,hiçbir şey düşünmemek,sadece uzanmak istiyordum.Ancak Elsa'nın her şeyi zihnimin en ufak zerresinde bile kendine yer edinmişti
Öfkeyle masamdaki her şeyi yere attım.Ardından sinirle bağırdım.
Hiç mi güzel bir hayatım olmayacaktı benim?Mutluluk bana yasak mıydı?
Çocukluğumda,Lupin'in dersindeki Dolap'a yaklaşamazdım bile.Benim Böcürt'üm karanlık veya ruh emiciler değildi.Benim en büyük korkum,babamdı.
Kendimi kaybetmiş,her yeri dağıtırken kapım aniden açıldı.Harry ve Elsa,korkmuş bir şekilde bana bakıyorlardı.
Harry bir büyü mırıldanıp eşyaları eski haline döndürdü.Elsa ise ürkek adımlarla bana yaklaştı.
"Neden?Neden böyle yaptın?"
Mavi gözleri dolmuş,üzgün hali ona sarılma isteğimi arttırmıştı.Sarılmadım.Kaşlarımı çatıp,gözlerimi kapattım.Buz gibi eliyle yavaşça sağ elime dokundu.
"İçine cam batmış."diye mırıldandığında,cam bir şeyleri hangi ara kırdığımı düşünmeye başladım.
Söylediği büyü ile asasının ucu sivri bir cımbız şeklini aldı.
"Bu biraz acıtabilir."deyip elimi avcunun içerisine aldı.Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken cımbızı elime batırıp camı çıkarttı.
"İşte oldu."
Bana anlatmaktan ziyade,kendi kendine konuşuyor gibiydi.Fazla masumdu.Fazla kırılgandı,fakat ayakta kalmayı bir şekilde başarıyordu.Aşık olduğum kız,öğrencimdi üstelik.Benden dört yaş küçüktü.Aşk mantık tanımıyordu."Gözlerimin içine bak,Draco."
Ciddiyetle söylediği cümleyi dikkate almadım.
"Bir Profesörle böyle konuşamazsın,seni ahmak!"dedim sinirle.
Söylediklerimden sonra gözünden bir damla yaş aktı.Sonra,giderek çoğalan gözyaşları...
En doğrusu buydu.O benim öğrencimdi sadece.Vazgeçmek zorundaydım.
"Pekala Profesòr.Bir daha saygısızca konuşmayacağım."
Elimi alıp kalbinin üstüne koydu.Bir kuşun kanat çırpması kadar hızlıydı nabzı.
"Bu kalbin ritmi hep böyle kalacak.Kalbimin müziğini değiştiremem.Ama artık içinde sizin tınılarınız olmayacak!"
Gözündeki yaşları sildi ve son bir şey söyledi.Ama anlayamadım.Tanıdığım bir dil gibiydi,yine de çıkartamıyordum.
"Ssseheeo"
Harry kocaman gözlerle Elsa'ya baktı.Doğru ya,o da odadaydı.
Harry daha ağzını açamadan odadan çıktı.
"Neden şaşırdın?"diye sordum ona.
"O bir Çataldil.Sana az önce 'Elveda'dedi.Hala biraz anlayabiliyorum.Kehanet yaklaşıyor,Draco.O gerçekten de Yılan Prenses."
"O zaman,işte her şey şimdi başlıyor."
Kendimi öfkeyle yatağa atarken son söylediklerim bunlardı....
Elsa:
Artık Profesör-öğrenci diyaloğu vardı.Bana ahmak demişti.Bana bağırmıştı.
Ancak güçlü kalacaktım.Artık onun için daha fazla üzülmeyecektim.Tesadüfen,Potter ailesini ziyarete gittiğimde ve odasınden gelen sesleri duyduğumda çok korkmuştum.Onun için endişelenmiştim.Oysa onun tek yaptığı bağırıp çağırmaktı.
Dersler bittikten sonra Seraphine,Serena ve Vanessa ile vakit geçirdim.Yarın ilk görevimi alacağımı söylediğimde üçü de çok heyecanlandı.
"Tobias ile nasıl gidiyor ?"
Vanessa'nın sorusu üzerine Serena kızardı.
"Harika biri.Üstelik espiri anlayışı mükemmel.Senin Max ile aran nasıl?"Vanessa aniden kafasını iki yana salladı.
"Max'i neden soruyorsun ki?Kaba ve egoist büyücünün teki o!"
Hepimiz kahkaha atınca pancar gibi oldu.
"Senin Hufflepuff arkadaşın ne durumda Seraphine?"
"Gayet iyi.Çok kibar.Elsa,Adrian nasıl?"
"Ah,bir gündür görüşmedik."
"Ne duruyorsun öyleyse,hemen yanına git!"dedi Serena.
"Erkek arkadaşlar başıboş bırakılmaya gelmez."dedi Seraphine.
Hepsine öpücük atıp yatakhaneden çıktım ve Ortak Salon'a ilerledim.
Adrian Max,Tobias ve iki iri kıyım çocukla gülerek sohbet ediyordu."Hey Elsa!"dedi Tobias gülümseyerek.
"Merhaba."dedim sakince.
Adrian bana aşık bakışlar atınca yanına oturdum.Çok geçmeden kızlar da Yatakhane'den çıkıp yanımıza geldiler.
Serena Tobias'ın oturduğu deri koltuğun köşesine oturdu.Vanessa Max'in karşısındaki koltuğa geçti ve Seraphine iki iri çocuğun ortasına kuruldu.
Adrian beni iyice kendine çekip yanağıma bir öpücük kondurunca huzurla gülümseyip başımı omzuna koydum.
"Seni seviyorum Minik Yıldız."diye fısıldadı kulağıma.
Draco'yu düşünüp iç çektim.
"Ben de seni seviyorum,Karanlık Prens."
Merhaba,bölüm gecikti ama yazarcığınız tatile fazla düşkün :) ;)
Medyada Adrian
![](https://img.wattpad.com/cover/34824109-288-k334557.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Green Stars
FanfictionDark Green Stars Elsa Hogwarts'a yeni gelmiş,üstelik tahmin bile edemeyeceği bir binanın öğrencisi oluvermişti. Her şey bu kadar karışıkken,ona kalbini kaptırmış iki erkek arasından da birini seçmek zorundaydı. Aşk,ders,okul,arkadaşlık derken; Ya bi...