Bölümü iki gün erkenden yazayım dedim.Yalnız telefondan yazdığım için yanlışlarım olabilir.Beni mazur görün.Sizi seviyorum XO(Medyada Vanessa)
Herkes hayretle fısıldarken donakaldım.Böyle bir şey nasıl olabiliyordu anlamıyordum.Draco öfkeyle bağırdı.
"Bu imkansız,o reşit değil!"
"Daha önce de bununla karşılaştık Draco,endişelenecek bir şey yok."dedi Mrs.McGonnagall.
"Ne demek endişelenecek bir şey yok!Harry az kalsın ölecekti!"
McGonnagall bana döndü.
"Elsa,adını sen mi koydurttun?"
"Hayır."dedim dürüstçe.Bu kadar aptalca bir eziyeti kendime yapmazdım,ödül ne olursa olsun.
"Bütün gün bizimleydi."dedi Vanessa.
"Öyleyse bu nasıl oldu!"Draco resmen köpürüyordu.
"Eminim mantıklı bir açıklaması vardır."dedi Profesör Longbottom.
"Kabul etmek zorundayız."dedi Madam DeLacour.
"Doğru."dedi Durmstrang müdürü Albert Boss.
"O zaman,"dedi Müdire McGonnagall"Üçbüyücü Turnuvası başlasın!"
Hayır,olamaz.
Draco'dan:
Snape beni köşeye çekince sorarcasına ona baktım.
"Adını ben koydum."dedi düz bir sesle.
Ağzım"O" şeklini alırken hayretle ona baktım.
"Ne yaptım dedin!?!?!"
"Kalbini kazanacaksın."
"Tabii,ejderhalar onu yerse belki kalbini alırım!"dedim ima ve sinirle karışık sesimle.
Gözlerini devirdi."Sen Profesörsün,aptal.Ona yardım edersen geçirdiğiniz zaman çoğalır ve onun Sevgili Beyaz Süpürgeli Büyücüsü olursun."
Haklıydı.Onun zeki olduğunu biliyordum.Ama bu sefer zekasını kurnazlığı ile birleştirip iyi bir plan ortaya atmıştı.
"Doğru."diye onayladım onu.
Ellerini omzuma koydu."Bak evlat,sen mutlu olacaksın.Karanlık geçmişinin kapılarını kapatacağız.Benim Lily'mi kaybettiğim gibi sen Elsa'nı kaybetmeyeceksin."
"Teşekkür ederim baba."dedim ona.Üveydi ama,babamdı işte.Azkaban'da çürüyen,anneme yıllarca eziyet eden o adamdan çok daha gerçek,çok daha iyi bir babaydı.
"Rica ederim oğlum."derken mutluydu.
Elsa'dan:
Yere çökmeme engel olan,beni tutan Jane ve Serena oldu.
"Turnuvanın detayları yarışmacılarla daha sonra konuşulacak.Haftaya yapılacak büyük balo için hazır olun ve Hogsmeade gezisine gitmek isteyenler ailelerinden izin belgesi ile gelsinler.Şimdi,dağılabílirsiniz."dedi McGonnagall.
Resmen titriyordum.
"Sakin ol Elsa."diye fısıldadı Serena.
"Ama ben reşit bile değilim!"dedim ağlamaklı ses tonumla.
"Bu işte bir terslik var ama çözene kadar güçlü kalmalısın."dedi Jane ciddiyetle.
"Galiba bayılacağım."dedim yorgunca.
Bunu duyunca Adrian kalabalığı aşıp sıkıca bana sarıldı.
Kollarındayken kendimden geçtim.
Gözlerimi açtığımda yatakhanede olduğumu fark ettim.Vanessa,Serena ve Seraphine karşımdaki yatakta oturuyorlardı.Draco kollarını göğsünde bağlamış başımda duruyordu. Adrian hemen arkasında,sert duvara yaslanmıştı.
"Kendini nasıl hissediyorsun?"diye sordu Seraphine.
"Yorgun ve çökmüş."dedim dürüstçe.İyi olduğum yalanına gerek yoktu.Doğru söylemediğimi zaten anlarlardı.
Vanessa gümüş sehpadaki sürahiyi aldı ve bardağa boşalttı.Teşekkür ederek getirdiği suyu içtim.
Adrian elini alnıma koyup ateşimi ölçtü.
"Ateşin yok.Bu iyi bir şey."
Draco yanıma yaklaşınca önüme geçti.
"Çekil."dedi Draco.
"Senin yüzünden bu haldeyken ona yaklaşmana izin mi vereyim,kabuslarında bile göremezsin!"
"Benim suçum değildi."
"Neler oluyor?"diye sordum konuşmalarını bölerek.
Draco bana dönüp tebessüm etti."Bir şey yok,canım."
"Canım mı!Canım falan diyemezsin!Anladın mı beni!"Adrian kudurmak üzereydi.
Serena öne atıldı.
"Aaa,şey Profesör?"
Draco gözlerini Adrian'dan ayırmadan cevap verdi.
"Efendim Serena?"
Serena hafifçe öksürdü."Sanki şey olsa daha iyi olur,sakin bir ortam olsa?"
"Bunu Jones'a söyle."
Adrian asasını çıkarttı ve yaptığı büyüyle Draco geriye fırladı.O karşılık verecekken bağırdım.
"Kesin şunu!"Başımı ellerimin arasına aldım."Her şey zaten yeterince karmaşık!"
Seraphine yanıma gelip omzumu okşayınca az da olsa rahatladım.
Kapının aniden açılmasıyla hepimiz sıçradık.Alev rengi saçlara baktım. Jane.
"Elsa!"derken sesi oldukça endişeliydi.
"Merlin'in çikolataları aşkına!Şu dışarıdaki iki çam yarmasını atlatmak için hokkabaz oldum resmen!'Gryffindor'lar giremez'miş,hah!"
Komik haline gülümsedim.Odadakilere baktı.Van ve Sera ile kucaklaştı,Ser'e selam verdi ve sarışınlarıma ters bir bakış attı.
Bana ciğerlerimi iflas ettirecek kadar sıkıca sarılma işini de başarıyla tamamladıktan sonra sarışınlara döndü.
"Şimdi beyler,sizinle konuşacaklarım var."dedi kardeşim ciddiyetle.
"Ne konuda konuşacaksın?"diye sordu Draco.
"Ablamı üzecek,kıracak veya incitecek bir davranış istemiyorum."dedi Jane tehditkarca.
"Eğer bir yanlış yaparsanız..."dedi Vanessa."Bir itibarınız olmaz."
"Sizi lanetlerim."dedi Seraphine.
"Üreme sisteminizi çökertirim."dedi Serena.
"Biz kızlar öfkelenirsek tehlikeli oluruz."diye ekledi Jane."Seraphine'in Hufflepuff ve Vanessa'nın da Ravenclaw'lara benzediğini ele alırsak,dört binanın dört öfkeli kızı bir amaç için birleşmiş olur.Ablamın kafası bulanmayacak,anlaştık mı?"
Kızlar konuştuktan sonra iki erkeğe baktım.Yoksa,süt dökmüş yavru kedilere mi demeliyim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dark Green Stars
Fiksi PenggemarDark Green Stars Elsa Hogwarts'a yeni gelmiş,üstelik tahmin bile edemeyeceği bir binanın öğrencisi oluvermişti. Her şey bu kadar karışıkken,ona kalbini kaptırmış iki erkek arasından da birini seçmek zorundaydı. Aşk,ders,okul,arkadaşlık derken; Ya bi...